R A D PRogramlar Kapılar kapandı Ankara ve İstanbul radyolarının büyük stüdyolarında halk önünde yapılan programlar, Basın Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğünden rad- yo müdürlüklerine gönderilen bir e- mirle durdurulmuş bulunuyor. Her- nekadar bu karara, suya sabuna Dek az dokunan bir kulp takmak, mese- lâ stüdyoların bu çeşit toplantılara müsait olmadığını ileri sürmek müm- künse de, halkın radyoevlerinden u- zak tutulmasını sağlıyacak böyle biz tedbire başvur ulması zihinleri kur- calıyor ve "stüdyo imkânsızlığı" gibi safdil sebepler ancak tebessüm uyan- dırmağa yarıyor! Hem, emir kısa, açık ve kesindir. Hıçbır sebep ihtiva etmemekte ve taşıdığı eda, radyo müdürlerini bu bahiste bılhassa ga- zetecilere emırle ilgili herhangi bir tefsirde bulunmağa sayma- maktadır. Nıtekım Radyo ve prog- ram müdürleri bu imaya büyük bir sadakatle riayet ettiler ve yerin ku- lağı olduğunu düşünerek tahminleri- ni bile, kendi kafalarında saklamağa çahştılar' Radyoevleri stüdyolarında halk önünde yapılan programların dur- durulması kararile — birlikte, radyo- larda işi olanlarla ve radyo persone- linin ziyaretçileriyle ilgili yeni bir u- sul de uygulanmıya — başladı. Artık dışardan hiç kimse, radyoevi kapıla- rından içeri serbestçe — girmiyecek- tir. Bu bakımdan tatbik edilen usul, meselâ Milli Savunma Bakanlığın- da tatbik edilenden çok daha sert çok daha zorlayıcıdır. Radyo evlerin- de işi olan her şahıs, önce Müracaat Bürosuna başvurmak gorecegı murun isminin Ve kendi isminin kaydedildiği bir fiş doldurmak zo- rundadır. Bu fişe, müracaatçının radyoevine giriş saati de kaydedil- dir. Sonra fiş, ziyaret edilene gönderilmekte ve onun tarafından imzalanmakta, müracaatçının işi bit- tiğinde, kapıdan çıkarken, ati de fişe kaydedilmektedir İğne üstünde Bahis — mevzuu emir ve tedbirlerde. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu Meclise getiren ruhun, ya da Güney Amerika Cumhuriyetleri kompleksinin akislerini sezmek için, burnu politik kokulara bilhassa has- sas olmak şart değildir. Öte yandan, Tradyoevi stüdyola- rında halk önünde yapılan program- larda bazı eglendırıcıler 1958 Tür- kiyesinin iktisadi timai mesele- lerini hıcıv zavıyesınden ele alıp nu- marala konu yapıyorlardı. Ce- lâl Şahının Karadenızlı bir vatanda- şımızın kuyruklardan — çektiğini an- latan numarası her zaman acı kah- kahalar, tasvip nidaları ve alkış fır- tınalarıyla karşılanıyordu. Demok- rat Parti gönüllüsü, ünlü komik A- ziz Basmacı bile bir akmasa, İstanbul AKİS, 30 AĞUSTOS 1958 Y O Radyosunun büyük stüdyosunu dol- duran halkın önünde, kahve yoklu- ğuna takılıp seyircilerini kahkaha- dan kırmamış mıydı? Gerçekten, Devlet Radyolarının halk önünde ya- pılan programlarında en çok ilgi çe- ken, en çok alkış toplıyan gosterıler, işte bu gibi numaralardı. Fakat bu programların — dinleyicileri "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" suali- ni sormaktan kendilerini alamıyor- lardı. Herhalde, radyo stüdyoların- da nelerin mizah —mevzuu yapıldığı, yukarda ki kulaklara erişmemişti. Ama ergeç erişecekti. Hele, geçen ay İstanbul Radyosunda yapılan bir programda Basın Yayın ve Turizm Bakam Server Somuncuoğlu da ha- zır bulunduktan sonra... Gerçi Celâl lonlarda hazırlanmış olarak. Radyo- evinde, halkın kabul edilmediği stüd- yolarda, kapalı kapılar arkasında hazırlananlar, sanki seyirci önünde yapılmış gibi radyo önleyicisine ak- settirilecektir. Alkışları halk sesini vermek için efekt plaklarından fay- dalanılacaktır. Montajcılara — artık daha güç işler yüklenmektedir. Şim- diden sonra bu gibi programlarda makas ve zamk her zamandan daha fazla rol oynıyacaktır. Halk önünde reklâm programları hazırlıyanlâr radyöevlerinin teknik kolaylıkların dan ve personelinden gene faydala- nabileceklerdir. Fakat, evvelki haf- taya kadar olduğu gibi, programları- na halkı davet edemiyeceklerdir. Oy- sa, “Bilgi Yarışı" gibi, "İdeal Nişanlılar" gibi büyük reklâmı faaliyetine girişmiş firmalar, reklâm gayelerinin tahakkuku için, biraz da programlarda halkın mev- çudiyetinden medet ummaktadır. Stüdyoda seyirciler ve idareciler Viva — Zapata! Şahinlerin, Aziz Basmacıların halkı acı acı güldüren nükteleri mikrofona çıkarılmıyordu. Demokrat Parti rad- yosunun bir program müdürü bu de- rece tedbirsiz olamazdı. Fakat, De- mokrat Parti radyolarının studyola— rı, bir dertleşme yeri de olamazdı! Başlarının çaresini arıy nlar öylece İstanbul Ankara Radyo— "Mikro f da Bu Pazar" ü Bir", "Yirmibir Puan Bılgı Yarışı", yahut "İdeal Nişanlı- gibi pr ogramlarının halk önün- de hazırlanması durdurulmuştur. Bu emir şüphesiz ki, yurdumuzda rad- yoculuğun gelişmesine indirilmiş şid- detli bir darbedir. Fakat, — mesnetli veya mesnetsiz, siyasi endişeler var- ken, radyoculuğu kim düşünür? Programlar gerçi devam edecek- tir. Fakat ya kapalı kapılar arka- sında, ya da radyoevi dışındaki sa- Emir, tabiatiyle, yalnız eğlence programlarına değil, Ankar ve İs- tanbul radyoları İzmiri oyuncak radyosu bahis mevzuu degıldı ku- rulduğundan beri sık sık halk önün- de yapılan senfoni konserlerine ve diğer ciddi musiki konserlerine de uygulanacaktır. Bundan başka, za- ten i lonları battal caktır. Bütün torium'a na erişmiş Tradyo ve tasyonları, bu salonlardan azami is- tifade imkânlarını araştırırken, Tür- kiye radyolarının çeşıtlı kültür ha— reketlerıne imkân veren ve bug ar bu sahada asla gerektıgı gıbı faydalanılmamış olan auditorium'- ları karanlığa gömülmektedir. dünyada, bir 27