DÜNYADA OLUP BİTENLER Birleşmiş Milletler Geç del olsa.. C ezayir meselesinin bu yıl da Bir- leşmiş Milletler Genel Kurulun- da görüşülmesini temin için — Asya ve Afrika — memleketleri grubuna mensup 18 Devletin, geçen haftama sonuna doğru yaptıkları müracaatta Turkıyenın imzasını görmek büyük bir sürpriz oldu. Hakikaten Cumhu- riyet Hükümeti, şimdiye kadar NA- TO tesanüdünü herşeyin üstünde tu- tarak Fransanın hoşuna gitmiyecek bir jest yapmaktan kaçınmıştı. Ce- zayirli milliyetçilerin dâvasına biz- a az sempati gösterme- si lâzım gelen diğer NATO üyesi Yunanistan, Fransaya karşı cephe almakta mahzur görmediği — halde, Türkiye bu yola gitmemişti. Halbu- ki hâlen Fransa, ilk defa — olarak ciddi bir şekılde Cezayır meselesi- ne bir bal şekli bulmak için gayret sarfediyordu. Ama bu rağmen Cumhurıyet Hükümeti bu sefer NA- TO müttefikini umursamıyordu. Bu degışıklıgın sebebi acaba neydi? Ay- nı gün, Birleşmiş — Milletlerdeki 28 Asya ve Afrika memleketi delege- lerine Türkiyenin Kıbrıs tezini izah eden 2800 kelimelik bir memoran- dum tevzi ettiğini görenler, Cumhu- riyet Hükümetinin niçin Cezayir me- selesiyle ilgilendiğinin sebebini an- ladılar. Yunanlılar, hiç şüphesiz bu yıl da Kıbrıs meselesini Birleşmiş Milletle- re getireceklerdir. Atina Hükümeti hatta, İngiliz plânına karşı teklif o- larak, Kıbrısın muvakkaten Birleş- miş Milletlerin idaresi altına veril- mesi gibi Komünist — Blokunun ve Asya ve Afrika grubunun pek hoşu- na gidecek bir teklifle ortaya çık— mıştır. Bu memleketler zaten şim diye kadar Bırleşmış Mılletlerde Ce— zayir meseles Tü kiyenin aleyhı de ve Yunanıstanın lehinde oy kullanmışlardı. Bu aleyh- te havayı değiştirmek lazımdır. İş- te bunun için Cumhuriyet Hüküme- ti, Asya ve Afrika Grubuna bir ta- viz vermek lüzumunu — duyuyor ve Cezayir müracaatına imzasını ko- yuyordu. Ama çok geç kalan bu jest beklenen neticeyi verecek midir? Bu husus çok şüphelidir. Gerçi Bağ- dat Paktının üç üyesi, bu sef r Bır leşmiş Milletlerde Turk kayıtsız şartsız desteklıyeceklerdır Irakın geçen seneki gafını tekrarla- ması imkânsızdır. Hattâ öÖmrü vefa ederse Ghamoun'un Lübnanı da bu sefer Türkiye lehinde oy kullana- caktır. Fakat diğer Asya ve Afrika memleketlerinin aynı yolu takip e- decekleri çok şüphelidir. Bu grubun bu yıl da Yunanlıları tutması hemen hemen muhakkak gibidir. Nitekim Arap Birliği Genel Sekreteri Abdül- AKİS, 19 TEMMUZ 1958 halik Hasuneh geçen haftanın so- nunda yayınladığı bir tebliğde Kıb- rıs meselesinin yegâne hal şeklinin Adanın Yunanistana ilhakı olduğunu söylüyordu! Iraktaki hükümet dar- besinden bir gün evvel de vasıtalı dost Ürdün Hükümetine mensup bir sözcü, memleketinin Self-Determi- nation prensibini desteklıyecegını açıklıyordu. Maamafih, her ihti- male karşı Dışişleri Ba- kanı Averoff, geçen hafta, bu memleketler üzerinde büyük nüfuzu olan Nasır ve Titoyu ziyaret etmek— te kusur etmemiştir. nötralizme kayması edilen, reti, bu perspektif içinde melidir. Atina Hükümetinin, nötralizme kaymaya veya İngiltere Netice itibariyle, Türkiyenin ye- rinde olmakla beraber, çok geç kalan Cezayir jestinin Bırleşmış Milletler- deki reylere tesir etmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Yugoslavya İsa ile Musa arasında Geçen haftanın sonuna — doğru, nötralizmin iki şampiyonu Nasır ve Titonun yayınladıkları tebliğ, ne İsa ne Musayı fazla kızdırmama- ya çalışan klâsik bir "aktif — nötra- lizm" örneğidir. Söylendiğine — göre nötralizmin üçüncü şampiyonu Neh- ru da bu toplantıya davet edilmişse de, ikinci beş yıllık plânını yürüt- mek için hem İsadan hem Musadan Nasır ve Tito | Akla ve Amerikaya karşı bunu bir şan- taj vesilesi olarak kullanmaya niye- ti yoktur. İç politika — sebepleriyle, NATO'dan çok Türkiyeye karşı ba- zı münasebetsiz jestler yapan Yuna- nistan, Türkiye gibi NATO ittifakı- na sadıktır. Atina Hükümeti, sade- ce Türkiyeye karşı dostlar aramak- tadır. Averoff bunun için Yugoslav- yaya gitmiş, Nasır ve Titodan Tür- kiyeye Yunanistanı des- teklemelerini — istemiştir. u ba- kımdan Yugoslavyadaki Üçlü Kon- ferans, Bağdat Paktının müslü- man devletlerinin İstanbul toplantı- sına bir cevaptır. Konuşmaların sonunda neşredi- len tebliğ, Yunanistanın — Nasır ve Titodan istediği teminatı elde etti- ğini göstermektedir. Asya ve Afri- kanın diğer nötralist memleketleri- nin de Tito ve Nasır gibi hareket e- deceklerinde şüphe yoktur. kara yardım istemek zorunda bulunan Nehru, Yugoslavya — konuşmalarına katılmayı uygun bulmamıştır. Tebliğ, bir zirve — konferansında birbirine zıt iki blokun ihtilaflı me- selelerini halletmesi, atom deneme- erine son verilmesi gibi klâsik nöt- ralist temleri ihtiva etmektedir. Ba- zı memleketlerin içişlerine — yapılan müdahelelerin tenkidi de unutulma- mıştır. Tebliğ, Lübnan ve Endonez- ya hadiselerini açıkça zikretmekte- dir. Bu hadiseler tabii ki Amerika— nın pasifine kaydedilmektedir. "Dün- muhtelif — yerlerindeki — dış tabiriyle de, Titoya karşı ğ harbi tazeliyen Sovyet Rus- yanın kastedildiği muhakkaktır. Maamafih aktif nötralizmin şam- piyonları şimdilik daha ileri git- mekten çekinmektedirler. — Mareşal Tito, Rusyayla arası açıldıktan son- ra Nasırı memleketine getirerek dünyada yalnız kalmadığım göster- 23