Federasyon İlk hata, büyük hata G eçen hafta içinde İstanbulda ya- pılmakta olan Federasyon Ku- pası Futbol maçlarını, gazetecılerın teşkil ettiği L Tribününün — biline kalabalığı, bazan merakla bazan ça- tık kaşlarla seyrederken, — tribünün üst sıralarında oturan yaşlıca iki ki- şiden biri diğerine "Evet dostum. Artık isimli böyle ufak tefek maç- ları seyretmek değildir. Görüyorsun ki hayli zaman Önce sana söylediği- mi yaptım ve Futbol Federasyonu- nu alt ettim. Allanın ıznıyle bize kimse dayanam.; İki tane Adnan vardır ve işte Istanbuldakı benim..' diyordu. Yaşlı adamlardan "kendıne kimsenin dayanamayacağını" leyeni kalın güneş gözlükleri takı- yor, dıger söylediklerinin duyulma- ması için hususi bir gayret gösteri- yordu. Ancak bugünlerde' Basın tri- bününde kulaklar delik, şüpheci ba- kışlar fazlaydı. İşte, kendıne kimse- n dayanamayacağını söyleyen gü- neş gözlüklü adam da bunu biliyor fakat can alıcı bir kaç cumleyı kulağı deliklerin duymasına mani olamı- yordu. İş başına geldiği günden beri' u- mumi efkârın dikkatini üzerinde toplayan Futbol Federasyonunun en- teresan manzarası, manidar hatalar- la çizilebilirdi. Ancak Basın henüz, ıyı veya fena hiç bir tenkitte bulun- mıştı, buna rağmen dillerin al- tında, gazete sayfaları a pek geç- meyen bazı "ş yler" olsa gerekti. Kal gözlüklü adamın — arkadaşına söyledikleri hâdiseleri yakından bil- meyenlerı alâkadar etmez ve pek de mühim bir mana taşımazdı. An- cak, aynı kalın gözlüklüyü ve onun yanı sıra Futbol Federasyonu Reisi Orhan Şeref Apakı teşkilât içeri- sindeki tutumları ile tanıyanlar için, söylenenler son derece — mühimdi. Kendine kimsenin dayanamayacağı- nı söyleyen adama Adnan Akın der- ilerdi. Basında ve umumi —efkârda, hemen bütün federasyonların, işleri- ne karışan, ortalığı birbirine katan bir kurt olarak tanınırdı. Orhan Şe- ref Apakın Federasyon kurarken Niyazi Sel gibi isimsiz. Beliğ Be- ler gibi faydasız veya Tarık Ozeren- gin gıbı yıpranmış yardımcılar seç- mesi, işleri kendi otoritesiyle yürü- teceğine yorulmuştu. Ancak günler ilerledikçe Federasyona yakın çevre- lerden sızan haberler, hesapta olma- yan bazı adamların Apaka şiddetli bir baskı yaptıklarını göstermiş ve reisin de "Artık yaşlandım. kadar atak yapamıyorum" — dediği- nin doğru olduğunu göstermişti. Du- rum işte bu olaylardan sonra tehlike- l bir hüviyete bürünmüştü. Orhan Şerefi eski otoriter haliyle bekleyen- ler, hayli sürpriz yapan Federasyon kadrosundan sonra Adnan Akın is- 24 Orhan Şeref Apak Hesap verme günü geldi mini teknik komitede gorduklerınde o zamana kadar sürpriz olarak şılanan şeyler kırgınlığa donmuştu Adna Şerefin reısı bulund uğu bir — Federasyonda değil vazife almak bu teşkilâta ya- naşamayacak tehlikeli bir hüviyeti taşırdı.' Çalıştıgı gunluk ga- zetede. Federasyon buhr: asın- mamen Şeref aleyhınde yazılar yasınış ve Apakın Federas- yon reisi olduğunu dıger gazeteler büyük puntolarla verirken, — Adnan Akın, atlamak tehlikesini göze ala- rak bu olayı mühimsememişti. An- cak Adnan Akın sadece bu olayda değil hemen her hareketinde — çok başkaca tehlikelerle doluydu. Bu hu- susları, Viyanada yapılan ve Avus- turya karşısında 1-0 kaybettiğimiz maçda yer alan futbolcular — iyice bilirlerdi, İşte, Adnan Akın, Fede- rasyonu alt ettiğini söyleyerek Tek- nik Komiteye girdiği zaman, aslında sarsılan Orhan Şeref Federasyonu değil, bu idare adamımıza karşı bes- lenen emniyet hisleriydi. Artık, Hol- landaya karşı milli kadromuzu se- çecek komite tamamen Adnan Akının elindeydi. Çünkü, diğer üye Niyazi Sel futbolcuları ne kadar anlarsa ida- rden veya mesuliyeti bir se- çımden o kadar anlardı. Üçüncüsü ancak Federasyona girdikten sonra futbol — işlerine karışacağım öğren- mişti. Basına verilen deklerasyenlar- da, yapılan milli kadrı seçiminin Luxembourg'da bulunan Apakla ko- nuşularak ve izni alınarak yapıldı- ği yazılıydı. Ancak bu bir hayaldi. ü ili Takımım bu defa Eşfak Aykaç değil Adnan Akın seçmişti. Elbette hakiki ekip — kurulurken de tesiri büyük olacaktı.. Orhan Şeref ilk büyük hatayı yapmış ve kendine kımsenın dayanamayacağını söyle- yen Adnan Akına pek mühim bir yeri teslim etmişti. Hadiseler, sonu pek tahmin edilemeyen bir yola gi- rerken sorulması gereken bır sual vardı: Orhan Şeref hakık ten yo- rulmuş ve sadece şahsiyetine güve- nenleri 'hayal kırıklığına uğratarak. Federasyondaki mesuliyetleri çalış- ma arkadaşlarına devretmek yolunu mu tutmuştu? Eğer hal böyle ise Apakın asla izah edemeyeceği bir vaziyet yaratılmış olurdu. — Çünki Apak, Federasyonunu kurarken mühim mesulıyetlerını devredecek arkadaşlar seçmemiş, ilk — reisliği devrindeki "tekel" yolunu tutmuştu. Halbuki Hollanda maçına pek az bir zaman kala, milli ekibin seçilmesi işi Adnan Akının elinde, ekibin ant- renör problemi ise hâlâ kara tahta üzerindeydi. ğrusu aranırsa Türk Milli Futbol Takımını çalıştıracağı söylenen Remondini'nin bılgısı ve öğreticilik vasıfları münakaşa edi- lirdi. Durum Nazikti. Bütün gözler Luxembornrg'dan dönecek olan Reis Apaka çevrilmişti. Federasyona ya- kın çevrelerde, Apa eski milli e- kip antrenörlerinden Puppo Sandro ile İtalyada müzakerelerde bulundu- ğu söyleniyordu. Fakat bütün bunlar, programım açıklarken bir çok önem- li noktaya parmak basan ve henüz beklenen çalışmasından haber çıkma- yan Apakın herhalde — cevaplandır- ması gereken hususlardı. Bugünlerde — gazeteler kadro İçin unutulan formda oyunculardan, bir türlü ayarlanamayan Federasyon Kupası maçları ndan bahis acıyorlar- dı. Ancak bir evvelki Federasyonun şıddetle tenkit edılen zıhnıyetı ve dam" problemi gen ortadaydı. Basın, kulagı delık beklıyor, önce Apakın dönüşünü so da — Adnan Akın'ın teknik kom d ki rolünü İzah edecek sözleri bekliyordu. Fa- kat, Orhan Şerefin ilk çalışma dev- resindeki 4-1 lik İspanya yenilgesin- den sonra, çalışma arkadaşlarından söz açan beyanatı da bir türlü hafı- zalardan Bilinmiyordu. AKİS 19 NİSAN 1958