MUSİKİ Caz Dört bucaktan A ylar yıllar geçtikçe caz musiki- si, milletlerarası bir dil olarak dünyanın dört bucağına kendini ka- bul ettiriyor. Batı Avrupa gibi mu- sikinin ilerlemiş olduğu memleket- lerde genç musikişinaslar. — Erittikçe Amerikalılarınkine yaklaşan başarı- larla, .caz çalıyorlar. Amerikalı caz- cılar, bu musikinin en bü isim- cazı çeşitli ülkelerin halklarına tanı- tıyorlar, sevdiriyorlar. — Pariste bu sıcak yaz günlerinde, bilhassa — ay- dınların çevresi St. Germain - des - res'nin, havalandırılmıyan, serinle- tılmıyen caz kulüplerinde dinleyici- ler, adeta dini denebilecek bir vecd içinde caz dinliyorlar. — İngilterede Humphrey Lyttelton un — gelenekçi, da Johnny Dankworth'un ilerici cazı “soğuk millet" in kanını kay- natıyor. Klarınetçı Tony Scott un bir Avrupa inde, slavyalı azcılarla bırlıkte çaldığı bır blues- plâğı Amerikada büyük rağbet goruyor Memleketimizde, Türk An- siklopedisi, geçenlerde — yayınlanan 73'üncü fasikülünde, caz maddesine sekiz sayfa ayırmak gibi bir geniş görüşlülük örneği veriyor; ansiklo- pedinin caz maddesini hazırlıyan İl- han Mımaroğlunun yazdığı "Caz Sa- natı" adlı kitap, Türkiyede bu konu- da verilen ilk eser olarak. İstanbul- ilik Yayınları tarafından ba- Amerikada, 1954 yılından beri her yıl tekrarlanan Newport Festivaline bu yıl, 17 memleketten cazcıların meydana getirdiği bir Milletlerarası Gençlik Caz Orkestrası da katılıyor. Aynı festivalde, Türk caz bestecisi Arif Mardinin de musikisi çalınıyor. New York'ta, caz plâğı neşreden baş- hca kumpanyalardan biri olan — At- lantic'in sahibi, artist ve repertuar müdürü bir Türktür: Nasuhi gün. Türk cazcıları henüz. meslekdaşlarına kıyasla, pek geri- ler. Bununla beraber son yıllarla bu alanda büyük ilerlemeler göste- rilmiş olduğu aşikârdır. Bu ilerleme- yi temsil etmek üzere, Erol Pekcan orkestrasının kornocusu Melih Gü- relin ve kontrabasçısı Selçuk Sunun, geçenlerde memleketimizi ziyaret e- Dave Brubeck ve Paul Des 'dan. Ame kada çalışmak için parlak teklifler alacak kadar mev- cudiyet gösterdikleri biliniyor. Mardinin eserleri unların arasında, Arif Mardinin ikada kazandığı başarılar bılhassa dıkkat çekmektedir. Mardin şimdi, bir başka caz — bestecisinin, Ouincy Jones'un ismini taşıyan bir burstan — faydalanarak, — .Bostonda, Berklee caz konservatuarında eğitim görmektedir. Arif Mardin — Onincy AKİS, 19 TEMMUZ 1958 Jones ile, Jones iki yıl kadar önce Dizzy Gillespie orkestrasıyla birlik- te buraya geldiği zaman tanışmıştı. Geçen hafta Amerikanın — Sesi radyosu Türkçe — servisinde, — Arif Mardinin, profesyonel sahada değil- se bile, hiç olmazsa Berklee okulun- daki çalışmaları hakkında bir fikir verecek üç parçasını yayınladı. Genç besteci, adı geçen okulun — öğrenci orkestrası sayesinde, yazdığı parça- ları çaldırabilmek, böylece yanlışla- rını daha müşahhas olarak duyabil- mek ve bunları düzeltmek imkânını bulmaktadır. Amerikanın Sesi ta- rafından yayınlanan üc parçadan i- kisi, Berklee okulunun Öğrenci or- kestrası tarafından çalınmıştır. Kon- Arıf Mardin Döndüğünde ne iş yapacak? servatuar eğitiminin sağladığı disip- lin sayesinde teknik hakimiyetini ve yazış kolaylığını arttıran genç bes- teci, Turkıyedeyken yazdığı amatör- lük çağı eserlerını artık beğenme- mektedir. Fa Öte yanda da, merikanın Sesmın öğrenci orkestra- sı tarafından çalınmış o iki eseri ya- yınlamasından da memnun değildir. Zira bu iki parça, tecrübeli bir caz yaratıcısından çok, konser- vatuarda gordugu derslerin ve yap- tığı armoni temrinlerinin — tesirinde kalmış, gerçı istidatlı, fakat olduk- çekingen bir öğrencinin yazısı ol- maktan ileri gidememiştir. Arif Mar- din bu parçalarında — armoniye ve akor münasebetlerine çok fazla bağ- lıdır ve caza asıl özelliğini — veren melodik, hele ritmik yonlerle pek uğraşmamıştır. İki parçası da, akor dizileri üzerine sıralanmış sololar- dan ibarettir. Yayın sırasında bir de konuşma yapan genç besteci, ikinci parçası için verdiği izahatta bu par- çada tonalite olmadığını, biçim ba- kımından ise caz geleneklerinden ay- rıldığım ve serbest bir bıçım 1ç1c1de yazdığını söyledi. parça kendi, bestecisinin da dogrulamıy ordu. Armoni larına sıkı sıkıya baglı bir parçanın atonal olması imkânsızdır; bu par- çada değişen tonaliteler — vardır ve bir parçada tonalitenin — değişmesi, tonalite olmaması demek — değildir. Biçim bakımından ise, gerçi beste- ci, alışılmış tem kalıplarmdan ayrıl- mıştır. Fakat dört ölçülük bir me- lodi parçasını değişen tonaliteler i- çinde tekrarlamak gibi basit bir u- sule saptığı için kayda değer bir bi- çım yeniliği yapmış, bir serbest bi- çim denemiş sayılamaz. Mardının programda yayınlanan Üçüncü par- Berklee orkestrası tarafından değil, profesyonel cazcılardan mey- dana gelmiş 'bir topluluk tarafından çalınmıştır. Radyo, bu parça çalınır- ken, musikiyi kesip Milli Savunma Bakam Ethem Maenderesin Vaşing- ton'a vardığını bildirmeyi tercih et- tiğinden parçanın nasıl birşey oldu- ğu bile anlaşılamadı. Başlıca başarıları K onservatuardaki çalışmaları dı- şında Arif Mardin boş durma- dı ve genç bestecimize Amerikanın caz çevreleri de lâyık olduğu ilgiyi gösterdiler. Musikisi, Boston Sanat- lar Festivalinde çalındı. "Blues" parçasını Herb Pomeroy orkestrası, bariton saksofoncu Gerry Mulligan'- ın iştirakiyle, çaldı. Daha sonra A- rif Mardin, Pomeroy orkestrası için devamlı olarak besteler yapmıya ve aynı zamanda da trompetçi Maynard Ferguson'un büyük orkestrası için yazmıya başladı. "Chromatically Yo- urs" adlı parçası, CBS televizyonun- da bir milletlerarası caz programın- da yayınlandı Japon piyanist ToŞI— ko Akiyoşi, çevireceği bir plâk için, Arif Mardinin bir parçasını çalmak istedi. Besteci,"What Next" adlı parçasını postayla pıyanıste yolladı; fakat ne yazık ki postada notalar kaybolduğu için plâk, Mardinin par- çası olmadan yayınlandı. Arif Mardin, Türkiyeye - döndü- ğünde, Haldun Dormenin tiyatrosu için bir operet bestel mek tasavvu- rundadır. Mardin gibi bir besteci i- çin operet yazmak işten bile değil- dir ve genç besteci hu yola saptığı takdirde belki kendini harcamış o- lacaktır. Fakat, cazı ciddiye alan, devamlı tek bır orkestrası rası dağılmıştır ve gelecek kış top- lanacağı çok şüphelidir- bir caz bes- tecisinin kendisini avutması İlâzım- dır. 33