YURTTA OLUP BİTENLER türüz" diyorlardı. Hakikâten yürü- tuyorlardı da... İnönünün katılmadı- ğı son bir aylık geziler hakikaten bü- yük bir muvaffakiyetti ve İnönüsüz gezilerin muvaffakiyetinden en çok sevinen de bizzat Genel — Başkandı. Başka türlü de olsa, ekip çalışma- larının âşığı Inonunun bir heyetın arzusuna memnunıyetle uyacağı aşi- kârdı. Nitekim İnönünün Ege seya- hati de Parti Meclisi ile Grup' ve Merkez İdare Kurullarının tasvibiy- le yapılmıştı. Genel Başkanın Uşak, Manisa ve İzmir konuşmaları bu üç heyetin tasvibinden geçmişti. Ne yazık ki C. H. P. içinde, Ge- nel Başkanın dahi katıldığı — heyet çalışmalarına hâlâ ak uydurama- yanlar vardı. Meselâ Genel Sekreter Kasım Gülek, gezi programını hiç kimseye damşmadan yapmakta mah- zur görmüyordu. Daha bir ay evvel- den gazetelerde Karadeniz — gezisine çıkacagını ilân ettirmiş, sonra duru- mu “"isteyenler buyursun" — diyerek milletvekillerine duyurmuştu. ikmeti vücudu gezmek olan Ge- nel Sekreterin gezmesi elbette ki i- yi bir şeydi. Parti içinde herkes Gü- lekin gezmesini, hem de gezme- sini istiyordu. Son bir yıl zarfında yurt gezilerine iltifat etmiyerek rupa seyahatleriyle yetinen Gulekın gezilere katılması hasretle bekleni- yordu. Yalnız Genel Sekreterin de, Genel Başkanın dahi uyduğu "heyet kanunu"na boyun .eğmesi — lâzımdı. Kasım Gülek, buna lüzum görmedi. Bu yüzden bütün milletvekillerinin isimlerini içine alan bir gezi progra- mı hazırlamak mümkün olmadı. Genel Sekreterin kendisini heyet— lerin üstünde sayması tabit ki üzün- tü yarattı. Cuma günkü — müşterek toplantıda, inandığından başka lâf söylemeyen, fakat inandığını da dob- ra dobra söyleyen Grup Başkan vekili İsmail Ruştu Aksal, bu üzüntüyü ifa- de etti: "Genel Başkanın seyahatlerini heyetler hazırlıyor, konuşmaları He- yetlerın tasvibinden geçiyordu. İnö- nünün tâbi olduğu müşterek çalışma kaıdelerınden acaba Genel Sekreter muaf m Aklı telımin icabı bu görüş, Cu- ma günkü toplantıya katılan Merkez e G Heyetleri tarafından Ittıfakla kabul olundu..(Şenel Sekre- ter Yardımcısı Orhan Öztrak. bütün hüsnüniyetine rağmen, Genel Sekre- teri mazur gösterecek soz bulamadı. Genel Sekreterin bu "'intikal" devre- sini çabuk atlatacağı umıdıyle, me- sele üzerinde daha fazla durulmadı. Ama birçok milletvekilinin Karade- niz seyahatine katılması yüzünden, Ağustos ve Eylül ayları için tam bir program yapmak mümkün olmadı. Ge- lecek ay içerisinde Nüvit Yetin eki- binin Rize, Trabzon. Gümüşhane ve ekibinin Eskişehir, Bolu, Bi- istikametlerine gideceği bılin— mekteyse de, diğer 22 ekibin bölge- leri ve teşekkul tarzının tesbiti bir iki gün daha alacaktır. Metodik Fe- rit Melen, — teferruatlı bir program hazırlamakla meşguldür Program 8 biter bitmez, gezmemn faydasını gö- ren ve tadını a ekipleri, Meclis açılana kadar dalga dalga va- tan sathına yayılacaklardır. Basın - Yayın Yeni Umum Müdür abıâliden bir adam, hem de genç bir adam Basın - Yayın ve Tu- rizm teşkilâtının başına — getirilmiş bulunuyor. Altemur Kılıç Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürü ol- du. Allah kolaylık versin! Altemur Kılıç uzun — zamandan, hem de pek uzun zamandan beri bu mevkie tâyin edilen ilk hakiki gaze- tecidir. Meslekten birinin, hele Alte- mur Kılıç gibi gazetecıhgın çeşitli kısımlarında ışmış ve mes leg hususiyetlerini, 1htıyaçlar1n1 Öğren- miş birinin mesuliyet alması herkesı haklı olarak sevindirmiştir. mum Müdürün artık memlekette 1ş— leri devralmakta olan nesle mensup bulunması ve Batı âlemini tanıması bâzı ümitlerin doğmasını da sağla- mıştır. Hiç kimsenin cesaretini kırma- mak lâzımdır. Ama Altemur Kılıçın, kendisini çetin bir 1mtıhanın bekledi- gını bılmesı icap eder. Başına geçti- arasında ezilip gidecek midir, nizmaya bir şahsıyetın kendı şahsi- yetinin damgasını .vurabilecek mi- dir? Eğer objektif düşünulurse bu- günkü şartlar altında fazla nikbinli- ğe yer yoktur ve Kılıçı kendisini -mânevi mânada- feda etmış olduğu- nu kabul etmek daha doğru bir teş- histir. Altemur Kılıç Allah - kolaylık versin! Basın-Yayın ve Turizim Umum Mü- dürlüğü üç başlı bir teşkilâttır. Bunun Basınla ilgili kısmı Kılıç için fazla Üzücü olmıyacaktır. Basın rejimi bir hükümet işidir. Umum Müdürlüğün gazetelerimizle alâkası sarı kartla- rın tevzii ve bir takım protokoler tanzimlerdir. Gerçi bunlarda bile ba- zı küçüklüklere âlet olanlar, — ufak hınçları tatmin için kendını aşagılaş— tıranlar çıkmamış değildi Müdürlük her zaman herkese aynı muameleyi yapmamıştır. Altemur Kılıçın bunların üstünde kalacağını sanmak, eski meslektaşlarının hakkı- dır. Yabancı basına gelince, — Basın ataşeliğinde edindiği tecrübelerin ya- bancı basınla temas bahsinde — yeni Umum Müdüre faydalı olması tabii- dir. Altemur Kılıç zamanında, hesiz bir "Pulliam rezaleti" olmaya— caktır. Yabancı muhabirlerin Türki- yeden kaçmasına yol açan alâkasız- lıklar ve belki — tahammülsüzlükler önlenecek, daha akıllı metodlarla ça- lışılacaktır Basın ataşeliklerimiz de r hale, yola konulabilecektir. İkinci baş olan Turizme gelince, fazla hayal edilmemekle — beraber, memleketin o sahadaki imkânlarım Altemur Kılıç şimdikinden daha ba- şarıyla kullanabilir. Fakat Türkiye- ye turistik akın edeceğini sanmak mübalâğa olur. Yirminci asrın turis- ti tabiat güzelliği peşinde bir adam değildir. Y/eni Umum Müdür için asıl im- tihan Radyo bahsinde cereyan ede- cektir. Radyo doğrudan doğruya U- mum Müdürlüğe bağlıdır. Bir Devlet Radyosunun nasıl olması lâzım gele- ceği ise, ümit edilir ki, Altemur Kı- lıçın malümudur. Halbuki gazeteler- de, berbat bir tesadüf, yeni Umum Müdürün vazifesine başladığı haber- leri Ulusun ilânlarının reddedildiği haberiyle aynı zamanda verilmiştir. Daha da berbat tesadüf, Radyo Ga- zetesi Altemur Kılıçın Umum Mü- dürlüğünün ilk haftasında bir "C. H. P. ye hücum kampanyası" açmıştır. "Vatan Cephesi telgrafları" ise bü- tün komikliğiyle devam etmektedir. Yeni Umum Müdür, idaresi altındaki radyonun bu haline rıza gösterecek midir, göstermiyecek midir? Bütün mesele işte buradadır. Gerçi "Adam- cağız ne yapsın, emir veriyorlar" di- ye mazeret aranabilir. Fakat bu, Al- temur Kılıçın neslinin kabul ettiği bir mazeret değildir. Zira Altemur Kılıç yapmak istemediği bir şeyi yap— mazsa ne asılır, ne kesilir. Nihayet bu deveyi gütmez İktidardaki eki- bin zihniyeti gozonunde tutuluna Yeni Umum Müdürüp. Washington'- dan gelmekle hata ettiğini, bu vazi- feyi kabulle — yanıldığını — anlaması her halde gecikmiyecektir. Tabii Al- temur Kılıç yeni makamına oturur- ken bütün şahsiyetini vestıyere bıra- kıp odasına girmediyse. Altemur Kılıç Washırıgtona bir aktüalite mecmuasını idare ederken, o ibrada Devlet Bakam olan Dr. Sa- rolun genç gazetecilerden esirgeme- diği "pek faydalı nasihatler'i dinli- AKİS, 28 TEMMUZ 1959