İKTİSADİ Memurlar Personel Kanunu eldiydi geliyordu, gelecekti diye dedikodusu yıllardır süren Perso- nel Kanunu tasarısı geçen hafta B. M. 14. ne getiriliyordu. D P. iktida rı daha iş başına gelir gelmez, Polat- kanın tabiriyle "adı teadül kanunla- rı olan ve fakat haddizatında muade- letsizlik misalleriyle dolu — bulunan" çeşitli personel mevzuatını tek ve ras- yonel bir kanunda toplıyacağmı va detmişti Bu mevzu Üzerinde iki ta- sarı hazırlanmış, fakat tasarılar 1h— tiyaca uygun bulunmamıştı Nihayet 1956 yılı başında Üüçüncü bir tasarı M..M. ne sunulduysa da Meclis bir bucuk yıl zarfında tasarıyı kanunlaş- tırmaya imkan . Sonra se- çimler kapıya geldi çattı. “Tasarı ta- bi ki. kadük oldu. Fırsattan istifa- de üzerinde yeniden çalışıldıktan son- ra, tasarı geçen hafta tekrar Meclise intikal ediyordu. Ne tuhaf ki Malıye Bakanlıgina yıllardır. göz nuru dök türen .tasarı, eskilerinden hiç de fark- h değildi. Yıllarca evvel, yani görül memiş kalkınmanın tesırıyle fiatlar veçde gelmeden evvel tesbit edilen maaş miktarları bile, uzun tetkiklere rağmen, degışmemıştı Rafında uyuk- lıyan tasarının tozları şöyle bir temiz- lenip —sahneye çıkarılmıştı. — Yıl- lar süren bu gecıkmeye o halde ta- sarınınkinden başka kıfayetsızlıkle— rin sebep olduğunu kabul etmek lâ- zımdı. Astronomik butçeler devrin- de bile, kanunun açacağı yeni masraf kapıları önünde gerılendıgını keşfet- mek için müneccim olmaya elbette ki lüzum yoktu. Devlet gelırlerı yuzde 300 arttı dıye övünülürken, iç per: nel masraflarını arttırmaya gelince tereddütler başlamıştı. Haklı talep- ler karşısında beş maaş ikramiye usu- liyle,, maaş ve ücretler yüzde 42 ka- dar arttırılarak meşe, — muvakkaten uyutulmuştu. Bu arada bazı memur zümrelerine, meselâ adli tıp mensup- larına, Meclis personeline, Başbakan- lık doktoruna vs. enekler verme» yoluna gidilmişti. Barem anarşisi Hakıkaten şimdiki sistem tam bir anarşi arzediyordu. Barem hü- kümleri alt üst olmuştu Ücretlilere mahsus (D) ve (E) cetvelleri fazla ücret ödenmek istiyen — memu lara melce teşkil etmişti. Sesini duyurm sını bilen memurlara ek vazife, Vekâ— let Ucrati. harcırah yevmiyesi şeklin- de fazla .para ödenmekteydi. Aynı işi yapan kimselere farklı ücretler veri- liyordu.. Bu da i gelmemişti, 100, 200 lira gibi yuksek gündeliklerle me- mur kullanılmaya başlanmıştı. Bil- hassa iktisadi devlet teşekküllerinin personel meselesi arap saçına dön- müştü. Bu müesseselerde hemen he- men bütün personel baremin dışına kaçmıştı. Bu sayede veznedar bile u- mum müdür kadar maaş alıyordu. İş- letmelerde kanuni veya gayrı kanuni AKİS, 19 NİSAN 1958 VE MALİ Hasan Polatkan ir adım attı primler çoğalmıştı. Terfi işleri çığı- rından çıkmıştı. Bareme tâbi yüksek tahsilli memur 15-20 yıl hizmetten sonra barem merdiveninin son kade- Vitrinde etiketler Onlarını da baremi var! SAHADA meşine — erişemezken, — tahsilsiz bir genç en üst kademeden işe başlıyag biliyordu. Devlet bile., sermayesinin yarısından fazlası kendine ait olan müesseseleri baremin hükümleri dı şında bırakma yoluna gitmişti. Bu sayede Vakıflar ve Denizcilik Banka sı gibi müesseseler, personelıne rahat rahat 2-3 bin lira gibi yüksek ücret- ler, ödiyebiliyordu. Velhasıl personel 1şler1nde mutlak bir anarşi ve adalet- sizlik' hüküm sürüyordu. Sesim du- vurabilenler yüksek ücretler alırken, büyük memur kütlelerinin zaten az olan ücreti, hayat pahalılığı karşı- sında eriyip gidiyordu. Sistemin bekçisi Yenı personel kanun tasarısı bu a- narşiye bir son. vermek gayesiyle çıkarılmıştı. Bütün personel tek bir kanun içinde toplanıyor, muhtelif ka- nunlardaki mâli hükümler bir araya getiriliyordu. Kurulacak olan Devlet Personel Dairesi kadroları yeniden gözden' — geçirecek, ikramiyelerin primlerin, tazminatların vs. nin daha rasyonel bir şekilde verilmesini temi- ne çalışacaktı. nik elemanlara tahsil seviyelerine bakılmaksızın ve rilecek kadroları ve yevmiyeli Kadro- larım tesbit edecekti. Yeni tasarı, ko- layca görülebileceği gibi, şu veya bu zaruret altında bazı memur zümrele- rine fazla ücret verme kapılarım ka- pıyordu. Yeni sistemde bazı memur- lara, aynı tahsili yapan arkadaşları- na nazaran çok yüksek ücretler ve- rilebilecekti. Yalnız bu iş, Personel Dairesi sayesinde, tek elden idare e- dilecek ve ipin ucunu kaçırmamaya çalışacaktı. Bu bile, adalet duygusunu tatmin etmese de ileriye doğru ata mış bir adımdı; Memurlar bilhassa kadro imkân- sızlıkları dolayısıyla terfi yollarının kapanması tehlikesinden kurtarılıyor- du. Kademe maaşları sayesinde, ye- terliği tasdik edilen memurların her yıl maaşları arttırılabilecekti. Mese- lâ 14 üncü derecedeki memur, aynı derecede kalsa bile her yıl 15 lira zam görerek, 9 yıl sonra maaşı 370 liraya yukselebılecektı Kademe maaşının kabulü herhalde memurları memnun edecekti Hayal olan eski günler Yalnız yeni maaş derecelerinin me- murlan çok fazla sevindirmiyece- ği muhakkaktı. Zira 1938 yılında eline bürüt 600 Ura geçen en üst kademe- deki memura, 1957 yılının 9 uncu a- yında aynı iştira gücünü temin ede- bilmek için lira£ maaş vermek lâzımdı. Halbuki yeni tasarı— da en yüksek maaş miktarı 200 1938 de en alt derecedeki 40 lira alan memuru, eski hayat seviyesine ulaş- tırabilmek için 328 lira maaş ver- mek gerekıyordu Halbuki yeni tasa— rıda 14 ü derece maaşı 250 lir: kabul edılmıştı Demek ki yeni tasalı eski refah günlerini geri getirmek- ten, çok uzaktı. 1938 in içindeyken kıymeti bilinmiyen günler tatlı bir 17