s P O R Futbol Üçüncü maç ice şehrinde güneşli bir havada, fakat ıslak Leo La Grance sta- i enaz 3 metre of- sayt pozisyonunda bulunan arkadaşı Foix'e topu aktarışı, yirmibini aşkın Fransızı ayağa kaldırdı. Avrupa şampiyon klüpler turnuvasında, kar- döfinale kalacak sekizinci takımı bel- li edecek olan bu karşılaşmada, Fe- nerbahçe en az bir beraberlik elde ederse, 8 inci takım olarak kardöfi- nale yükselecekti. Mağlübiyet tek farklı olursa üçüncü bir maç, iki ve daha farklı olursa tur atlamak Nice'e kısmet olacaktı. İşte maçın başındanberi her Nice akınında yerinden fırlayan Fransız seyırcısı bu defa bir gol bekhyordu ra Nice santrforu Foix, bariz of- sayt pozisyonunda topu kullanamaz- sa, bir daha hiç kullanamazdı ve bu fırsat kolay kolay ele geçmezdi. Fe- nerbarçe müdafaası haklı olarak ha- kemin ofsaytı göreceğini düşünerek duraklamıştı. Fakat hakem hiç bir hareket göstermemiş, Foıx'in kaleye sokuluşunu, Fransız seyircisinin gü- rültüsü arasında takibetmişti. Fe- nerbahçe müdafaası yanılmıştı. Ha- kem çekti ve ne olursa olsun hakeme güven olmazdı. Durmamak ve Foıx'e mani olmak lâzımdı. Onlar önce va- zifelerini — yapmalıydılar. Hakemin taraf tutabileceğini de hesaba kat- Nitekim Ni- ce santrforu kaleye sokulup çok ya- kın mesafeden topu ağlara gönderin- , hakem ancak kımıldadı ve çaldı- gı dudukle santra çizgisini gösterdi. Gol, Fenerbahçeyi moralman boz muştu. Buna arızalı bulunan Canın Fransızlar tarafından kasden tekrar sakatlanması ilâve edilince, Fener- bahçe hücum hattının gücü yarı ya- rıya azalıyordu. Şimdi bütün iş emek- tar Lefterin omuzlarına yüklenmiş di ve Fransızlar bir tac atışı ile ikinci göllerini de çıkarınca, üçüncü maç ihtimali biraz azalır gibi olmuştu. Fakat Fenerbahçeyi ne Canın sakat- lanması ne de hakemin hatalı kararı ile kabul ettiği ilk gol yıldıramıya- caktı. Onlar bu yabancı sahada iki göolden sonra muhakkak birşeyler yapmak hırsı ve azmi içindeydiler. Bu mücadele ise bir türlü semere vermiyordu. Neredeyse maç bitecek- ti. İdareciler saha kenarında ecel terleri döküyor, bitmesini hiç arzu etmedikleri zaman, koşar adımlarla ilerliyordu. Nihayet Fransız solbeki AKİS, 9 ARALIK 1959 Carnu'nun bir geri pasını yakalayan Şeref kaleye sokuldu, muhakkak go- le gidiyordu. Nitekim bunu kestiren Nice ortahafı Gonzales, çareyi el ve ayakla Şerefi yere indirmekte buldu. Bir anda sahayı bir sessizlik kapladı. Bütün gözler ilk golün kahramanı Çek hakemine çevrilmişti. Bu hare- keti de idare edecek miydi acaba? Yoksa Fenerbahçenin — haklı penal- tısını vermek cesaretini kendinde bu- lacak mıydı? Nefesler kesilmiş, ha- kemin kararı bekleniyordu. Bu ses- sizlik içinde tiz bir düdük duyuldu. akem penaltı noktasını işaret ederek koşuyordu. Fenerbahçelilerin sevinç gözyaşları içinde kucaklaştık- ları bir sırada, haklı penaltıyı dahi hazmedemiyen Fransız seyircisi ha- kemi protesto ediyordu. Fakat ha- kem bu gürültüye kulak asmayıp, meşin topu, penaltı yuvarlağının üs- tüne koymuştu bile. l1 Fenerbahçeli ve saha kenarındaki idarecilerle, tribünlerdeki 100 kadar Turkun sevinci bir anda kesilmiş, bu ncin yerini büyük bir heyecan kaplamıştı Öyle ya, — Fenerbahçeye 3. maçı kazandıracak bu penaltı ya atılamazsa. Bu Fenerbahçeliler için son kozdu. Leftere güvenmek lâzım- dı. Fakat, bu büyük futbolcunun da zaman zaman penaltı kaçırdığına şahit olunmuştu. Hele bu atmosfer içinde penaltı atmak pek de kolay bir iş değildi. Maçın bitmesine de 7 dakika vardı. Bu büyük fırsat kaçı- rılacak olursa, artık kurtuluş ümidi hiç kalmıyacaktı. Nasıl olduysa oldu, büyük futbol- cu Lefter sakin sakin gelerek topu sol ayağı ile sağ köşeye havale etti Fransızların — güvendikleri kalecileri Lamia ise bir an için aldanmış, to- pun sol köşeden gelecegını hesapla— mışdı. Çok kısa bir zaman içinde to- parlanıp sağ koşeye atladıysa da, o- lan olmuş, meşin top aglarla kucak— laşmıştı. Artık - bir ü maç mukadderdi. Fenerbahçelıler sahayı terkederken sevinç gözyaşları içinde kucaklaşıyorlardı. — Nice'e yenılmış— erdi ama tarafsız bir sahada üçün- cü bir maç daha oynamak hakkını kurtarmışlardı. Rakipleri ile kardö- finale yükselmek şanslarını eşit ola- rak muhafaza ederek "Leo La Gran- ce stadını terketmekte idiler. Canın arızası B/Iîçın başında Fransızların kıya- ıya tekmeleri ile sakatlanması- na rağmen büyük bir azimle oyuna devam eden Canın artık takati kal- mamıştı. Yürüyerek, hatta ümitle koşarak çıktığı sahayı, menejer Ah- met Erolun sırtında terkediyordu. Maçtan sonra sıkı bir kontrolden ge- çirilen Canın arızası Fenerbahçe ka- filesinin neşesini kaçırmıştı. Doktor- futbol oynaya- mayacağını söylüyorlardı. Bu ise Fe- nerbahçe forvetinin yüzde elli fire vermesi demekti