YURTTA OLUP BİTENLER. Yangın yerinde gözü yaşlı Bursalılar Her şeyin başı can sağlığı yürüdü. Vilâyetin makam arabasına Önce Kılıçlıoğlu, sonra Menderes onu takiben — de Çağlayangil - Geride kalan iki bakan da Emni- yet Müdürünün otomobiline, otomo- bilini bakanlara tahsis eden Emni- yet Müdürü ise daha arkada bekle- yen trafik arabasına bindiler Sonra arabalar sessizce Bursaya doğru ha- reket etti. Valilik arabasındakıler Valinin evine giderken, Bakanlar da Çelik Palasta kendilerine — ayrılan dairelere gittiler. — Böylece de gece emen hemen hiç kimse Menderesin Bursaya geldiğinden haberda ol- madı. Başbakan o akşam Çelık Pa- lastan birkaç yüz metre — uzaktaki Valilik konağında Safa Kılıçlıoğlu ve Çağlayangille sohbet ederken yangın felâketi dolayısı ile Bu gelmiş olan bazı D.P. mılletvekıllerı ve meselâ bu arada Meclis Başkan Vekillerinden Agâh Erozan ile Grup Başkanı Halük Şaman Çelik Pa- lasın salonunda mavi elbise giymiş, 21 - 22 yaslarında son derece şık ve zarif bir genç kızla tatlı tatlı konu- şuyor, vakit — öldürüyorlardı, — Beri yanda diğer milletvekilleri de, Çe- lik Palasın taçsız ve pantolonlu Kraliçesi, -milyoner olduğu — söyle- nen- Adalet hanıma komplimanlar yağdırmakla meşguldüler. Yangın yerinde arşamba sabahı, binlerce dük- kânın harabeleri üzerinde dola- şırken Menderes, bir akşam — evvel uçaktan indiği saatlere nazaran son derece üzgün görünüyordu. Kendisi- ne verilen izahatı büyük bir dikkat- le dinledi. Teselli edici sözler söyle- di. Bu arada Menderesin dükkânları ve iş yerleri yanan halkla karşılaş- mamaya bilhassa dikkat edişi göz- den kaçmadı. Vali, hâdise mahallin- de Menderese yangının nerden çık- tığını, nasıl geliştiğini, itfaiye ekip- lerinin nasıl canlarını dişlerine ta- karak çalıştığını, tarihi Ulu nin nasıl kurtarıldıgmı anlattı. nın ticari fayatına ur: kolay kolay tekrar edilemiyecek bir darbe vuran yangın, geçen haftanın — so- nunda pazar günü hemen bütün dük- kânların kapak ve Bursalıların ek- serisinin sayfiyede olduğu bir saat- te, tam 1445 de, Ulu Caminin alt tarafındaki Sahaflar çarşısındaki bir mücellithaneden çıkmıştı. Cahit Cemrek adında bir mücellit, o gün pazar olmasına rağmen dükkânına gelmiş ve gazocağını yakarak tut- kal kaynatmak istemişti. Ancak gaz- ocağının birden parlaması dükkânın içindeki kâğıtların tutuşmasına se- bep olmuş, biraz sonra da yangın bütün haşmetiyle dışarıya, civarda- ki dükkânlara sirayet etmişti. Tesa- düfen cami önünde bulunan bir kaç yaşlı Bursalı, yangını görünce du- rumdan derhal itfaiyeyi haberdar etmişler ve yangının — çıkmasından tam yirmi dakika sonra da altı ara- badan müteşekkil Bursa — itfaiyesi vaka mahalline yetişmişti. — Yangı- nın çıktığı yer ile itfaiye garajları- nın arası 500 metreden fazla değil- dir. Ancak itfaiye gelinceye kadar, yangın Sahaflar çarşısını boydan boya yalayıp hemen bitişikteki palı çarşıya sirayet etmiştir. Şim- diye kadar iki defa daha yanmış o- lan Kapalı — çarşısı bir kaç yıl evvel restore edilmiş olup içi yanmaz boya ile — boyanmıştır. Ancak yanmaz boyaya, boyanın ça- buk kuruması için katılmış — olan benzin miktarının fazla oluşu yan- gının daha da çabuklaşmasına se- bep olmuştur. Zaten ipekli kumaşlar la dolu olan çarşı bir anda çıra gibi tutuşmuş ve yangın buradan da başka yerlere atlamıştır. Topu topu altı araba ve 31 itfaiye eri ile böyle muazzam bir yangım söndürmek te- lâşına kapılan Bursa itfaiye teşki- lâtı biraz sonra hayret ve dehşet i- çinde, su şehri Bursada su alabile- cekleri depoların boşaldığını — gör- düler. Artık bundan sonra, yan- gin yerinden birkaç kılometre uzak- taki Kültür parkından ve civar de- polardan taşınan sularla söndürül- mek istenen yangın her an biraz daha büyüdü. Yangın önlenemiyor angının her an biraz daha bü- yüdüğünü gören alâkalılar der- hal civardaki askeri birliklerden ve yangın söndürme vasıtalarına sahip teşekküllerden yardım istediler. Bu- nun Üüzerine İnegöl, Yalova, Mudanya, Karacabey ve son olarak da İstan- bul itfaiye birlikleri yangın yerine oğru sevk edildiler. Yangının önlenemeyeceği anlaşılınca, son çare olarak askeri birliklerin tahrip bom- baları atarak bazı nan alev dillerinin önlenmesi düşü- nüldü, ard arda üç bomba atıldıy- sa da bu da bir fayda verme- di. Yangının çıkıp büyümesinden dakika hemen bir sonra, yüzbine yakın Bursalının toplan— dığı yangın yerine en geç gelen Bursa Valisi İ. Sabri Çağlayangil oldu. Devlet Bakanı Ağa ile birlikte Uludagda bulunan Vali, akşam üzeri yangın yerine gel- diğinde üzerinde son derece şık be- yaz bir elbise bulunuyordu. Gece saat 23'e kadar yangın — sahasında kalan Valinin o akşam en çok dik- kat ettiği şeylerden biri beyaz el- bisesinin kirlenmemesiydi. Yangın, üçbinden fazla dükkân ve yüze yakın evi yakıp kül ettik- ten sonra pazartesi sabahı saat bi- re doğru önlenebildi. — Söndürülmesi ise İstanbul itfaiyesinin modern va- sıtalarının da yardımıyla ancak sa- at dört bucuk — beşte imkân dahi- line girdi. Mamafih hemen hiç biri- nin gözüne bir damla uyku girme- miş olan onbinlerce Bursalı ertesi sabah doğan güne karşı, yangın sa- hasının hâlâ kor yığınları ile dolu olduğunu gördüler. anzara son derece feci idi. Bursanın ticari ha- yatının can damarı olan Kapalı çarşı ve çevresi tamamiyle mahvol- muştu. Yangının sindirildiği saatlerde Cumhurbaşkanı Celâl Bayarın Bursa ya geldiği duyuldu. O akşam vaka- yı haber alır almaz seçim bölgesi o- lan Bursaya müteveccihen hareket eden Bayar, sabaha karşı dört sula- rında Mudanyaya gelmiş, orada Va- liden izahat aldıktan sonra saat al- tıda yangın yerlerını gezmişti. hurbaşkanı (eski bir bankacı rak) derhal banka müdürleri ile bir toplantı tertip ederek, — dükkânları anan tüccarların borçlarının ve bo- nolarının tecil edilmesi yolunda tel- kinler yaptı ve Bursalılara, hemen her felâketten sonra yapılması ar- tık âdet haline gelen vaatlerden bi- rinde daha bulundu: Yananların ye- rine daha iyileri yapılacaktı. Sıcaklar Açık artırma eçen haftanın ortalarından bu haftanın ortalarına kadar gaze- telere söz gezdirenler hemen her gün birinci sayfalarda artık okuya okuya aşinalık peydâh ettikleri bir haberle