YURTTA Kıbrıs Mihenk taşı (Kapaktaki — mesele) B u haftanın başlarında salı günü, da —Westminster sarayının meşhur Bıg Ben'i saat üçü, gene kur- şun renkli bir sema altında çaldı. Sa- at kulesinin hemen dibindeki Avam Kamarasının tahta kaplı, tavandan pencereli, iki tarafı boydan boya iş- gal eden sıraları deriyle ortulu salo- nunda alışılmamış bir kaynaşma var- dı. Majestelerinin muvafık ve muha- lif Parlamento üyeleri karşılıklı yer- lerini alıyorlardı. O sırada görüşülen sorulardı. FFakat İngiliz milletinin temsilcileri daha ziyade başka bir me- seleyle alakalıydılar. Saat 16,30 da MacMillan konuşacaktı. Başbakanın 17 Haziran günü Kıbrıs- la alâkalı Ingılız planını açıklıyacağı Kıbrıs ve Et tırnaktan OLUP BİTENLER 19 Mayısta gene aynı salonda res- men- ilân edilm a ragmen “İktidarın ve Mu— halefetin ileri gelenlerınde bir ın bulunmadığı dikkatli dınleyıcıle— rin gözünden kaçmadı. İşçi — lider- ler, başlarında Gaitskell oldugu halde salonun tam ortasında bulunan "Spe aker - Meclis Başkanı" nın karşısına tesadüf eden Muhalefet sıralarının en önünde yer almışlardı. Hükümet ö- teki tarafta sakin oturuyordu. Saat tam 15,30 da Speaker sağdaki curada bekleyen uzun boylu, asil tavırlı, be- yaz saçlı adama söz verdi. Bu, Ma- jestenin Amerikadan yeni dönen Baş- bakanı Harold MacMillan'dı. Chur- chill'in ve Eden'in halefi yerinde doğ- ruldu, kalın sesi, hoş aksaniyle rıs mevzuundaki İ giliz planını açık- lamayacağını bıldırdı NATO Genel Sekreteri Spaak Majestenin hüküme- tinden plânın açıklanmasını kırk se- Türkiye ayrılır mı? kiz saat tehir- etmesini Trica etmiş, MacMillan da "İngiltere NATO'daki müttefiklerinin bu taleplerine kulak tıkayamayacağı gibi, bir anlaşmaya yol açacak her hangi bir fırsatın da ihmal edilmemesi gerektiği kanaatin- de olduğundan" talebi uygun görmüş, tü. Muhalefet liderlerinin kılları kıpır- damadı. Kıpırdamasına mahal de yok- tu, zira Başbakan MacMillan bir gece evvel Spaak'ın talebi geldiğinde bü- tün Demokrasilerde âdet olduğu veç- hile Muhalefet lideri Gaitskell ile gö- rüşmüş ve açıklamanın tehiri için o- nun mutabakatını almıştı. Buna rağ- men Gaitskell ve eski İşçi Dışişleri Bakanı Morrison gene yerlerinden ko- nuşarak, hükümetin plânı hiç olmaz- sa ana hatlariyle izah etmesini iste- diler. Onlar da Demokrasilerdeki â- det veçhile Muhalefet vazifelerini ya- pıyorlardı. MacMillan bu arzuyu ye- rine getirmedi. Kamaradan kırk sekiz saat daha beklemesini istirham edi- yordu. Parlamento azaları açıklamanın perşembe günü yapılmasına muvafa- kat gösterdiler. Ankaradaki merak Aynı gün Ankarada, kanlığı çevrelerinde dişeli ve sabırsız bir hava esiyordu. Bu hava Majestenin zarif elçisi Sir James Bowker'in Genel Sekreter Me- lih Esenbeli ziyaretine kadar sürdü. Elçi Bakanlıga geldiği zaman Başba- kan Menderes ve Dışişleri Bakanı Zorlu bazı Bakanlarla toplantı halin- deydiler. Bu yüzden Sir James'i Esen- bel kabul etti Elçi iyi bir haber geti- riyordu. İngiltere hükümeti açıkla- mayı kırk sekiz saat geri bırakması hususunda Spaak'ın teklifini kabul et- mişti. Esenbel vazıyetten derhal Baş- bakanı haberdar Türkiye bu açıklamqnın tehiri için çok uğraşmıştı. Ama, İngiltereyi ka- rarından çevirmek mümkün olmamış- Zaten Cumhuriyet hükümetinin Dışışlerı Bakanı Zorlu hayli zamandır buyuk müttefikine soz dınletemedıgı— ni saklamıyordu. Gec aftanın or- tasında yaptığı bir basını toplantısın- da bu lâf anlamıyan dosttan acı acı dert yanmış, "İngiliz hükümetinin bir müddet evvel bize, 17 Hazirana kadar yeni İngiliz plânı hakkında bir açık- lamada bulunacaklarım ilân etmek üzere Parlamentoda bir ara-beyanat yapacağını bildirmesi üzerine biz, ef- kârı umumiyemizde bir heyecan var- ken ve alâkalı hükümetler arasında bir mutabakata varılmadan böyle bir açıklamanın doğru olmayacağını be- lirttik. Fakat bu ikazımıza rağmen böyle bir açıklama yapacaklarını 19 Mayısta Parlamentoda ilan ettiler. Diğer taraftan yeni planı kararlaş- tırmadan önce bize bildirmelerini is- temiştik. Bunu da yapmadılar" de- mişti. Dışişleri Ba- o Bu açık itiraf karşısında Zorlunun bu yılın ilk ayında, kendinden gayet AKİS, 21 HAZİRAN 1958