DÜNYADA OLUP BİTENLER bir umacı olmaktan çıkmıştı. An- cak Rusyanın açık bir harbe giriş- mesini önliyecek bir garanti teşkil edebilirdi. Halbuki Ruayaya karsı olan Amerikan siyaseti, SAC'nın üs- tünlüğü — faraziyesine — dayanılarak inga edilmişti. Mr. Dulles "Her tür- lü, komünist tecavüzüne, istediğimiz saat ve ıstedıgımız yerde bir dar- beyle cevap verecegız derken, Rus- ların da ün aynı şeyi yapabile- ceklerını aklına bile getırmemıştı Bugün durum değişmişti. Me Ruslar Ortadoğuda nukleer sılahla- vurmadan bi cavüze giriş- seler, mukabeleibilmisil — korkusuyla anm nükleer bir cevap ver- mesi imkansızlaşmıştı. İşte bu sebep- le, Kruçefin Ortadogudâki Batı hezi- meti kehaneti ciddiye alınmalıydı. Nükleer üstünlük, bu silâhlara baş vurmamak şartıyla, Rusyanın hare- ket serbestini büyük ölçüde arttır- maktaydı. çef ve Araplar umarbaz mizacına sahip olan Kru- çef, Ortadoğuda bu hareket ser- bestisini tam randımanla kullanmaya azimli görünüyordu. Stalin, Batışı mukabelesinden çekınerek Ortado nun lâfını bile ağzına almaktan çe kinmişti. Ama Rusyanın askeri üs- tünlüğüne güvenen — Kruçef için du- rum farklıydı Cenevre konferansında, EFasenhower'ın her ne pahasına olur- sa olsun sıılh" taraftarı olduğunu öğ- renir öğrenmez, Mısıra sılah yererek bu yolda ilk adımı atmıştı. "Eisenho- wer Doktrini" ortaya atılınca, — A- merikânın askeri müdahalesinden çe- kinerek bir müddet. ihtiyatlı davran- mıştı. Fakat Sputnik'in atılmasına yakın, Suriyedeki hükümet darbesiyle Rusya yeniden cüretini artırmıştı. çef Arapları etrafında toplamak için kudretli bir manivelaya sahipti Israıl düşmanlığı., Bu kart sayesınde Ortadoğuda Ruayaya taraftar hü metlerı işbaşına getirebileceğini umu- yordu. Kruçefin İsrailin 1947 hudut- larına çekilmesi hususundaki Arap talebini sonuna kadar desteklemeyi taahhüt etmesi bunun deliliydi, isra- ile haddini bildiren bir Rusya doğunun tek sahibi olmaya namzettı. Ancak İsrail şimdiki hudutlarım mu- hafaza etmek için, intiharı bile göze almaya hazırdı ve bütün Arap ordu- larını yenecek bir kudretteydi. lar açıkça müdahale etmeden, Arap- ların, İsraili budama rüyasını gerçek- leştır mek imkânsızdı. Kruçef bana çok iyi biliyordu. Zamanı gelınce Ka- hirenin daveti üzerine "müslüman gönüllüler' etiketi altında Suriyeye asker göndermekten çekinmiyecekti. Bu, Ortadoğumın ebediyen Batılıla- rın elınden çıkması demekti. Ama bu en. Batının bir atom harbini gö- ze alması imkânsızdı. Ortadoğu pet- rolüne muhtaç olan Avrupa için bu öldürücü,bir darbeydi. Zaten Rusla- n devamlı sulh taarruzu ve nükleer sılahların tehdidi, Avrupanın savun- mini sarsmaktaydı. Kruçefin dediği gibi "Amerikanın müttefikleri, toprakları üzerinde Amerikan üsleri- 21 nin mevcudiyetini İlanihâye kabul et- miyeceklerdi. Birgün gelecek, bu üs- lerin hidrojen bombalarına bir davet teşkil ettiğini anlıyacaklardı." Bu, NATO'nun sonu demekti. Yeni liderler lazı İşte Kruçef bunun için keyıflıydı, bunun ıçın gülüyordu. — Amerik:; Batıda yeni bir hava yaratmadıkça mağlübiyet mukadderdi. Yeni bir ruh kadar, Rusların mahalli tecavüzlerine karşı koyacak hareket kabiliyeti bü- yük klâsik kuvvetler teşkil etmek lâ- zımdı. Bugünkü Batılı liderler, bu yeni ruhu yaratacak ve gerekli mail ve askeri gayreti yapacak kabiliyette miydiler? Meşhur gazeteci bu suale cevap vermeden evvel uzun uzun dü- Kruçef Milletlerin tarihiyle kumar oynuyor şünmüş, şimdiki liderlerin durumun icabettirdiği adamlar olmadığına ka- naat getirmişti. Yeni adamlara İhti- yaç vardı. Ancak yeni adamların e- linde, Batı, nükleer ustunlugııne gü- venerek gittikçe cür'etini arttıran (Kruçe! hâkimiyetini genişletmesi- ne mâni olabilecekti. Yunanistan Tehlike atlatıldı elecek ayın ortasına doğru yapı lacak olan Yunan seçimlerini en- dişeyle takibeden Batılı diplomatlar geçen hafta rahat bir nefes aldılar. Muhalif partileri nötralist Ur bay- rak altında toplanmalarından kor- kuyorlardı Kıbrıs ve üsler meselesi- nin Batı aleyhtarlığı temayüllerini kuvvetlendirdiği bir sırada, — nötra- list şarkı çağıran bir muhalefet cep- hesinin seçimleri kazanma şans bana atilmıyacak l)ır iht ımaldı. Yu- nanistanın NATO'yu terki, Batı için bir hezimet olacaktı Komunıstler bu gayeye erişmek için her türlü fedakârlığa hazırladılar. Fakat bu kötü ihtimal gerçekleşmiyecekti. Zi- ra Terakkiperver Partisinin Başkanı, eski Ticaret Bakam Merkeziniz, ku- rulması düşünülen muhalefet cephe- sinin programında, NATO'ya bağlı- lığın yer alması hususunda ısrar edi- yordu ATO bağını kopartmak için gerekirse aday bile gosterme- meye rıza gösterecek olan nist Eda Partisinin, bu şartı kabul etmesine tabiatıyla imkân Nötralist cephe fikri böylece düşüyordu. Komünistler oyun edildikten sonra, Markezinis'in, Çal- daris ve Kanelopulos un — partisiyle birleşm in - Yunanistan'da işbir- iği ahlaksızlık sayılmadıgına göre - ortada hiç bir mâni kalmıyordu. Küba Birinci ravunt eçen haftanın ortasında dıktator Batistanın memleketi muha- rebe meydanına benziyordu. 16 aylık hürriyet muvadeleşinden sonra Fi- del Castro, diktatörü devirm için, Küba'nın iki büyük şehr nde şansını denemeye karar vermişti. Çarşamba gecesinden itibaren silâhlı gençler Santiago —sokaklarım — doldurdular. Ertesi gün el bombalan ve makineli tüfeklerle hücuma geçiyorlardı çare ki diktatör, gafil ayaklanmayı bastırmak için — bütün tedbirler almıştı. Evlerin damlarına yerleştirilen makinalı tüfekler, per- vasız gençlerı P. Ajansının tabi- riyle "sonbahar ruzgarında dökülen yapraklar gibi" tarumar etti. Hava- na'da da durum farklı olmadı. 50 ölü veren âsiler dağılmak — zorunda kaldılar Her iki ayaklanma da iyi hazırlanmamıştı. İsyanın aynı anda şehrin her tarafından baslıyacağı ka- rart aştığı halde, hareket sadece ana caddelere inhisar etmişti. Bu du- rumda tepeden tırnağa kadar sılah- h diktatörün askerlerine dayan imkân yoktu. Mııvaffakıvetsızlıgın en mühim sebebi, umumi greve da- vet edilen işçilerin kıpırdamamasıy- dı. Batista'nın yüksek ücret politika- sı, işçilerin harekete seyirci kalması- nı temin etmişti. Bu durumda dik- tatör birinci ravundu — kazanıyordu. atista'mn kuvvetleri âsiler ka- dar, haber peşinde koşan ecnebi ga- zetecılerı de hırpalamaktan geri kal- madılar. Castro'nun adını haykıran bir genç grubunu seyreden ew York Daily News Gazetesi muhabiri Neal "Wilkinson — polis — tarafından kamçılanıyordu. Bernard — Brennan dipçik darbeleriyle dövülüyor, çektiği resimler tahrip ediliyordu. Maamafih gazeteciler zaten dik- tatörün daha misafirperverane 'dav- ranmasını beklemiyorlardı. AKİS 19 NİSAN 1958