lışmalarından, bakanlık olarak, üze- rinde işlemekte olduğumuz mevzular bakımından olduğu kadar memleket realiteleri bakımıdan da birçok isti- fadeler temin edeceğimiz muhakkak- tır" diyen Bakan sonra vaadları sıra- lamaya geçiyordu: Ücretli yıllık izin, banka kurma hakkı, kollektif iş ak- di, sendikalar ka anunu tasarısı V.s.. dıleklerı "tahakkuk safha- aşmış” idi. ere gö- runmemıştı ama, Çalışma Bakanına inanan 1şçıler pekala paçaları sıva- yabilirlerdi... Çalışma Bakam, birçok — şeyden bahsetmiş, parlak istikbal — tabloları çizmiş, ama hem İcra Heyetinin ça- lışma raporunda, hem İdare Heyeti raporunda, hem de Başkan Nuri Be- şerin uzun açış nutkunda yer alan bir mesele, hakkında tek' kelime olsun soylememeyı tercih etmişti. Bu me- ev yasagının kaldırılması hakkındakı umumi işçi isteği idi. Kıbrıs ve Türk-İş Türkiyenin en büyük işçi teşki- lâtının bir mühim derdi de Mil- letlerarası Hür İşçi Konfederasyonu- na iltihak meselesiydi. Bugünkü mev- Zzuat, yurt dışındaki teşekküllere katı- labilmek için Bakanlar Kurulunun bu yolda bir karar almasını gerek- tirmekteydi. Bakanlar Kurulu, Türk' Iş'in Milletlerarası Hür İşçi Sendika- ları Konfederasyonuna katılabilmesi için gereken kararnameyi çıkarmadı- ği için Kongrenin bu yoldaki kararı bir türlü yerine getirilemi yordu İcra Heyeti ve Başkanı Nuri Beşerin va- zifesi, diğer bütün kongre kararları gibi bunun da tahakkukuna çalışmak- tı. Nitekim Temsilciler Meclisinin a- çılışında Nuri Beşer tarafından o- kunmak üzere hazırlanan ve 1957 le, İstanbulda Tan — Matbaasında bastı- rılan Özel Raporun 16 inci sayfasında bu İşin tahakkuku için hükümet nez- dinde "titizlikle" teşebbüslerde bulu- nulacağı ıydı. Ama mesele işçi mılletvekılı İsmail İnan (C.H.P. - An- kara) tarafından bir sozlu soruyla Meclise getirilip Çalışma Bakanı Erk- men ile İsmail İnan arasında sert tar- tışmalar olunca iş değişmiş ve Nuri Beşer, Temsilciler Meclisinde An rada Doğuş Matbaasında bastırılan bir başka nutku okumuştu. Bu yeni nutukta Hür Konfederasyona katıl- mak için, Kıbrıs meselesinin Korife- derasyonun gündeminden çıkarılması şart koşuluyordu. —Halbuki Türk-İş Kongresinde hic bir kayıt ve şart kö- gulmaksızm Hür Konfederasyona ka- tılma kararı alınmıştı Nuri Beşerin Vazifesi, bu kararın yerine getirilme- sine çalışm ktan ibaretti. —Şartlar koşmaga ne hakkı vardı, ne de selâ- hiyeti. Hem esasen Nuri Beşerin, gecen sene Kıbrıs meselesinin gündemde ol- duğunu bile bile 1000 dolarlık tahsi- sattan faydalanarak müşahit olarak Hür Konfederasyon genel kuruluna katılmak için nasıl gayret sarf ettiği unutulmuş muydu? AKİS, 19 NİSAN 1958 İşçi ve İşveren U zun Zzamandanberi hareketsiz- lik içinde bulunan Türk-Işin, iş- çi ve işveren münasebetlerinin-dü- zenlenmesi ile ilgili bir - toplantı yapmağa karar olması memnuniyetle karşılanmıştır.. En- düstriyel münasebetler olarak ad- landırılan işçi ve işveren — mü- nasebetleri"nin önemi bütün dün- yada olduğu gibi ergeç memle- ketimizde de anlaşılacaktır. Fakat bugünkü hali ile işçi — ve işveren — münasebetleri gerek iki taraf, gerekse milli eko- nomi için Zararlı bir manzara ar- zetmektedir. İşverenler, işçileri. İle olan münasebetlerini düzeltmek ve iyiye doğru götürmek hususunda hiç de istekli görünmemektedirler. Bununla beraber, işçilerimizin ve bilhassa sendikacılarımızın da münasebetlerin düzenlenmesi yo- lunda müsbet bir şekilde çalıştık- larını iddia etmek yersiz olur. E- sasen işçi ve işveren münasebetleri- nin düzenlenmesi yolundaki adım- ların evvelâ işçiler tarafından a- tılması gerekmektedir. Çünkü, bu- günkü şekliile işçi ve işveren mü- nasebetlerinden en fazla zarar gü- ren isçilerin kendileridir. Nitekim, İşçilerin işverenleriyle ücret, çalış— ma suresi, çalışma şartları, işyeri- nin sağlıgı vs. gibi hususlardaki münasebetlerde hiç te avantajlı bir durumda olmadıkları meydan- dadır. O kadar ki, başka memleketler- de uzun. mücadeleler sonunda el- de edilmiş olan birtakım haklar, bizde, işçilere kanunlar tarafın- dan kolayca tanındığı halde, tat- bikatta isçilerimizin bundan fay- dalanmadıkları sık sık görülmek- tedir. Bunun sebeplerinden biri, İsçilerin kanunlar tarafından ken- dilerine tânınan haklar hususunda iyice aydınlatılmamış olmalarıdır. Diğer bir sebep ise kanunların işçiler lehine koyduğu hükümlerin İşverenler tarafından . bozulması halinde kanuni müeyyidenin (ce- zanın) hafifliğidir. İsçiler, — hak- larını aramak hususunda yılların verdiği bir çekingenlikle hareket ettikleri, sendikacılar da bu husus ta fazla cesaret sahibi olmadıkla- rından işverenler kanuni yasaklara pek kulak asmamaktadırlar ; İşte bu sebepler yüzünden, İş- çilerle işverenler arasındaki ü nasebetler tamamen isçinin aleyhi- ne olarak düzenlenmiş bulunmakta ır. Bunun bir neticesi olarak ta işçiler düşük ücretler karşılığında ve kötü şartlar altında çalışmak- tadırlar. Bundan başka işyerinde, işçilere bilhaasa sendikacılara kö- tü muamele edilmekte, idari bas- kılar yapılmaktadır. Bu — yüzden işçi, hayatının büyük kısmını için- de geçirdiği İşyerine ısmamamakta buraları çalışma zevkinin gerçek- leştiği bir ver değil, kendisine zor- bizde Münasebetleri Adil AŞÇIOĞLU la kabul ettirilen şartların hüküm sürdüğü bir kışla veya hapishane gibi görmekte Tabiatile bu durum yalnız İşçi ve işveren münasebetlerinin ger- gin olmasına değil, aynı zamanda, istihsale tesir ederek, milli ekono- minin de Zarar görmesine sebep olmaktadır akımdan Türk- İşin 1sç1 ve işveren münasebetlerinin düz lenmesinin Eni o sı çok yerindedir.. Ancak böyle bir toplan t. dan beklenen sonuçların el- de edilebilmesi için bazı şartlayın hazırlanmış olması lâzımdır. Bu- gün isçi ile İşveren arasındaki mü- nasebetlerin bir işyerindeki veya aynı endüstrideki işçiler için toplu olarak değil, fakat her biri için ay- ri ayrı sözleşmelerle düzenlendiği- ni gozonunde bulundurmak lâzım- dır. Isçının tek basma işverene kar- şı "pazarlık kabiliyetinin bulun- maması sebebi ile, birçok memle- kette işçiler işverenlerle toplu o- larak sözleşmeler yanmaktadırlar. Ancak bu suretledir ki, her iki ta- raf'için eşit şartlar altında mey- dana getirilmiş bir — sözleşmedea "bahset mek mümkün olmaktadır Görüldüğü gibi, İşçi ve ışveren munasebetlerının düzenlen i y lunda atılacak ilk adım herşeyden evvel "kollektif sözleşme" hakkını almakla mümkündür. Bugün için işyerinde kanun icabı hazırlanmış ıç yonetmelıkle isçi ve işveren ara- i bazı genel şartların düzen- endıgı bir Vakıadır Ancak ic yö- netmelik hiçbir zaman lsçılerle 1ş veren arasında "nazarlı da hazırlanmış kollektif bır soz— leşme mahiyetini taşımamaktadır. Aksine, kanunda yazılı bazı şart- larla Işveren tarafından İsçiye mü- nakaşasız ve pazarlıksız — olarak, teklif edilen bir statüden ibarettir. iç yönetmeliklerin kanuna uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığını da, Çalışma Bakanlığı teşkilâtı kontrolle vazifelidir. Fakat iç yö- netmeliklerin yapılın yapılmadığı yapılmışsa kanuna uygun olup ol- madığı gibi hususlar ciddi olarak kontrol edilmemektedir. ok defa bu iç yonetmelıklerın işçilerin göremiyeceği yerlere a- sıldığı veya hiç aşılmadığı da bir gerçektir. İşverenlerin bu, kanu- 2 hükümlere uymaması halinde çarpılacakları ceza da, 35 lira ha- fif para cezasından ibarettir. Böylece, işçilerin işverenlerle a- ralanndaki munasebetlerı düzen- leyebılmelerı için "kollektif nazar- lık" kabiliyetini — kazanmalarının şart olduğu ve ancak ondan sonra- dır ki, bu münasebetleri eşit şart- laraltında ve kendi lehlerine ola- rak — düzenleyebilecekleri — açıkça anlaşılmaktadır. 25