İKTİSADİ VE MALİ SAHADA darlığı yaratacaktır diyen bedbaht- ları mutlaka mahcup edeceğ i- yen aşbakanın bugün mahcup olup olmadıgını sordu. Bu sırada diken- li gül ba hçelerınden hoşlanmayan İleri "olmazlar, — ol- ma lar" — diye Jlâfa — karıştı ve "olmazlarsa ona bir diyeceğim yok" cevabını aldı! Biraz sonra sıra Tica- ret Bakanı Abdullah Akerdeydı Fi- yaskoyla neticelenen ve çabuk ter- kedilen kar Tİ tesbıtı usulnnu mudafa aya çalıştı. —Kâr hadlerinin , ezbere soylenmemış, hesaba rılm dayanamadı, esbiti dayandı mıştı. Aksalın vabı. ha- zırdı: "Ona şüphe yok, elbette bir hesaba dayandını i politi- tığınız ameliye ve diğer tedbir ile ireli ve inkâr etmiş olmadınız mı? Öyle değil mı"" diye sordu. Akerin bütün söyliyebildiği "Hayır, şartlar değişti" demekten ibaret kaldı. Tevfik İleri, biraz sonra tekrar şan- sını denedi. Aksal bu sırada devalü- asyondan bahsediyordu, İleri "bu devalüasyon değildir" der gibi bir şeyler söyledi. Aksal bunun üzeri- ne, Maliye Vekilinin da- yanarak, yapılan para ameliyesinin devalnasyon olduğunu ıspat edeyim diyı rd Am İlerinin bir da- ğını goren olmadı. Bakanı ufak tefek çel- sarsılacaga benzemiyordu. bütçe — müzakerelerindeki nezih konuşmalardan dolayı Aksalı tebrik eden Başbakanı bile asabileş- tirdi. Menderes, Aksalın dayandıgı Milli Gelir hesaplarına "Milli Gel şu bu bunlar hep uydurma" kulpunu takarak işin içinden çıktı. Anlaşılan Başbakan, Milli gelirin — yükseldiği mesut devrede, bu uydurmaları baş tacı ettiğini unutmuştu! ha soze ka . Cevapsız kalan sualler İktidar sıralarından gelen sualleri derhal cevaplandıran Aksal, ken- di sorduğu suallere bir türlü cevâp alamadı. İktidar bu suallerı, mev- zuu degıştırerek atlatmak için ça- baladı durdu. Halbuki ortada aydın- latılacak sayısız mevzu vardı. Zihin- ler istihfamlarla doluydu: — Alınan kredilerin vâdeleri, faiz nısbetlerı ve diğer şartları nelerdı" Avrupa İkti- sadı Işbırlıgıne sunulan istikrar ve kal programının mâhiyeti neydı" Evıne yiyecek ekmek .götü- miyen bir aile babasının İngiliz kumaşından elbıse yaptırmasın: a ben- ziyen şu meşhur imâr ne olac aktı" Kambiyo Karşılık Fonunda biriken mıly ın çok Üüstündeki paralarla yapılacaktı ? İthalât dolarının, gıımrıık resmi ve diğer vergilerle bırlıkte maliyeti kaça gelecekti? zine hissesi kalkacak mıydı? Yeni Hükümet Programı Gecen hafta Maliye Bakanı Po- latkan, İktisadi sahafla yepye- ni bir hükümet programı ilân et- ti. Ne var ki, anlaşılması güç ol- mayan siyasi endişeler, sayın Po- latkanı "Hayır hen yeni şeyler öylemiy r şey eskisi gibi, eskı polıtıka devam edıyor deme- ye zorladı. uki yeni politika, siyahla beyaz arasında ne kadar fark varsa, o kadar — eskisinden farklıdır. Yeni politikanın gayesi, Mali- e Bakanının ifade ettiği — gibi mustakar fiyatlarla dahılı ve ha- rici tevazünü muhafaza — etmek" ten ibarettir. "Varsın t'ıyatlar yük- selsin, eserler kalıyor ya ve "Ne kadar dış ticaret açığı kadar fazla yardım alırız felsefe- si terkedilmiştir. İstikrar içinde iç ve dış muva- zeneyi gerçekleştirmek için, ikti- saden kalkınan bir memlekette, yekün talebin kontrol altında tu- tulmasına ve yatırımların imkân nisbetinde bünyevi dış ticaret açı- ğını ortadan kaldıracak sahalara yöneltilmesine, yanı plânlı yatı- rımlara ihtiyaç vardır. Hükümetin âlen tutacağını soyledıgı yol bu- dur. On yıl zarfında yapılacak “yatırımların plânlarının koordi- nasyona ve rasyonalizasyonu" tâ- biri adı açıkça söylenmese bi- le Muhalefetin yıllardır lâfını ettiği ve Başbaka nın "Neymiş o lâfını ettiğiniz şey" dediği plâ- nın tâ kendisidir.. Demek ki be- şinci Menderes Hükümeti, döviz kazandırma veya tasarruf ettir- me ölçüsünü esas tutan, Muha- lefetin anladığı mânada bir ya- tırım plânının tatbikine hazırlan- maktadır. Sayın Polatkanın söyle- diğine göre, muhtelif sanayi kolla- rında, plânın tanziminde esas ola- 16 cak, çeşitli tetkikler yapılmakta- Talihin garıp bir cılvesı, plânın hazırlanması yürütülmesinde baş rol, şımdıye kadar keskın mantığını plân yapmanın mümkün olmadığını ispata hasreden Koor dinasyon Bakanına duşmektedır' Koordinasyon Bakanının eski id- dialarını çabucal unutmasını ve yeni işine büyük bir inançla baş- lamasını temenni etmek lâzımdır... Yatırımları bir plân çerçevesin- de yürütmeğe karar varan hükü- met, fiyat ıstıkrarını saglamak İ- an ve alınacak tedbirleri meselâ 1957 yılı sonla- rına dogru ilân edilen Menderes V. Hükümeti programında olduğu gibi beylık cümlelerle değil, azçok müşahhas bir şekilde ifade etmiştir: Bütçeler açık vermeyecektir, açı verirse ya derhal masraflar kısı- lacak, ya yeni vergiler konacak- tır. Devlet teşebbüsleri normal masraflarını karşılayacak bir du- ruma getirilmişlerdir. Yatırımları, Kambiyo Karşılık Fonu fazlaları gibi enflâsyonist olmayan yollar- dan finanse edilecektir. Hususi sektörde enflasyonıst temayülleri- nin önlenmesi için, bankalar üze- rinde bir murakabe sisteminin te- sisine güvenilmektedir. Belediye- ler, şu meşhur imar hareketlerini "Merkez Bankasına müracaat et- memek şartıyla yurııtel)ılecek- lerdir. Görünüşe göre, Kolomb e fendı siyasetine elveda denılmek- Yeni hükümet programım be- ğenmemeğe imkân yoktur. Doğ- rusu dış yardımdan çok yardımın önayak olduğu kararların alınma- Doğan AVCIOĞLU sına sevinmelidir. Tabii ki, karar- ların ilânı veya tatbikine başla- m: onların — muvaffakiyetle yurutulmesıne kâfi değildir. İşte bu noktada tereddütler başlamak- yuz seksen derecelik sert bir dö- nüş yapan bir ekibin, sekiz sene- lik icraatıyla taban tabana zıt bir politikayı mesi. — mümkü! müdür? Halk efkârında, yeni po- lıtıkanın muvaffakiyeti için ge- rekli itimat havasını, eski ekibin yaratması ümit edılebilir mi? Bunlar çok hakla ve yerinde en- dişelerdir, Politik endişelerin dışında, tek- nik bakımdan da büyük güçlükler mevcuttur. Plânlı bir ekonominin az çok tatminkar bir şekilde yü- rütülmesi, herşeyden evvel, bam- başka bir zihniyette yetiştirilmiş idare cihazına ve sayın sin “"“milli gelir, şu bu, hep uydurma" sözleriyle ifade et- tiklerine hiç benzemeyen sahici is- tatıstıklere ihtiyaç göstermekte- ir reformun gerçekleş- tirilmesi uzun zamana (başlama- mak için sebep değil) mütevak- kıftır. Fakat istatistiklerin mü- kemmelleştırılmesı nisbeten daha ısa bir zaman içinde gerçekleş- tirilebilir. Bılhassa istikrar içinde kalkınmanın vazgeçilmez bir yar- dımcısı olan "mini muhasebe sis- temi" nin bir an evvel tesisi lâ- zımdır. bunlar ca, beşıncı Menderes Hü- iç de maktadır. Sekiz yıllık kolaylık sı- yaseti, yerini, alın teri, gayret v bilgiye dayanan bir gidişe hırak- mak zorundadır. AKİS, 30 AĞUSTOS 1958