YURTTA OLUP BİTENLER le diyordu, Atay böyle diyordu. Bu arada, tutumuyla dikkati çeken tek gazete Hürriyet oldu. Ama Hürriyet hakkında Babıâlide, zaten bir lâtife dolaşıyordu, "Hürriyeti Dr. Gedik elde tutuyor" deniliyordu. Hakika- ten hürriyetin sayfalarında İktidar büyükler ile Ferah Diba sütun pay- laşmakta rekabet halindeydiler. Bu hal bile, İç İşleri Bakanının tedirgin olduğunu göstermek bakımından ye- ni bir işaret o Mesele, aslında basitti. Açılacak Meclis Tahkikatı herşeyi — aydın- latacaktı. Ya Namık Gedikle İl- han Engin haklıydı, ki böyle olduğu takdirde mahkemede yemin vererek şahadet eden üç memurun yalan şa- hadetten dolayı haklarında adli ta- kibat gerekmekteydi. Veya memur- lar doğru söylüyorlardı. Bu defa hâ- disenin mesulleri cezalandırılmalıydı. şte bütün bunlardan dolayıdır ki, muhalifinden — bitarafına, bıtarafın dan Demokratına bütün halk hiç de- ğilse tahkikat neticeleninceye kadar Namık Gedikin İç İşleri Bakanlığın- dan çekilmesini bekliyordu. Nitekim 6-7 eylül hâdiselerinde de aynı şey muş ve o zaman Gedik derhal isti- fa ettirilmişti. Doğrusu istenilirse, geçen hafta- dan itibaren yüksek D. P. çevrele- rinde İç İşleri Bakanının değiştiril- mesi lüzumu üzerinde durulmadı de- ğil. Hatta bizzat Menderesin, Dr. Sarol tarafından — yapılan telkinleri müsait karşıladığı haberi Basına u- çuruldu. Fakat iş, bir defa daha ge- lip, artık meşhur noktada düğümlen- di: Böyle bir anda Dr. Gedikin istifa- sı Muhalefet için zafer sayılırdı, yu- muşama alameti yerine geçerdi, son- ra her şey çorap söküğü gibi akıp giderdi. Buna müsaade etmek caiz değildi. Kaldı ki, dan tamiri line gelmemişti. siyasi hataların bu yol- D. P. iktidarınca usul ha- Gemi meselesi una mukabil Muzaffer Kurban- oğlu ile Başbakan arasındaki ihti- lâf hiç bir siyasi görüş ayrılığına da- AKİS, 9 ARALIK 1959 Kabine üyeleri Esenboğada Boşlara iki isabet var!... Ulaştırma Bakanı- tahakkuk etti. Hangi gemile- yanmadığından nın istifası süratle Gemi satın alınacaktı. rin alınması gerektiği meselesi, bazı yüksek iş çevrelerinde mühim bir meseleydi. Bu çevrelerin taraftarla- rı vardı. Kurbanoğlu, siyasi bakım- dan sekter bir adamdı. —Görüşleri son derece dardı. Hürriyet mefhumu hakkında klişe fikirlerden başkasına sahip değildi. Ama, nüfuz tacirleri- ne karşı da kapısı kapalıydı. İşini, teknik bir iş sayıyor, C. H. P. li me- murlarla uğraşmağı yadırgamıyorsa da -bunu parti işi biliyordu- ucuz gemi dururken pahalı gemi, elveriş- siz gemi almayı anlamıyordu. Tabii alınacak gemıler kendi goruşune gö- re "pahalı" ve "elverişsiz"di. Fakat Kurbanoğlu Park Oteldeki görüşme- de bunların "ehven" ve elverişli" ol- duğu hususunda kendisinden yüksek başların ikna edilmiş — bulunduğunu gördü. Yapacak tek bir işi kalmıştı: Hasta olduğunu farketmek! Nite- kim o da, bunu yaptı. Ulaştırma Bakanının istifası ba- zı kimselerde memnunluk uyandır- dı. Meselâ Fatih Rüştü Zorlu, Ulaş- tırma işlerinin Kurbanoğlunun ida- resi altında hiç de iyi gitmediğine sa- mimiyetle inananların, başındaydı. Böyle —düşünen bir başkası, Devlet Demiryollarının başından Kurbanoğ- lu tarafından — uzaklaştırılan — Sefa Yalçuktu. Yeni tâyinler.. farket- Kurbanoglunun hastalığını tiği günlerde, — kabineye iki yeni tayin yapıldı. —Ulaştırma bakanlığı- na Manisa milletvekili Şemi Ergın getırılmıştı Erginin kabineye gire- ceği bilinen bir şeydi. Bu vaad ta yaz ortalarından alınmıştı. Ama Er- ginin Ulaştırma Bakanlığına getiri- lecegı kırk yıl düşünülse bulunamaz- dı. ha doğrusu Erginin bu Bakan- lığı kabul etmesi hayret uyandırdı. İki gün kuvvetli söylenti halin- de başkentte dolaşan tâyinler pa- zartesi akşamı iyiden iyiye belli ol- muştu. O kadar ki 20889 numaralı telefona -Şemi Erginin evinin telefon numarası —çıkan genç kız, daha sual sorulmadan "Evet babam bakanlığı kabul et- " diyordu. Aynı gece Anadolu klü- bune giden Şemi Ergin, muhalif mu- vafık bütün — milletvekillerinin teb- riklerini kabul etti. Milli Eğitim Bakanlığına getiri- len Atıf Benderlioğlunun evinde daha ihtiyatlı davranılıyordu. — Telefona kızı çıkarsa, müsaade istiyor ve an- nesini veriyordu. Bayan Benderlioğ- lu haberin doğru olup olmadığını so- ranlara, yüksek tasdike iktiran et- tiğini, ancak radyoda resmen açık- lanmadan inanamıyacağını söylüyor ve ilâve ediyordu: "Bir kere daha böyle olmuştu bi- liyorsunuz.. Onun için cesaretim ok.." Benderlioğlunun Bakanlığa tayi- niyle ortaya bir mesele daha çıkıyor- du. Grup başkanı kim olacaktı? Ama bunun D. P. grubunda bü- yük fırtınalar koparacağı artık kim- senin aklından geçmemektedir. Na- sıl Meclis başkanlık divanı seçimle- rinde "Statüko Muhafızları" iş başı- na getirilmişse, yeni grup başkanı- nın da bu gruba dahil birisi olması efkârı umumiyeyi pek fazla şaşırt- mıyacaktı. B.M.M. İstim arkadan gelsin! U zun boylu, — gözlüklü, sakin ta- vırlı gazeteci önündeki notlarını topladı ve yerinden doğruldu. Bir hayli yorulmuştu. aşında müthiş bir ağrı vardı. Saatlerden beri siga- ra içememenin de verdiği bir titiz- lıkle aceleci adımlarla kapıya doğru yürüdü. Dudaklarının ucuna yerleş- tirdiği sigarayı yakmak üzere idi ki arkasından birisinin koştuğunu duy- du, başını çevirdi. Gazetecinin Aarkasından koşan Meclis müstahdemlerınden biriydi. “Fethi Bey" diyordu, yazdıklarını- zı Radyoda okumanızdan önce yefendi görmek istiyorlar".