DÜNYADA OLUP BİTENLER Fransa Arş, Marş! Haydi arkadaş' eçen haftanın ç , sonun Fransız halkı, doğr defa olarak kurtarıcılarını televizyonda seyretti. J ean konuşan De Gaulle giymiş, düz d'Arc'a yaraşır bir vecd içinde koyu bir elbise seyrek saclarını itinay- la taramış ve kalın çerçevelı gözlük- lerini takm canlıydı. kaldırarak hücum emri veren 20 Sesi 1 ve heye- Şehadet parmagını havaya bir kumandan gibi kırdı. lerde bekliye Anayasa tâdili, Cezayir meselesi, Av- rupa Birliği, mali buhran vs. hu me- "ileriye" diye hay- Hakikaten, "Büyük Fransa"yı i- n birçok mesele vardır: seleler arasındadır. Bilhassa mali buhranın beklemeye tahammülü yok- tur Bu sebeple Gene l De aulle Öz arasında vata! SsÖZ Fransızlara altın fıyatları a göre Ö- necel yeni tahvillerden bol bol almaya davet etti. Beklemeye tahammülü — olmıyan diğer bır iş, Cezayir — meselesidir. Fakat "ileri" işaretini veren Gi ralin bu meseleyi bir arpa boyu ılerı goturebılecegıne inananların — sayısı, zahiri zaffer Cezayır seyahetin- den sonra çok azalm Şeref kurtuldu, ama... ira, partilere dayanan "eski sis- tem"in aczinden şikâyet eden Ge- neral, tıpkı selefleri gibi, Cezayir- deki Fransızların ve ordunun istek- leri karşısında, aciz kalmış ve onların sıyasetını yapmaya karar vermiştir. Cezayirin Fransız olmadığım bildiği söylenen Generalin, Kuzey Afrika- da yaptığı son konuşmada selefleri gibi meşhur "Cezayir — Fransızdır" Fransada Ordu, Hükümet ve Millet B atı memleketlerındekı son O0- aylar Ordu - Hü - Mil- let münasebetlerinin etrallıca bir tetkikini faydalı kılmaktadır. An- cak biz bu incelemeyi bugün mu- ayyen durumlar ve bazı şartlar i- çinde yapmak istiyoruz. Kesin bir hükme varmadan, sadece objektif bir müşahade içinde — düşünceleri- mizi aksettirmeğe çalışacağız. De- mokratık rejimlerde Ordu . Hükü- met - Millet munasebetlerı hemen aynı ınhınaları takip eder. Fakat re_ıım sözde demokrasi haline çel- meğe veya dejenere olmağa baş- ladı mı, bu güç eleman çok tehli- keli bir grafik çizer. Devletin ka- deri bu sacayak arasında bocala- mağa ve sarsılmağa başlar. Fran- sada Dördüncü Cumhuriyetin akı- beti, bunun tipik bir misalidir. 1 Fransada Ordu : Hemen her memlekette askerlik bir mah- rumiyet mesleğidir. Ancak bu mah- rumıyetler, muayyen bir zümre- nin menfaati uğruna olmağa baş- ladı mı denge bozulur. Öyle bir ordu düşününüz ki yıllardır çe- içindedir. Subayla- meslegın gönüllü- tın sıkıntılar rın, bu şerefli miştir. Savaşlar veya yeni hükü- metl yeni İicraatları yurtta enflâsyon yaratmaki a u mu ayyen bir zümreyi f vkalade zen- gin etmektedir. Subaylar cıyla gormektedırler Ömür! l eri, b ideal uğruna dıdınmekle urmuş ır. Bunl her fırsatta suyun yüzüne çıkmakta, r çetınleşen hayat şartları ise bu "yeni s z gelmektedir sınıf iş yollarıyla politika hayatına veya politika yollarıyla da iş ha- yatına atılır. Gittikçe nüfuzlu, git- tikçe zengin olur Ordunun zafer- leri, nice kan ve ter pahasına ka- zanılan gazaları, yine bu sınıf için mükemmel bir istismar konusudur. Meydan nutuklarında bu zaferler 0vulurken subaylar, bilhassa genç- ler bu adi gayretlerden tiksinirler.. ıstırabı, maddi ol- B ir ıdeale ve Cumhurıyete gonul ve miş bu in- sanlar yeni türedi sınıfın doymak bılmez ıstınası karsısında bir yapamamanın aczıyle kahrolurlar Zengin daha zengin, fakir daha fa- kir olmakta, devletin yüksek ka- demeleri teker teker politika cam- bazlarının eline geçmektedır Or- du yine savaşlarda, yine mahrumi- yet içersindedir. Bu durum karşı- sında nihayet bir an gelir ki ufuk- tan yaklaşan bir fır tına — gibi or- dunun korkunç homurtusu' duyul- mağa başlar. ansada Ori dunun zannedıldıgı gibi sadec n ç uzaktır. 2 — Fransada Hükümet : Sis- teme ayak uydurmuş olmakla be- raber, Hükümet içinde uyanık kim- seler yok değildir. Bunlar taviz veya oyalama yoluna gidip hoşnut- suzluğu basit şekillerle teskin et- mek isteyenleri ikaz ederler. Asıl dâva sosyal eşitsizliğe ve manevi ıstıraba son — vermektir. — Ancak hukumet te bir fasıt daire ıçınde- Çünkü ya bu fırsatçı ve ıst zümre tarafından ışbaşına ge— tırılmıştır veya sonradan onun esi- ri olmuştur. Netice aynıdır. Onun için maddî ve manevi istiraba son verecek tedbirleri almak, kendini tutan bu zümreyi kaybetmek de- mektır Yuksek kademeli "corrupti- ü kurulan hu şeriklik zannedıldıgmden çok dal uvvet- lidir.. Hükümet bu fırsatçı terkedemez İçlerinde "'Bay on" diye ismi çıkmış profesyonelle— ri dahi, bütün protestolara rağmen sınesınden atamaz. Bundan sonra devir devir, icraat devam eder. Hü- kumet şeflerı hazan pembe gözlük- lerin veya etraflarının verdıgı sar- ıçındedırle Ufuktaki ho- murtu duyulmaz Bi rkaç generale ve komutana fevkalâde unvanlar v ikramiyeler bagışlanır hoylelıkle tehlike önlenmiş sayılır Yahut işler ciddileşti mi, polis rejimi Orduya da akat a n v B ©: z — BZi © © N : tirir, todan Gene Zahi tecrübeli devlet adamları ve cereyanları takip etmesini bılenler hissederler.. Fırtına yakındır. Fransada Millet : Bütün bu O - Hükümet gergınlıgının Mıllet hıç bir zaman farkında ol- O ancak kendi geçim derdi vergılerı ve yeni zamları ile uğraş- maktadır. O da huzursuzdur, ısti- İ i sınıftan, zarar Onun ıstırabı da ay- dınları ve okumuşlarıyla hem mad- i hem manevidir. Ancak tepkileri şuurlu degıldır Teşkilâtlı değildir. Ordu gibi silâhı, ne de kuvveti vardır. Işte 0 zaman mesele bu işin profesyonellerı daha doğrusu tek— nisyenleri için - Milletin ve Ordu nun hoşnutsuzluğunu "kanalıze edebilmektir. Fransada — halen sol ve sağ cenaha mensup kimseler, bu memnunıyetsızlık havasını kendi lehlerine çevirmeye çalışmaktadır- lar. Sonra hayati önemi olan yeni bir safha gelir Bu safhada Millet par- lâmentodan ve bütün politikacılar- dan yüz çevirmiş, kendı seçtiği reji- me düşman olmuştur.. Geçmiş yıllar daki ilgisizliğini, hatalarını ve boy- nunu nasıl itaatle uzattığını unut- muştur. Bütün gazabı parlâmentoda veya meydan kürsülerinde konuşan- lara çevrılır Namuslu polıtıkacıla- rın gerisinde dahi karaborsacılar, ıstısmarcılar görmeğe başlar. Bu devre bir Devletin ömründe en çetin en tehlıkelı devredir. Hükümet dar- AKİS, 21 HAZİRAN 1958