YURTTA OLUP BİTENLER Karamanlis - Averof Yanlış hesap Bağdattan döner karşısına oturacak olan adam, 3912 senesinde Kibrisin Baf kasabasının A- no Panaiya köyünde dünyaya gelmiş- tir. Basit bir ailenin gocuğu idi. İlk tahsilini köyünde yaptı. 13-19 yaşları arasında o Manastırına bir pa- paz namzedı olarak kabul edildi. Oı'a- dan da, burs temin etmek maksadiyle Pancyprıan Jimnazyumuna — (lise) İki nc dünya savaşı, onu, Atina Ü- niversitesinde bir ilahiyat ve hukuk ogrencısı olarak buldu. Papazlığa ta- yin edilmiş diğer birçok din adamı gi- bi, sık sık açlıktan ölme tehlikesi ile karşılaştı. —Yunanistanın kurtuluşun, dan sonra, yüksek tahsilini tamam lamak üzere Birleşik Amer' a git- ti. Orada, piskopo: luga yukseltıldı s Rumlarının dini, siyasi her turlu meselede resmı şefı haline geldi. K ndisine "Saadetlü - Your Beati- tude" diye hitap edilen Makarios. Kıbrıstayken ziyaretçilerini küçük ve dik dörtgen bıç iminde eşyalarla ağ- zına kadar dolu çalışma odasında ka- bul ederdi. Üzerinde hiçbir eşya bu- lunmayan ve Bizans ananelerine gö- re ayarlanmış çok şayanı dikkat bi yazıhanesi vardı. Sandalyasının arka- sında, ressamlığı kadar garip hare- ketleri ile meşhur sürrealist Salvador Dali'nin Hazreti İsayı çarmıhta ge- rilmiş bir vaziyette tasvir eden nefis tablosunun kuçuk bır roprod siyo- u bulunur: Sofu Makarios elleri- ni yazıhanesının uzerınde bir küçük kafes teşkıl edecek şekilde kavuştu- rur, ziyaretçisinin konuşmasını bek- lerdi. Makarios, İngilizceyi iyi bilmekte- dir. Zıra 1946-1948 yılları arasında Boston Üniversitesinde sosyoloji ve i- lahıyat tahsil etmiş ve New England 10 Ortodoks Kilisesinde papazlık yap- mıştır. Fakat daha rahat düşündüğü ve konuştuğu rumcayı, 1ngılızceye tercih etmektedir. Bunun için de gı rüşmelerde bir tercüman kullanmak— adır. Siyasi manevralar Bu hafta salı günü Avam Kamara- sındaki hadiseden sonra siyasi rivayetler piyasası derhal hararetlen- di Barometre iyi hava gösteriyordu. A.P. ajansı Londradan "Ba şbakanlar seviyesinde üçlü konferans" havadisi verdi. Menderes ve Karamanlisin İn- giltereye davet edilecekleri — söyleni- yordu. Fakat haber Ankarada teyit edilmedi. Şimdi tahmin olunan, perşembe gü- nü MacMillan'ın plânın sadece ana- hatlarını açıklayıp yeni müzakere tek lif edeceğidir. NATO'nun İngiliz pla- nını munis karşıladığı anlaşılmakta- dır. İngilterenin, asayişi temin mak- sadiyle Kıbrısa kuvvet yığması da NATO müttefiklerine ümit vermek- tedir. Bir emrivaki tehlikesi gittikçe azalmaktadır Salı günü akşam üzeri Amerika Büyük Elçisi Başbakan Menderes ile görüştü. Taksim kapısını nihai bir şekilde kapamayan plânın kabul e- dilmesinin NATO için hayati ehemmi- yeti üzerinde durdu ve plânda bazı ta- dılat yapılabılecegını bildirdi en, bundan başka Yun seleyı Bırleşmış Milletlere getirmeyi düşündüğünü, orada nötralistlerin ve komunıstlerın Yunan tezini destekle- mesiyle meselenin Türkiye için çok daha "nazik" bir şekil alacağını ha- tırlattı. Cumhuriyet Hükümetinin ne cevap verdiği henüz malüm değildir. Buna mukabil Cumhuriyet Hü- kümeti şimdi. Muhalefetle bir istişa- re yapmış olmanın verdiği — kuvvete sahiptir. Tecrübeli İnönü bizzat De- mokrat milletvekillerini hayran bı- rakan bir olgunluk ve basiret içinde İktidara ışık tutmuştur. Memlekette esen birlik havası da sesimizin daha gür çıkmasını kolaylaştıracaktır. Küçük taktikler T abii bu arada çatlak sesler de çıkmıyor değildir. Bunların en a- kortsuzunu, beklenileceği veçhile C. H.P. nin Genel Sekreteri Kasım Gü- lek çıkartmıştır. Kasım Gülek son- radan bir kısmını tekzipten başka ça- re bulamadığı bir takım sözlerle hem psikolojiden, hem politikadan fazla anlamadığını yeniden ortaya koy— muştur. Genel Sekreter malüm "a- man, bizimkilerin hepsınden evvel ben konuşayım endişesiyle ağzım açınca rivayete göre iki gaf kendi itirafiyle bir gaf yapmıştır. Ama ne gaf! Bun- dan iki sene evvel, hükümetin Tak- sim tezini hararetle destekleyen par- tinin Genel Sekreteri bugün, Kıbrısın dört sene evvel bizim için kayboldu- ğunu soylemış, üstelik bunun nasıl bir gaf olduğu dahi farketmemıştır Ama işin C.H.P. de bir hayırlı neti- cesi olmuştur: En Gülekofillere bıle İktidara namzet bir partinin kendi Genel Sekreterliği üzerinde dikkatle, hassasiyetle durması lüzumunu âcil şekilde hatırlatmıştır. Hakikaten, pa- zartesı günü bütün C. P. tâ lde- adar Genel Sekreterın potunun nasıl tamir edileceği endişesi içindey- di. Ece, böyle "iktidara namzet par- ti" olur İkinci bır küçük taktiği, Meclisin pazartesi günkü müzakerelerine ait haberi Ajans ve radyolara verenler yaptı. Meclisin kabul ettiği takriri Başkan Koraltan - o günkü idare tar- zından da herkes pek memnun kaldı- şu cümleyle oya sunmuştu: Si n İnönünün ittifakla tas- vıp edilen teklifi dahılınde takriri re- yinize arzediyoru Halbuki Devletın resmi organları bu sunuş tarzını şöyle bıldırdıler Cumhiı Halk Partisi Ge- nel Başkanı Malatya Mebusu Inonıi- n gizli celsede ittifakla tasvip edi- len tashih teklifi dahılınde takrırı re- yinize arzediyorum Nazik Koraltanın sözlerinden "sa- yın" kelimesini çıkartıp, onun söyle- mediği "tashih" kelimesini ekleyenler ne kazandılar, hiç kimse anlayamadı- gitti. Gülek bavulunu dürüyor Yolcu yolunda gerek! AKİS,21 HAZİRAN 1958