AKİS'in Yazı Müsabakası "Milletlerin İktisadi Kalkınması Niçin Hürriyet içinde Olmalıdır?"” ktisadi kalkınma fertlerin yaşa- ma seviyelerinin yükselmesi, do- layısiyle reel gelırlerının artmasıy- le kendini hisse mle- kette fertler ıhtıyaçlarını ne kad emmel vasıtalarla — giderebili- yorsa o memleket iktisaden o ka- dar kalkınmıştır. Bilfarz tarlasını kara sapanla sürmek sorunda ka- lan çiftçinin yaşadığı memleketle traktörle süren çiftçinin — yaşadığı memleketin iktisadi seviyeleri ara- sında bariz bir fark vardır. Bina- sıyla çoğunluk teşkil eden fertlerın yaşama seviyeleri yükselme tice itibariyle o memleket ıktısa- den kalkınmış sayılamaz. Zira ik- tisadi kalkınma bir kişinin — veya bir zümrenin kalkınması demek de- ğildir. Dia sonra bu memleketler- de bazı ihtiyaç vasıtalarının ancak belirli zümrelere gerek hukuken ve gerekse fiilen tahsisi de fertlerin yaşama seviyeleri arasında farklılık yarattığından cemiyet heyeti mec- muası ile iktisaden gelişmemiş sa- yılır. İktisadi kalkınma ancak hürri- yet içinde gerçekleşir ve inkişaf e der. ımdan kalkınma faalı- yetlerini yetiştirilen bir Ççocuğa benzetirsek antidemokratik memle- ketlerde girişilen kalkınma hamle- lerinin fertlerden gelen ve mühim olan kısmı hareket serbestisi kaldı- rılmış çocuklar gibi ürkek ve cesa- retsiz olurlar, gelişip büyüyemi ler. Çocuklarını korkutma sıstemıy- le terbiye eden ailenin çocukların- da görecekleri teşebbüs kabiliyetiy- le makul ve mutedil bir terbiye tar- zı ile yetiştiren ailelerin çocukla- rında görecekleri teşebbüs kabili- yetleri arasında muazzam farklar mevcutlar. Aynı şekilde — antide- mokratik rejim içersinde — girişilen bir kalkınma faaliyeti hareket ser- bestisi alıkonulmuş çocuk gibi hür- riyet unsurlarından mahrum edil- diği için verimsiz kalır. a hür- riyet iktisadi kalkınmanın force - motrice'idir. Onsuz beslenemez. Antidemokratik — memleketlerde iktisadi kalkınmanın — mahsullerin- den yukarıda da bir nebze temas ettiğimiz gibi milleti teşkil eden bütün sosyal sınıflar aynı derecede istifade edemezler. İdare organı ta- AKİS, 19 TEMMUZ 1958 - İl- rafından desteklenen imtiyazlı sı- nıflar dıger sınıfların aleyhine ola- rak Derleme kaydederler. Milli ge- lırın tevziinde aksaklıklar olur. Bir tar aftan ıktısadı kalkınma dolayı- siyle kalkınmanın bir miyarı o0- lan mıllı gelir çogalırken diğer ta- raftan milli gelirin inkisamında i- dare organının taraflı hareketinden dolayı imtiyazlı ve imtiyazsız sınıf - ların ve bu sınıfları teşkil eden fertlerin gelirleri arasında gittikçe çoğalan bir fark zuhur etmiş ola- caktır. Neticede bu rejimde, iki sos- yal sınıf türeyecektir: n son sıradaki Jlüks ih- tiyaçlarını dahi giderdikten sonra yine buyuk bır servete sahip sınıf. n plânda gelen müb- rem ıhtıyaçlarını dahı giderecek kudrette olmayan sınıf. Bir memleket ıçın en mahzurlu şey de böyle bir vaziyetin meydana gelmesidir. Halbuki demokratik re- jimli memleketlerde böyle bir va- ziyet tahassül etmez ve edemez de. Tahassül etmez, çünkü, memleketi idare mevkiinde bulunanlar şunu iyice bilirler ki demokrasi halkın kendi kendini idare etmesi sistemi- dir ve böyle bir yola sapmayı dü- şündükleri takdirde idare selâhiye- tini kaybedeceklerdir. Bu itibarla sınıf gözetmeyi akıllarından — dahi geçirmezler. Tahassül edemez, çün kü sınıf gözetmeye başladıkları an- dan itibaren basın hürriyeti, söz ve fikir hürriyeti, toplanma hürriyeti gibi demokrasinin halka bah- şettiği müdafaa vasıtalarıyla kargı karşıya gelirler. Neticede bu vası- talar gelip gelerek idare organla- rını adil bir iktisadi politika takip etmeye doğru sevk ve icbar eder- ler. Antidemokratik memleketler- Zi HERKES Turhan ŞİMŞİR de fertler bu vasıtalardan mahrum oldukları için kalkınmanın yükünü kendileri çeker fakat meyvalarını bir kısmı toplar. Bu vazıyet ilele- evam etmez, bir gun gelir ki sıkıntılar had safhaya girer bu saf- ada antidemokratik rejim kendi- sini demokratik rejime teslim eder. Bu itibarla ancak hürriyet rejimin- de girişilen kalkınma faaliyetleri devamlı huzur ve semere verebilir. Zira orada hürriyet unsurları tera- ve muvazene vazifesini görmek- tedirler. Bugun bütün — insanların al bir zümrenin bütün memleketin ça- lışmasından istifade ettiği — devir çoktan geçmiştir. Bugün böyle bir rejim mevcut olsa dahi bu rejim devamlı yaşamaya namzet gösteri- I Antidemokratik rejimin fertle- rine çalışma gücü üzerinde psıkolo- jik menfi bir tesiri de vardır. Öyle ya herhangi bir ferdin bir gayeye hizmet edebilmesi için herşeyden evvel o gayenin ne olduğunu bil- mesi ve anlaması iktiza eder. An- cak ondan sonra gayenin tahakku- ku için çalışacaktır. Şayet İıştığını öğrenirse o zaman isteksiz ve şevksiz faaliyet icra edecektir. Bu çalışmanın rantablitesi ise ga- yet düşüktür. Nitekim antidemok- ratik memleketlerde yani hürriye- tin geçer akça olmadığı cemiyet- lerde idare organı icraat ve prog- ramını halka açıklıyacak basın ve fikir hürriyetleri mevcut olmıyaca- ğı için fertler hangi gayeye ala- met ettiklerini — bilemeyeceklerdir. Demokraside yaşayanlar bu bakım- dan avanta_ıa sahip oldukları gibi rejimin bir icabı olarak idare or- ganı daima milletin temsilcilerine icraat — programlarını — açıklamak mecburiyetinde bulunmaktadırlar. u halde bir millet devamlı ola- rak yaşamak çalışma gücünü a- yakta tutmak, sosyal sınıflar ara- sında farklar yaratmamak istiyor- sa iktisadi kalkınmasını hürriyet ve demokrasi rejimi içinde — yapmalı- dır ve bugünkü telakkiye göre de bu şekilde hareket etmeye mecbur- dur. 19