nesinde, mükemmel surette yetişmiş olan Emreaip, Cumhurbaşkanı Celal Bayarın Birleşik Amerika — seyaha- tinde şahsi muhafızı olarak kendisi- ne refakat etmek mazhariyetine ve şerefine nail olmuştu. Fransızca ve İngilizceyi, ona dili kadar güzel ko- nuşurdu. İkinci Cihan Harbi sırasın- da, Türk Casusluk ve Haber Alma Teşkılatının en güvenilir elemanla- rından biliydi. Talihsizlik halen İç- işleri Bakanlığındaki bir lıızıp mu- cadelesi neticesinde Bor kaçırdığınd Niğdede Valı Vekıllı- ği yapmakta olan her nemden rutu- bet kapan Hayrettin Nakipoğlu- nun Zzamanında, —İstanbul — Birin- ci Şube Miiuür üğüne — tâyin edil- mesi ile kendisini göstermişti. Fakat Emrealp, ondort sene Milli Emniyet Teşkilâtında çalıştıktan sonra, yeni vazifesini ileri sürdüğü bazı şartlara itiraz edilmemesi erine kabullen mişti. Hocalarının öğrettiği, lardan okuduğu veya kendi ce vazifesi, memleketin milli güven- liğine zarar verecek fırsatçı unsur- larla mücadele etmekti. Onları taki- be koyulmaktı. Yoksa, birtakı çük beylere, maç, tiyatro, sınema, taşıt vasıtası v s... bileti bulmak, ba- kü mlara resmi otomobil yetıştırmek degıl' Nakipoğlu, Emre- alpı çok beğenir ve itimat — ederdi. Prensibi hilafına, Şube Mudurlerın- den sırf Emrealpın işlerine karışma- mış ve müstakil çalışmasına müsaa- de etmişti. - kıtap— idral Fakat Emrealp, meslege atıldığı günden itibaren en çok korkup çe- kindiği şeylerin Birinci Şubenın mü- dürlük masasına oturduğ kendisinden öyle olur olmaz rapor- lar ıstıyordu ki... Meselâ piyasadan beyaz peynır yok mu olmuştu, dar- m muhalif tuccar yara- tıyordu' Takıbı erekti! Meselâ, C. H. P anbul İg 1 Teşkilâtı, bırtakım karanlık ışler peşindeydi; memleke- ti kardeş kavgasına boğmak istiyor— du! Birinci Şubenin, menfur hareke- tin elebaşılarını meydana çıkarması lâzımdı!Aslında b bazı şüphe kırıntılarının gece yatıp sabah kalktığı zaman Nakipoğlunun geniş muhayyelesınde şişerek 50 kuruşluk balonlar kadar büyümesinden ibaret- ti. Sabık Emnıyet Müdürü, adeta ge- ce rüyasında gorduklerınden, ertesi gün birer tahkikat mevzuu çıkan- yordu. Fakat Emrealpın da, Nakip- oglunun şişkin 50 kuru şluk balonla- ından uykusu kaçıyordu. Boyle Sey- ler yoktu Fakat Dr, Gedikin "asık çehre" politikasının 1 numaralı sadık tatbıkatçılarından Nakipoğlunu bu- mak ne kadar güçtü. Olmıyacak talepl Gunler ilerlemiş, 1957 umumi se- çimleri gelip çatmıştı. Propa- ganda kampanyasının açılışı ile baş- hyan açık hava toplantıları, Nakip- oğlunun evham ve vesveselerini büs- bütün arttırmıştı, Nakipoğlunun ka- çan huzuru, kendisi kadar mesai ar- AKİS, 19 TEMMUZ 1958 kadaşlarını da rahatsız — ediyordu. Hele C. H. P. lıderı Ismet İnönünün muhteşem Tak Mitingine kanu- ni müddetin dolmasından 15 dakika önce gelmesi, Nakipoğlunu — müthiş telâşlandırmıştı. Ya İnönü saat 17 den sonra konuşmasına devam eder- se? Nakipoğlu İnönüyü zorla kür- süden indirmesini ve 200.000 C. H. P. liyi dağıtmasını Emrealpe emret- mişti. Emrealpin Muavinleri telâş i- çinde idiler. Ama Emrealp soğuk- kanlılığını bozmadı. Zira, kafası bi- alışan bir insanın İnönünün mevzuata -tasvip etmediğine dahi- ne kadar itaatkar ve hürmetkar ol- duğunu çoktan Aanlaması lâzımdı. Emrealp, tahmininde yanılmadı. Fa- kat D. P. a hava mitinglerine ne demeliydi? Hava karardıktan sonra dahi devam ediyordu. İşte ideal po- lis Emrealpı kahredenler böyle şey- lerdi. Bu minval üzere, umumi se- çimler yapıldı ve Istanbuld D. P zandı. Müteakiben neticeden çok memnun kalan Nakıpoglunun mu- hayyilesinde, C. Nuruosmanı- ye Ocağı ve meşhur 9 bay vakıa- ları, 50 şer kuruşluk ıkı balon ha- lınde şışıverdı Emre lp iren- l Efendım dedi. Ama neylesın ki karşısındaki Emniyet realpın ne kadar haklı olduğunu gös- i. Muğla milletvekili Dilâver Argu- nun damadı Nakipoğlu biraz da ves- evhamı kurbanı — olarak Nıgde Valı Vekıllıgıne tayın edilince Cemal Tarlan Gelen gideni aratmadı YURTTA OLUP BİTENLER de, Emrealpın aldığı derin nefes faz- medi. Gelen gideni aratmadı. Sa&ık Çanakkale Valısı Cemal Tar- lan, halefi kadar — vesveseli ve ev- hamlı değilse de, onun da olmıyacak talepleri en az Nakıpoglununkıler ka- dar muziçti. Emrealp, bunları mizacı ile bağdaştıramıyordu. Tarlandan ilk kötü notu, P. Eminönü İlçe Kongresınde aldı. Verilen emre rağ- men, — İlçe Kongresini — dağıtmadı. İnönü konuştu, ama bu sefer derhal neşir yasağı tedbirine — başvuruldu. Ertesi gün İnönü, Cağaloğlundâki İl Merkezinde bir basın toplantısı ya- pacaktı. Mani olmak gerekti. Fakat mevzuatımızda basın toplantılarının menini gerektiren bir madde t Emrealp mevzuatı ve kanunsuz ha- reketlerin neticelerini çok iyi yordu. Bunun üzerine, böyle krıtık bır Vazıfeyı o zamanki Vali ve Bele- diye Başkan Vekili Ethem Yetkiner ile Emniyet Müdürü Cemal Tarlan bizzat üzerlerine aldılar. Kendilerini bol keseden yıprattılar ve harcadı- lar. Neticede ne oldu? İnönü basın toplantısını yaptı ve çok sert konuş- tu. Sonra da hadiseler birbirini ta— kip ettı Vicdanının sesine kulak vi mesleğinin kudsiyetinin ge— rektırdıgı şekilde hareketi ihtiyar e- en Emrealp, artık Istanbul Emni- yet Müdürlüğü camiasında person— na non grata” damgasını yedi, istenmiyen adam oldu. Anadolu vıla— yetlerinden birinin Emniyet Müdür- lüğüne naklini istiyen dilekçesini im- zaladığı zaman, kendini harcamama- ğa' muvaffak olmuş bir insanın huzu- ru ve ferahlıgı içindeydi. Birkaç ya- bancı firmadan, halen kazandığının 3-4 misli aylık teklifi alan, fakat Dev- let Babaya kul olmayı kula kul ol- maya tercih eden Emrealpin, Sivas na neticeler doğurabilecek karakuşi bir şark tayinine de tekaddüm etmiş oluyordu. Ustelık adım da, "Naki- poğlunun dealleri uğruna mahrumiyetine kat- lanacağı Sivasa, İstanbuldan ailesi efradı ile birlikte gitmek için hazır- lıklara başladı. Ne garip tecellidir i, -Nevzat Emrealpin Siyasa git- mek için hazırlandığı günlerde- 6/7 Eylül hadiselerinde merkez emrine alınan selefi eski İstanbul — Birinci Şube Müdürü Yaşar Yiğit, — tekrar eski vazifesine iade edilmiştir. Kıbrıs B u haftanın başında — Bağdattan gelen haberler, Kıbrıs hâdisele- rini unutturur gibi olmasına rağmen, Yeşiladadaki durum gittikçe Vehamet kaybetmektedir: EOKA Ada Türk- lerine karşı amansız bir harbe gi- rişmiştir. Pazar ve Pazartesi günü 8 Türk öldurulmuş ve yaralanmış- Daha evvel bir Türk köyünden Lefkoşeye gıden bir otobüs pusuya 17 İç harp