TİYATRO bir zaman bir sanatkar olduğunu unutmamış sahneye çıkıp oynamış, sahneye eserler koymuştur. Sahne- ye koyduğu eserler dünya repertu- arının en kalburüstü eserleri, oyna- dığı roller klasik repertuarın en güç rollerdir: "Cadı anı", "Kral ve Cüneytin Kral Leari ile Kral Oi- dipus'unu görmeğe ve alkışlamıya koşmuştur. Şimdi Devlet Operası onun sahneye, koyduğu "Salome" ile son aylarda sarsılmış olan itiba- rını yeniden kazanmaktadır. Kral Lear ve Oidipus rolleri Cü- neyti zamanımızın en büyük trajedi sanatkarlarıyla — yanyana oturabile- ceği bir zirveye — yükseltmiştir. U- mum Müdürlüğe getirildikten sonra idari sahada bir tek hakiki yardım- cıya, sevimli Şeref Gürsoya malik olduğu halde Devlet Tiyatrosu sah- nelerine çıkardığı birbirinden güzel eserler, arttırdığı temsil sayıları -ve hasılatı- açmıya — hazırlandığı yeni tiyatrolar -Beşinci Tiyatro-, kadro- ya kazandırdığı yeni değerler - Mü- nir Özkul ve Nedret Güvenç-, yıllar- danberi sürüp giden haksız bır iddi- ayı da ortadan kaldırmıştır: Muhsin Ertuğrulun yerine adam yetiştirme- diği iddiası Sanatkâr- müdür Cü- neyt Gökçer, Carl Ebert'in de, Muh- sin Ertuğrulun da iyi hocalar olduk- larını, cevherli talebenin, hocaların- dan faydalanmağı — daima bileceğini isbat etmiştir. Ve Cüneyt Gökçer henüz otuz se- kiz yaşındadır En iyi kadın sanatkarımız çen yılın en başarılı kadın sanat- kârı, hiç şüphe yok ki Yıldız Kenter olmuştur. Gerek Devlet Ti- yatrosunda, gerek Karaca Tiyatro- sunda sahneye koyup oynadığı eser- kazanmış, yüzer fazla oynanmıştır. Bu muvaffakiyet- ler sadece birer "gişe muvaffakiye- ti" olmakla kalmamıştır. Yıldızı An- karada sahneye koyup oynadığı "Öf- ke" piyesinde, İstanbulda, bu mev- oynamakta oldu- ğu, "Salıncakta İki Kişi" de görmüş olan bütün münekkidler, — sözbirliği halinde, onu göklere çıkarmışlardır. Halk da takdirini, bu temsillere bi- let bulabilmek için gişe önlerinde kuyruk yapmakla göstermiştir. Yıldız Kenter Devlet Konserva- tuarından mezundur ve kuruluşun- dan bu yana (1949) Devlet Tiyatro- su sahnelerinde klasik ve modern en ağır, en güç eserlerde, çok çeşitli roller oynamış ve hemen — hepsinde büyük bir başarı göstermiştir. Yıl- 32 dız, kendisini sahnemizin en kuv- vetli kadın sanatkarı seviyesine çı- karan ilk büyük başarısını "Miras" piyesindeki Catherine Sloper rolüy- le elde etmiş, bunu sırasıyla "Ge— lin", "Finten", "Yağmurcu", Faresi", "Öfke" ve nihayet cakta İki Kişi" piyeslerindeki unu- tulmaz yaratışları takibetmiştir. Ve Yıldız yaşındadır. Kenter henüz otuz iki En başarılı rejisör S)n yılların en başarılı rejısını Dev- let Tiyatrosunda bu mevsimi aç- mış olan Sophokles'in "Kral OCidi- pus" tragedyasıyla Takis Muzeni- desin verdiği, bütün münekkidler ve yüz bine yaklaşan büyük bir seyirci kitlesi tarafından ittifakla kabul ve teslim edilmektedir. — Gerçekten de Yunanistanın bu degerlı rejisörü biz- olarak "dört başı mâ- tragedyası gerçekleştirmiş, — bilhassa verdiği klasik üslüp ve edâ büyük bir hayranlık uyandırmıştır. enides memleketimizin yabancısı değildir. 1954 de bir kere daha Ankaraya davet edilerek, gene Devlet Tiyatrosunda Selahattin Ba- tunun "Güzel Helena" tragedyasını buyuk bir başarıyla sahneye koy- muştu Muzenides, Yunanistanda Hu- kuk tahsili yaptıktan sonra avukat- lığı bırakıp rejisörlüğe mış, uzun yıllar Almanyada büyük rejisör Fehling'in yanında çalışmış, Atinaya döndükten sonra Devlet Ti- yatrosundan başlayarak birçok res- mi ve hususi tiyatroların müdürlü- ğünü, başrejisörlüğünü yapmış ve ni- hayet hususi teşebbüs sahasında ça- lışmayı tercih etmiş bir sanat ada- KİTAPSEVERLERE MÜJDE KİTAPLAR ALEMİ Her ay çıkacak, size yeni kitapları tanıtacaktır. Yılbaşında çıkan birinci sa- yısında 40 dan fazla yeni kita- bın mahiyeti konusu, içinde- kiler, Özeti, — fiyatı ve sipariş adreslerı hakkında bilgi veril- Senbolık altı aylık abonesi 15 r. u birlikte 150 pulu göndere- (Açık adresinizle kuruşluk posta bilirsiniz). Haberleşme adresi: Posta Kutusu: 198 - Ankara mıdır. Şöhreti memleketinin hu- dutlarını aşmış, birçok Balkan baş- kentlerinde eski Yunan eserlerini sahneye koymuştur. Evli ve bir kız babası olan Muze- nides, Türkçeyi iyi konuşur, çünkü ailesi aslen — Trabzonludur ve evle- rinde daima Türkçe konuşmaktadır- lar. Zengin kültürü, eski Yunan eser- lerine olan derin vukufu, bitmek bil- meyen çalışma sevgisi ve büyük te- vazuu ile sanat çevrelerimizde ken- disini çok sevdirmiştir. En başarılı yaratışlar ejinin yanısıra, geçen yıl sahne- lerimizde sanatkarlarımız tara- fından gerçekleştirilen en güzel ya- ratışları hatırlamamaya imkan var- mı? Bu yaratışlar da münekkidler ve büyük seyirci toplulukları tara- fından beğenilmiş, bütün bir mevsim her akşam uzun uzun alkış toplamış yaratışlardır. Bu yaratışlar, muay- yen bir sıra gütmeksizin şunlardır: Kral Lear ve Oidipus (Cüneyt Gökçer), "Hürrem Sultan" da Ka- nuni (Şahap Akalın), "Duvarların Ötesi"nde I. Mahküm (Yıldırım Ö- nal), "Oturma Odası"nda Miss The- resa Browne (Süreyya Taşer), "Gö- nül Avcısı" nda Vilma (Mediha Gök- çer), "Evlât Evlâttır" da Filumena Marturano (Melek Ökte), "Dört Al- bayın Aşkı" nda Belediye Reisi rahim Delideniz), "Günden Geceye" de Mary Tyron (Macide Tanır), "De- li" de Dayı (Vasfı Rıza Zobu), "Cen- giz Hanın Bisikleti" nde Cengiz Han (Ulvi Uraz), " te Bobçins- ki (Haldun Dormen), "Sözde Melek- ler" de Jane ve Julıa (Gülriz Sururı ve Ayfer Feray), "Burada Gömülü" de Ruth Gray (Lâle Oraloğlu), "Tahta Çanaklar" da Lon Dennison (Zihni Rona). Yeni istidatlar 'Iîanınmış sanatkârlarımızın büyük yaratışları — arasında yeni yetişenlerin, riz olarak, zevkle verici, Ankara Devlet Tiyatrosunda: Ya- lın Tolga ( Dıvarların Ötesi" nde 3. Mahkum, "Günden Geceye" de Ed- mond) Ejder Akışık ("Hürrem Sul- tan”" da Şehzade Cıhangır) İstanbul Şehir Tiyatrosunda: Cezzar (“Hamlet" de Hamlet), Sibel Gök- sel ("Hamlet" Sahnede oynadığı Pamela Harrington), ("Fettan Kız" da Rosaura), Özgün ("Devlet Işlerı nde İrene El- liot), Küçük Sahnede: Metin Serez- li ('Beş PParmak" da Clive Har- rington) de Ophelia ve Küçük " " AKİS, 20 OCAK 1960