YURTTA OLUP BİTENLER İnönünün başkanlığında yapılan son müşterek toplantı Heyet çalışmalarına alışmalı Esasen görüş ayrılıkları şimdilik başka türlü davranmaya pek imkan vermemektedir ve kabınede boş kol- tukların mevcudiyeti Grupun huzu- ru(;ıu temin için kıymetli bir yardım- cıdır. C. H..P. Ben, ben, ben!.. Geçen haftanın sonuna doğru, Cu- günü Karanfil sokagındakı Ca H. P. bınasında bir araya gelen Mer- kez İdare Kurulu ve Grup İdare He- yeti, yaz aylarındaki gezi programı- nı tesbite çalıştı. Genel Başkan İnö- nü'nün riyasetinde yapılan toplant;_da Merkez İdare Kurulundan Orhan Öz- trak, Fent Melen ve Suphi Baykam Grup İdare Heyetinden İsmail Rüştu Aksal, Nüvit Yetkin. — Fethi Çelikbaş. Hıfzı Oğuz Bekata, İbra- him Saffet Omay, Şahap Vahap Dızdaroglu toplantıya katıl- mışla Artık anane hâline gelen — gezi programlarının tesbitinde bu sefer "az vilâyet gezme, fakat vilâyetler- de uzun zaman kalma" fikri hâkim oldu. Her ekibin, 2-3 hafta sürecek bir gezi programı sırasında mesaile- rini | veya 2 vilâyete teksifi, orala- rın dertlerini daha yakından tanıma- ya imkân verecektir. Yeni programa göre, C. H. P. Ge- nal Başkanı İnönü, sonbahara kadar seyahate çıkmıyacaktır İnönü, bu kararın alınması üzerine Grup Baş- kan vekilleri Aksal ve Yetkinin re- fakatinde bir hafta dinlenmek üze- re, Pazar günü Âbanta gitmiştir. Ankaranın sıcaktan — kavrulduğu 6 şu günlerde Abant, 1deal bir istira- hat yeredir, İnönü ve torunu Gülsün, Ankaranın boğucu sıcaklarından son- ra, Pazar akşamı saat 8'de Abanta varınca, gece otelde üşümemek için kalorifer yakıldığını sevinçle gördü- er. Koordinasyon Bakanı ve Sanayi Bakanı vekili Sebati Ataman da o- Peki, ya 1961'de ? Hikaye meşhurdur: miş... Yerini genışletmışler retle uzayıp ider "Ben şoyle oynarım, böyle oynarım" dıyen düzen- baz oyuncuya "Oyna da gor elim" demışler. "yenim dar" buyurmuş... "Yerim dar" cevabını Hikâye bu su- li ustaların da seçimlerin tehirini izah için pıyasaya sürdük- leri 1ncıler bu Asıl oylemek istedikleri hikâyeyi hatırlatıyor. -oyundan kaçan oyuncu gibi-, "Secim kütükleri kötü" diyorlar, i "Bu kütüklerle dahi seçin yapmaya cesaretimiz yok"tan ibarettir. Daha ne inciler, ne inciler... İste Behzat Bilgin konuşuyor: "Seçim- lerin dünyanın her tarafında oldugu gibi, sükünet havası, içinde cereyan etmesi lâzım elir. Bir memlekette haik hiç yoktan tahrik edilir, va- tandaşlar kasden biribirine hasım edilirse, o memlekette nabız yokla- namaz" Bahadır Dülger de, ara seçimleri için icat olunan bu nameyi 1901 seçimlerine tatbik edıyor olduğu h ne âlâ memleket.. ampanyası, adı, Üstü "Memleketin âli menfaatleri bahıs mevzuu zaman, umumi seçimler bile bir sene tâlik olunabil Bir ekseriyet sükünet yok dıyecek sükünet nde, demokrasilerin en gürültülü, hat- bozulur diyecek ve seçımler geri bırakılacak! Seçim tâ en sinirli günleridir. Partızan 1dare ve baskının tansiyonu çok daha arttıracağı aşıkardır Peki o zaman ustadlar eski stil bir zaptıye nâzın edasıyla "Sü ünet yok, seçim yapamayız" mı buyuracaklardır? Zihinlerden geçenin bu olduğu şüphesizdir. Halk efkârı çoktan be- ri hu suali sormaktadır: '1961 de ne olacak?"... Kahve sohbetlerinde, sokaklarda en çok işitilen sual budur. Hiç şüphesiz C. H. P. liderleri de çoktan beri böyle bir teşebbüs ihtimalini gözden uzak tutmamakta, suali kendılerıne sormaktadırlar 1961'de seçım yapılmazsa, a dışı olduğunu ilânda tereddüt etmıyecekt ir. killeri Meclisi terkedecek ve bütün parti " , en ufak tereddude yer bırakmıyacak kadar açıktır: nönünün ağzıyla, şimdiki İktidarın P. milletve- 'sine-i millet"e çekılecektır Seçim yapmamakla "mezarlık süküneti"ne dahi kavuşmaya imkân yoktur. AKİS, 8 TEMMUZ 1959