ü günü, resmen Avrupa İktisadi Işbırlıgı Teşkilâtının onsekizinci üyesi hâline geldi. İspanya için -ikinci mer- hale, şimdi NATO'dur. Bu merhale de muhtemelen pek yakında gelecek- tir, İskandinav memleketleri hariç, artık hiç bir NATO üyesi, İspanyanın NATO'ya alınmasına muhalefet et- memektedir. Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâ- tı ile İspanyanın temasları, 1955 yı- lnın ilk ayımla başladı İspanya o tarihte O. E. E.'ye "müşahit üye" olarak kabul edildi. Bu sıfatla Ziraat ve Beslenme komitelerinin çalışmala- rına katılmak hakkını haizdi. 10 Ocak 1958 de. bu münasebet- ler daha genişletildi. Teşkilâtın İspan- yayı ilgilendiren her türlü çalışmala- rına bu memleketin katılman kabul olundu. Son kararla İspanya O. C. E nin tam bir üyesi hâline gelmek— te Ispanyama yeniden Avrupa aile- sine Aalınması tabii ki, İdeolojik ve stratejik sebepler arasında bir tercih yapmak gerekince daima İkinciyi se- çen "Washington'da büyük bir mem- nuniyet uyandırdı. De Gaulle Fransa- sı da büyük memnunlar arasındadır. Maamafih, hikmeti vücudunun hürriyet olduğunu söyliyen bir aileye diktatör Franco'nun kabulü, Batının liberal çevrelerinde hurrıyete ihanet sayılmıştır Menfaati hürriyetten i plâna almak, — büyük bir riyakârlık sayılmaktadır Fakat bazı liberal fi- kirli Batı çevrelerı büyük bir serlikle, "hele bir İspanya aileye gir- sin, ailenin ıçındekı hurrıyet havası oraya da sirayet edecektir" demek- Gelgelelim bunun için şim- diki rejimin yıkılması lâzımdır. ranco rejimine kuvvet şurubu uzatanların, şurubun rejimi kuvvetten duşurmesını nasıl olup ta bekledikle- rin anlamaya imkân yoktur. Dış Ticaret Yediler anlaşması eren haftanın başında Avrupa- nın hâlen en az sıcak şehri Stock- holm'de toplanan yedi Avrupa mem- leketi temsilcileri, umulduğundan da çabuk bir prensip anlaşmasına vardı- lar. Hakikaten başta İngiltere olmak üzere. Müşterek Pazarın dışında ka- lan yedi Avrupa memleketi bir buçuk günlük bir çalışmadan sonra "küçük serbest mübadele — bölge9İ" tesısıne mâtuf prensip anlaşmasını kabul e tiklerini açıkladılar. Muhtemelen Ka— sımda toplanacak olan bir konferans, teferruatlı anlaşma metnini hazırlıya- cak ve anlaşma parlamentolar tara- fından tasdik olunduktan sonra "kü- çük serbest mübadele bölgesi" dün- yaya gelecektır üçük Serbest Bolgenın üyelerini Ingıltere İsveç. rveç, Danimarka, İsviçre, Avusturya ve Portekiz teşkıl etmektedir. Rusya ile iyi geçinmeyi şiar edinen Finlandiya, Rusyanın AKİS, 28 TEMMUZ 1959 serbest bölge teşebbusunu hoş karşı- lamaması yüzünden, bölge dışı kal- maya zorlanmıştır Turkıye Yuna- nistan ve İzlanda, gibi üç fakir Avru— palıyı dâveti de zengin "Yediler" ha- tırlarına getirmemişlerde. Küçük Serbest Mübadele Bölgesi- nin gayesi, üye memleketler arasın- da sanayi mamullerinin gumruksuz gırış çıkışını 10 yıl zarfında temin et- tedir Zirai maddeler balıkçılık ıçı hususı anlaşmalar düşünülecek- tir. İlk hedef 1960 Temmuzunda üye- ler arasında gümrük tarifelerinin yüzde 20 indirilmesinin teminidir. Maamafih İngilterenin patronlu- ğunu yaptığı Yediler Kulübü"nün ciddiyetine birçok kimse inanmamak- tadır. Maksadın "Altılar'a gözdağı vermek ve onları müzakereye mecbur etmek okluğu söylenmektedir. Bu gö- t Türkiye | Kredi Bankası : 20,000.000 T. L, Sermayesi SYabeleri : Edirne, h]ııılırıı' Teleraf adresi Umum Wüdü İstanbul, Beyoğlu, Galata, Osmanbey, Be- İ yazıt, Kadıköy, İzmir, Ankara, Samğtin, | Bursa, Konya, Adana, Mersin, İskenderün, | | Çapa, Haaköy Iler nevi hbankacılık Dünyanın her tarafında rlük : İKTİSADİ VE MALİ SAHADA rüşe göre, "Yediler"in birleşme teşeb- büsü, ihracatının yüzde -29 unu bu memleketlere yapan Almanyayı kor- kutacaktır. İskandinav pazarlarında, Alman otomobillerinin yerini İngiliz otomobillerinin alması tehlikesiyle karşı karşıya kalan Almanya, Fran- sa üzerinde tazyik yapacak ve "Ye- diler ile anlaşalım" diyecektir. Bunun üzerine Türkiye, Yunanistan ve İs- panya da dahil 18 Avrupa memleke- ti arasında, geniş bir serbest mübade- le bölgesi tesisi için tekrar konuşma- lara başlanacaktır. Bu hesap gerçekleşırse gerek "Al- tıların, gerek — "Yediler"in dışında tutulan Türkiye ve Yunanistan ba- kımından avantajlı olacaktır. Fakat Fransa her ne pahasına olursa olsun "Müşterek Pazar"dan vazgeçmeme- ye azimli görünmektedir. aB İ muamelâlı muhabirler 1NKOR BLKORGEV : B7