YURTTA OLUP BİTENLER nüdü kuvvetlendireceğine — dair bir madde, -Amerikan heyetinde bu işin eksperleri yer almadığı için olacak- umumi ifadelerle yer almıştı. ke, Karaçiye doğru uçarken hiç şuphesız Türk Milletinin kendi- sine gösterdiği büyük sevgi ve ya- kınlığı daha derinden anlamağa ça- Tışıyordu. Bu yakınlığın sebebi ney- di?, Yakınlık, Türk Milletinin kendi- sini Amerikan Milletiyle aynı dâva- larla karşı karşıya görmesinden ile- ri geliyordu. Amerika, bu illeti, 1947 de tek başına komşusuna karşı dururken yalnız bırakmamıştı. Türk Milleti bunu unutmadığını gösterdi. Türk Milleti de, diğer bütün millet- ler gibi, Doğu - Batı meselelerinin teferruatına, dikenli taraflarına va- kıf değildi. İke onun için hem kah- raman bir asker, haysiyetli bir insan, ama aynı zamanda bir sulh melegı idi. Türk Milleti Ike'da sâdece sulh meleğini alkışlamadı. Fakat, Türk Mılletının Ike'da sâdece 'buyuk harp- çı" vasfını alkışladığını sananlar var- sa, onlar da yanılıyorlardı. Hükümet Boşkoltuklar... erıde bıraktıgımız haftanın so- Paz gü Başkan Eisenhowerı Esenboga hava alanın- da karşılamak üzere bekleyen Ba- kanlar Kurulu dizisinin — uzunluğu, iki hafta önce Mareşal Eyüp Hanı karşılayan diziden 60 santim -normal bir insan eni- kadar kısaydı Dizideki boşluk iki gün evvel is- tifa eden Ulaştırma Bakanı Muzaf- fer Kurbanoğlunun eksikliğinden ile- ri geliyordu. Böylece Türkiyede esa- sen çok kısa bir müddet kalacak olan Eisenhower, 25 saniyelik bir za- man daha kazanıyor -bir kişinin tak- diminde geçen zaman- aylardan be- ri boş olan diğer beş koltuk ise Baş- kana iki dakikaya yakın bir müddet daha tasarruf etme imkânını sağlı- yordu. O gün, Esenboğa hava alanını ve bütün başkenti saran sevinç havası- na rağmen Bakanlar Kurulu üyele- rinin yüzleri her nedense asıktı. Bir- birbiriyle hemen hemen hiç konuş— muyorlardı. —Asık yüzlerin en asığı da muhakkak ki İç İşleri Bakanı Na- mık Gedike aitti. Bakanlar Kurulu uyelerı içinde sâdece Tevfik İlerinin da olsa konuştuğu goruluyordu Ilerı zaman zaman ; p Baş- kanı Atıf Benderlıogluyla şakalaşı— yor ve kendisine bazı — şeyler söylü- yordu. -Bu saatlerde — Benderlioğlu- nun Kabineye Milli Eğitim Bakanı olarak girdiği katı bir lisanla söy- lenmekteydi. Takdim — merasimini müteakip Tevfik İleri Grup Başka- nını kendi otomobiline aldı ve soh- bet arabada devam etti. Hava alanındaki Bakanlar Ku- rulu dizisinin kısalığı, V. Menderes kabinesine yeni tâyinler — yapıldığı söylentileri ve Muzaffer Kurbanoğ- 10 lunu Ike'nin karşılanışını radyo ba- şından dinlemeğe mecbur eden hadi se, kökünü hep geçen haftanın ba- şındakı Salı gününden alıyordu. O gün Ankara hava alanından 14.45 de kalkması gerekirken yarım saat rötar yapıp 15.15 de kalkan Viscount uçağı Yeşilköy hava alanına indiğin- de uçağın kapısından ilk olarak orta boylu, üzgün yüzlü bir politikacı in- di. Uçağın kuyruk kısmında seya- hat eden Ulaştırma Bakanı Muzaf- fer Kurbanoğlu karşısında gazete fotoğrafçılarını görünce şaşırdı. Ya- nıp sönen flâşlara hayret içinde bak- tı ve birkaç saniye duraladıktan son- ra terminalin kapısına doğru ağır ağır uzaklaştı. Yoksa — gazeteciler, olacak hadıselerı de mi artık haber alıyorları Halbukı gazeteciler, Kurbanoğ- lunun ne geleceğini biliyorlardı, ne de bir saat sonra Park Otelde cere- yan edecek konuşmaların seyrını tahmin ediyorlardı. Onlar o gün a- anda, eşi ve çocuğuyla beraber İs- tanbula gelen Akis başyazarı Metin Tokeri beklıyorlardı Uçağın ön kıs- mında oturan Toker ailesi en son çık- tıgından foto muhabirleri gazete- cilik sağ — duyularıyla uçaktan ilk inen Kurbanoğlunun Tresmini çek- mişlerdi. İstifası Sürpriz olan... Kurbanoğlu, hava alanından doğru- ca Park Otele gitti. Başbakan Ad- n Menderes kendisini Park Otelin Başbakanlık 1ç1n ayrılmış hususi dai- resinde bekl Görüşme oldukça uzun sürdü laştırma Bakanı Muzaffer Kurban— Namık Gedik Neden — bekliyor... oğlu, akşam üzeri Park Oteli terke derken elinde siyah bir Bakan şapka sı", fakat yüzünde üzgün bir ifade taşıyordu Nitekim ertesi gün, Ma nisadaki D.P. hiziplerinden birinin başı - ötekinin başı Şem'i Ergindir- Ankaraya döndü ve Bakanlıktan ay rılmış bulunduğu haberi başkentte süratle yayıldı. Haber gazetelerde çıktıktan bir gün sonra Başbakan Menderesle Kur- banoğlunun karşılıklı mektupları da neşredildi. Kurbanoğlu Menderese sıhhatinin bozukluğunu ve yorgunlu- ğunu bildiriyor vazifeden affını isti yordu. Kurbanoğlunun sıhhatsiz bir Bakan olduğu — söylenemezdi. Nite- kim kendisine telefon eden ve: “Beyefendi mektubunuzdan ötü- rü sıhhatinizden endişeye Nasılsınız? Bir hatırınızı soralım di- ye rahatsız ettik" diyen AKİS mu- habirine: "Teşekkür ederim.. Sıhhatım ye- n di. Yorgunluğuna gelince Kurbanoğ- lunun belki "uğraşmak"tan yorul- muş olması ihtimali akla gelebilirdi. Halbuki ne bekleniyordu.. Kurbanoglunun istifası sürpriz te- siri yaptı. Gerçi kabinede bir is- tifa bekleniyordu. Bekleniyordu ama bu, Ulaştırma Bakanı Muzaffe Kur- banoglunun istifası değil, İç İşleri Bakanı Namık Gedikin ıstıfasıydı Zira Uşak hadiselerinin tahkika- ti bıtmış, sanık olarak muhakeme e- dilenler beraat etmışlerdı Ayrıca valinin "İnönüyü vurun" emrini ver- diği vazifeli memurlar tarafından mahkemede açıklanmıştı. Buna rağ- Ilhan Engın halâ başındaydı. k Gedik Bakanıydı Hadise gereki- yordu. Tahkikat açılması gerekiyor- du, çünkü Demokratından muhalifi- ne, muhalifinden bitarafına herkes hangı tarafın haklı olduğunu öğren- mek istiyor! İlhan Engının aldığını söylediği Öörgü şahitleri tarafından ifade edilmekteydi. Nitekim Kemali Be- yazıt, geçen haftaki AKİS'te Uşak hadiselerini hiç bir tereddüde m: bırakmıyacak 1d anlat! atta Maraş milletvekili eksık bıle söylemişti. Mesela İnönünün bulun- duğu evde Emniyet Müdürü ve Jan- darma Komutanıyla konuşurken ya- nında, geçen hafta saydıklarının dı- şında Ankara milletvekili İbrahim Saffet Omay da vardı ve Omay hâdi seyi teyid ediyordu. İnönü istasyona giderken olanlarıise, ayrıca Niğde milletvekili Vedat Mengi ve Ankara milletvekili FHuad Börekçi de gör- müşlerdi. Valiyle mülakatta ise, ge ne Omay Beyazıdın yanındaydı. Bun lar, inkarı zor hadiselerdi. Geçen hafta, istisnasız bütün ba sın hadisenin üzerine ışık serpilme si lüzumu üzerinde ittifak etti. Na dir Nadi böyle diyordu, Yalman böy AKİS, 9 ARALIK 1959 emri yukarıdan Uşak hadiselerinin