SI Filmcilik Bir yaz böyle geçtı Koskoca — bir y: göz açıp kapa- yıncaya kadar geçıp gitti. Artık sinemanın saltanatı tekrar gönüller- deki tahtında hüküm sürmeye devam edecek. Plajlar, kır gezintileri, — va- pur seyahatleri, gezmeler tozmalar yavaş yavaş yerini sinema koltukla- rına bırakacak... Sinema sezonunıın eşiğinde bu- lundugumuz şu erde, — İstanbul sinemalarının tutumları elan kat'i bir şekil almadı. Yeni, ithalat prim- leri ile artan, maliyetler karşısında, duhuliye ücretleri de artacak mı? N E M A Dünyada neler oluyor? inema meraklılarımız yeni sezona girerken karşılaşacakları surprız- leri beklerlerken, beyaz perde âlemi de ölü sezonun son günlerini yaşa- maktadır. Dünya stüdyoları, çoktan ikmal ettikleri filmleri kutulara yer- leştirmiş ve piyasaya arzedecekleri gunlerı beklemektedir. Yıldızlar ise, ütün bir sezonun yorgunluğunu bu tatil aylarında çıkarmakla meşgul- dür. Dünya fi lmcılıgı ile Türk film cılıgı arasındaki bir fark da bu ol- gerektir. Bizde faaliyet umumi- yet ıtıbarıyle yaz aylarına rastlar. Zir: ürk filmlerinde harici sahne- ler umumıyetle dahili sahnelerden Jayne Mansfield ile erkek güzeli seçilen kocası Mickey Hargitay Seç, seç, al! Sineme ücretleri üç misli pahalılaş tıgı takdırde, halkın bu "en u eğ- len ye olan rağbeti devam edecek mi? inema sahipleri, fıyatları üç misli arttırdıktan sonra sınemanın bir lüks metah olmasından çe rek eski l'ıyatlarla eski filmleri ye- niden geçmek yolunu mu tercih ede- cekler? Yoksa durumu tevhid ede- cek bir çare bulunabilecek mi? İs- tanbul ve dolayısiyle bııtıın memle- ketteki sinema meraklılarını ziyade- siyle — ilgilendiren bu ıstıfhamların cevapları hakkında henüz hıçbır sa- rahat mevcut değildir. Bugün — için sınema sahiplerinin bu mevzuda de- vam edegelmekte olan temaslarının neticesine intizar etmekten — başka çare yok... 32 çok, daha fazladır. Stüdyo kirası, e- ektrik parası ve dekor — masrafına ıhtıyaç göstermeyen harici sahnele- ri rahat rahat çevirmek için de ya- zın şu sıcak ve bol güneşli günleri biçilmiş, kaftandır! Dünya stüdyola- rı ise, kış sezonunda dahili sahnele- ki yabancı filmlerde ekseriyeti dahili sahneler teşkil — etmektedir. Kış sezonunda ikmal ettikten sonra harici kısımlar için de bahar ayla- rım tercih ederler ve böylelikle üç aylık bir yaz sezona kelimenin tam manasıyla "tatil" olur. Hem çalışıp hem dinlenenler Ancak? tabii güzellikler esas ola- rak alman filmlerde bu husus i- kinci plânda kalır. Bu çeşit filmler- de esas, harici sahneler olduğundan faaliyet yaz aylarına dayanmaktadır Nitekim enzer belli başlı misal mevcuttur. Fransız- ların eski ve yeni iki seks bombası Martine Carol ile Brıgıtte Bordot yazı hem istirahat, hem de bu Şekil- de filmler çevırmekle geçirdiler. Martine Carol, "Les Noces Veni- ticnnes" filmini Venedikin tabii, de- korları arasında çevirirken Brıgıtte Bardot da "La femme et le Pantin'i Seville şehrinin sihirli havası ara- sında oynadı. Bu İki güzel Fransız kadını — Vene ve Sevilledeki bu “tatil faalıyet" leri esnasında, et- raflarına topladıkları geniş, bir hay- ran topluluğu için yeni —eserlerini daha çevrilirken bol bol reklâm et- me imkanını da buldular Hollywood'un tanınmış şöhretleri de bu yıl bazı Festivaller dolayısiyle geldikleri Avrupada, — yaz aylarının tadını bol bol çıkardılar Bunların arasında Hollyvvoodun yeni "sarışın bomba" sı Jayne Mansfield ile erkek guzelı seçılen kocası Mickey Hargi- tay baş mevkiü işgal etmektedir. Hollywood'un bu yenı çifti, — bütün yazı 'Azure ve İspanya sahil- leı'ınde geçirdiler. "Altın Çocuk" - fil- ndeki ünvanı ile anılan olan esi Brenda Marshall ile tatilini Napolinin karşısındakı Ishia, adasın da geçir inema dünyasının gel— miş geçmış en büyük sanatkârları- nın başında yer alan meşhur Gharlie Chaplin de, yedi kişilik ailesi ile bir- likte önce Nice'de, sonra da isviçre dağlarında mükemmel bir tatil yaptı. Hollywood'un en namlı Kadın sanat- kârlarından ette Davis İtalyada, çıplak başlı karakter yıldızı Yul Brynner de esi ile birlikte Avustur- yada dınlendıle İtalyan filmcılıgı ile elele verip büyi mleye geçmiş, bulunan Yugoslav t'ılmcılıgı de, beyaz perde- nin tanınmış birçok yıldızını Yugos- lavyaya celbetti. Bu yıldızlar film çevirmek için gittikleri Yugoslavya- da güzel bir de tatil geçirdiler. Bun- ların arasında Italyanların meşhur Silvana Mangona'sı, Vİttorio Goss- sa Martinelli'si, Fransızla- rın Charles Vanel'i, Jacgues Caste- lot'su. Yvetta Lebon'u Amerikan filmciliğinin Van Heflin, John Derek Dawn Adams'ı bulunmaktadır. “"Anne Frank" filmini çevirecek olan Milly Perkins, de bu tatilini ta- mamen Amsterdam'da, Anne Frank- in yaşadığı yerlerde geçirdi ve filmi çevirmeye başlamadan evvel canlan- dıracağı kızın yaşadığı havayı ince- den inceye teneffüs etti. Bu yıl üstüste çevirdiği üç film ile bir hayli yorulan Fransız yıldızı Françoise Arnould ise soluğu doğ- ruca Kapri adasında aldı. Güzel yıl- dız, yorgunluğunu Akdenizin berrak lâcivert sularında çıkartmakla meş- gul. Komşunun tavuğu... ransız yıldızları İtalyada dinle- nirken. İtalyan yıldızları da ta- AKİS, 30 AĞUSTOS 1958