19 Nisan 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

19 Nisan 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OLUP BİTENLER yazmıştı, Bir başka Karikatüründe ise deniz kuvvetlerinin bir darbei hü- kümet yapmasından korkan Abdülha- mit Dolmabâhçe Sarayının bir pen- YURTTA ceıesınden Beşiktaş açıklarında de- miş Mesudiye Zırhlısına bak" maktadır Lejandın ne olduğu tah- min edilebilir: Meşhur şarkıdan alınan bir mısra; "Seni gördükçe titriyor yüregim" O zamanki Kalem mecmu- asını şöyle bir karıştıranlar daha ne misaller bulabilirler. Bugü kari- katurlerden bir tekını bıle çizmek nı — var mıdır? Var diyenler Ha- fîmın ye Ratip Tahirin akıbetlerine bir göz atmalıdırlar 'Halbuki, mensubu bulunduğumuz batı Aleminde karikatüristler, en ileri gelen idarecileri eşek, domuz beygir, fare, kedi, deve gibi aşagılık sayılan hayvanlar şeklinde tasvir ederler de, savcılar dahil, kimsenin kılı kıpırda— maz. Çünkü Adenauer ve Alman mil- leti bilir ki, o kılığa sokulmasına rağ men Şansolye bır kedı degıldır Çün- ay kapatılmasını âmir bu karar Tem- yızde bozuldu. ağmur gıbı akat iş bununla bitmedi. Toplu Basın mahkemeleri, bilhassa An- karadaki, Concorde meydanına kon- muş bir ihtilâl giyotini hızıyla mah- kümiyet kararı vermekte devam edi- yordu. O kadar ki, gazeteler, kendi mahkümiyet haberlerini atlıyorlar- dı. Nitekim geçen haftanın ortasında, kapanan Ulusta Ulus mensupları iş- siz güçsüz pineklerlerken telefon çal— dı. Mesul Müdür Ülkü Armanı evin- den arıyorlardı Telefondaki annesiy- di. Eve mahkeme kâğıdı gelmişti, oğluna bunu haber veriyordu. enç gazeteci, canı sıkılmış bir halde, kâ- ğıtta ne vazdığını gördü. Ama, annesi bilmiyordu. Zarfı açmamıştı Mahke- meden gelen kâğıt lâfiı Ülkü Armanın arkadaşlarını telâşlandırdı. "Git, da gel bakalım şunu" dediler. gitti. Aradan onbeş yirmi dakika ya geçmiş yâ geçmemişti ki, yenideni ka- Ülkü Arman Ulusun kapatılmasına dâir tebliği imzalıyor Bereket versin ki, kü Eisenhower ve Amerikalılar bılır ki, öyle tasvir edilmesine rağm Cumhurbaşkanı — bir eşek degıldır Çünkü MacMillan ve Ingılızler bilir k, öyle resmedilmesine rağmen Baş- bakan beygir değildir. Fakat Türki- yede bazı Bakanları bir sünnet düğü- nündeki muhtelif eşhas olarak tasvir eden Ratip Tahir Burak 16 ay hapis ve 4000 lira para cezasına çarptırıl- mıştır Şimdi Halim Büyükbulut, eğer bir yıl hapis ve on bin lira para cezası ile vartayı atlatırsa, Tanrıya şükran- larını belki de kurbanlar keserek öde- nmeğe kalkışacaktı. Çünkü bir bohem hayatı yaşayan ve daima meteliksiz lan kalikatürist. gene Ulusta çıkan ve "Harikalar diyarı" ile""Kervan" lejantlı karikatürlerinden dolayı da Adil Gürieşoğlunun başkanlık ettıgı Ankara Toplu Basın mesi tara fından 14 ay hapse ve 10.666.60 lıra para cezasına çarptırılmıştı. Allahtan ki, birincisi gibi Ulusun da gene bir 14 tebligat yapma usulü var! pıda göründü. Rengi evvelkinden da- ha sarıydı. Elindeki kagıdı arkadaş- larına dogru uzatarak "mahküm ol muşuz" dedi. Dedi ama, önce k' birşey anlayamadı. Mahkum oldukla— rım biliyorlardı. Bunun yeni bir tara- fi yoktu ki! İşte gazeteleri bir ay ka- patılmıştı. — Polisler gelmişler, emri tebliğ etmişlerdi. Fakat Ulkü Arma- nın Uzattığı kâğıdı — okuyanlar hay- retle durakladılar. Bu da — nesiydi? Ülkünün getirdiği mahkeme kararı, yeni bir mahkümiyetten bahsediyor- du. Bu ne Halim Büyükbulutun karı— katürlerinden, ne de Sinasi Berkerin fıkralarından dolayı malüm bir mahkümiyet tebliğiydi. Bu bambaşka bir Ulusçuların hâla devam ettiğini san- dıklan bir dâvadan mahküm olunduğu nu bildiriyordu. Bülent; Ecevitin bir yazısından dolayı, mesul Müdür Ül- kü Armanın 16 ay hapsine, 4000 lira para cezası ile tecziyesine gazetenin de bir ay müddetle kapatılmasına Adil Güneşoğlunun mahkemesi karar vermişti . Üülkü Arman gibi gazetenin diğer mesulleri de şaşırdılar. Nasıl olur- du? dâvanın duruşması devam etmi- r muydu? Gazetenin avukatı bu dâvayı takip etmemiş miydi? Basın dâvalarım takiple vazifeli muhabir- ler nasıl atlamışlardı" Buna imkan var mıydı? Biri hemen telefona koş- tu, avukatı aradı. Bir başkası ise ga- zete koleksiyonlarını — karıştırmağa başladı. Martın ortalarında kararın verildiği güne ait gazete bulunup çı- karıldı. günkü Ulusun birin- ci sayfasında basın dâvaları ile ılgı— li hiç bir şey yoktu ncak uzun raştırmalardan sonra ikinci sayfaya sıkıştırılmış sekiz satırlık ufacık bir haber bulundu. Habere göre, bir gün evvel Ankara Toplu Basın mahkeme- sinde bakılan basın dâvalarının hepsi başka günlere talik edilmişti. Ulus böyle yazıyordu ama, rmanın getirdiği teblıgat talikten bahsetmi- yordu. Tebligata göre Ulku man o gün 16 ay h pse mahkü olmuştu Gazete sahibi Gülek ile yazar Bülent Ecevit hakkındaki takibat ise millet- vekili oldukları için devre sonuna bı- rakılıyord Ulus bir defa daha, ken- i mahkümiyet hükmünü atlamıştı Allahtan teblıgat usulü vardı. Ulus, bu haftanın başında yeni mahkumı— yet kararını temyız etti Talkın ve salkım Bütün bu hikâyelerin bir başka ve eğlenceli sonu oldu. Bunlar olup biterken gazeteler İstanbul Üniversi- tesini tesanüt gostermemekle itham ediyorlar. Üniversite müessesesinin vazifesini yapamadığım haklı olarak bildiren ilim adamlarının demeçlerine geniş bir yer veriyorlardı. Bu mevzu- da makaleler, fıkralar çıkıyordu. Fa- kat, bir kaçı harıç, aynı gazetelerin Ğ -haydi,'genç Halimin demir parmaklıklar arkasına atılmasını kü- çümsediler deyiniz- Ulusun kapanma- sı gibi hakikaten dünya ölçüsünde a- kis yapan bir hâdiseyi - tahtakurusu kadar küçültüp tek sütunlarına sığ- dırdılar. Ertesi gün unuttular. Za- vallı Halim, meslekdaşları tarafından kaderine terk üle bu haftanın başında basının bu tesa- nüt gösterme noksanından acı acı Şi- kâyet etti, bunun mahzurlarım sayıp döktü ama, aynı gazeteler o beyanatı da haber almamış görünmeyi tercih ettiler, daha doğrusu beyanatın o kıs- mım sütunlarına geçirmekten dikkat- le sakladılar. Halbuki Kasım Gülek yerden gö- ğe kadar haklıydı. Dış Politika Bayram ihracatı İktidar gazetelerine İnanmak 1lâ- zım gelirse, Koreliler bu hafta, 26 milyon Türkün pek iyi tanıdığı bir "bayram ve sevinç havası" yaşayacak- lardı. Modern silâhların talim meyda- nına çevirdiği istiklâl gunu bile faz- AKİS, 19 NİSAN 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: