AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası Yıl: 4, Cilt XII, Sayı 206 İşle Yazı Rüzgârlı Sokak Ovehan Kat 3 Daire 7 Tel: 18998 P. K. 582 - Ankara İdare: Denizciler — Caddesi 868/B Rüzgarlı Matbaa — Tel: 15221 Fiatı 85 Kuruş Başyazarı Metin TOKER Neşriyat Müşaviri Yusuf Ziya ADEMHAN AKİS — Neşriyat —Ltd. — Şirketi — adına İmtiyaz — sahibi ve — yazı işlerini Aiilen idare eden —Mesul Müdür: Tarık HALULU Umumi Neşrı iyat — Müdürü ami SOYSAL Karikatür: TURHAN Fotoğraf Hüseyin EZER I ASSOCIATED PRESS Klişe: Ankara Klişe Müessese Müdürü: Mübin TOKER bone şartları: (12 nüsha): 8 lira (25 nüsha): 1 senelik (52 nüsha): 32 lira Dizildiği — ve — Basıldığı — yer: Rüzgârlı Matbaa — ANKARA 1;15221 Basıldığı tarih: 17.4.1958 Kapak resmimiz: Halim Büyukbulut Tuzluya mal olan espri! Kendi Sevgili AKİS okuyucuları Aramızda u hafta okuyacagınız AKİS şu elinizdeki hale gelınceye kadar, uç, dort defa plân ve mizanpaj değiştirmek zorunda kaldık. Mecmuam zın baglandıgı Çarşamba gecesi ise imkânların elverdiği son dakıkala- ra kadar İstanbul üniversitesinde cereyan eden hâdiselerin en son sa- fahatım da alabilmek için telefon basında bekledik. Şu son bir kaç hafta içinde, Türkiyenin hemen dört bir köşesine yayılmış olan istih- barat kadromuz İçinde en çok yorulan ekip, İstanbul ekibimiz oldu. Zi- ra son haftaların hâdiselerinin hemen kısmı küllisi Istanbulda cere- yan etti. İstanbul İstihbarat kadromuz ise bunları — okuyucularımıza en etraflı şekilde duyurabilmek için cidden canla başla çalıştı. Bilhas- sa bu hafta içinde, gece yarılarından sonra bile haber kovalayan ar- kadaşlarımız oklu. En akla gelmedik insanlarla temas edildi. Çeşitli fikirler, mütalâalar dinlendi. Kübalı daha doğrusu Üniversite- hâdi- sesinin en bilinmedik, en enteresan taraflarını verebilmek için talebe muhitlerinde dolaşıldı. Senato üyesi olan ve olmayan hocalarla temas edildi. Kübalının Üniversite Senatosunca cezalandırılması kararına muhalefet edenlerle olduğu kadar, muvafakat edenlerle de görüşüldü. Gerek m fakat, gerek muhalefet edenlerin niye böyle hareket et- tikleri araştırıldı. İktidar çevrelerinin ve bu çevrelere akın bazı or- ganların tutumları takip edildi. Velhasıl, şu son bir hafta İçinde Istan- bulda mühim olarak ne olmuşsa hepsinin teker teker ve en ince nok- talarına kadar tesbiti İçin arkadaşlarımız son dakikalara kadar uğraştı- lar. Fotoğrafçımız Üniversite hâdiselerine alt resimleri zamanında ye- tiştirebilmek için türlü güçlüklere katlandı. Bu arad bir seyahat yapan Başyazarımız Metin Toker de İstanbulda hadıselerı daha yakından müşahede-etmiş olarak bu haftaki HAFTANIN İÇİN- DEN başlıklı yazısını Kübalı meselesine tahsis etti. İstanbuldaki hâdiseler yalnız Kübalı ve Üniversite meselesine İn- hisar etmiyordu. Bunun yanı başında gene İstanbul ekibimizi günler- ce uğraştıran bir başka hâdise daha cereyan etti. Basın gene bir mah- küm vermişti. Türkiyede ikinci defadır ki, siyasi karikatür yaptığı İçin bir basın mensubu cezaevine sokuluyordu. Hem de, daha birincisi -Ratip Tahir Burak- i çerde yatarken. Artık bundan so 11 Nisan tarihi karıkaturıstler için bir uğursuz gün olarak hatırlanacaga ben- ziyordu. Zira geçen sene Ratip Tahir Burak, bu sene de Halim Büyuk- bulut 11 Nisan günü tevkif edilmişler ve garip bir tesadüf eseri ola- rak da aynı cezaevine, Paşakapısı cezaevine sokulmuşlardı. Bu hafta kapağımızda yer alan .Halim Büyukbulut kimdir? Büyükbulutun tev- kifine kadar bu isimde bir karikatüristi, Türkiyede kaç kişi tanırdı? Herhalde pek çok kişi degıl Zıra Halim Büyukbulut, ne bir büyük ka- rikatüristtir, ne bir deha de normal ayatı ile haftanın adamı olacak birisi. Ama ne var kı, Halım Büyükbuluta yerilen ceza, işledi- ği İddia edilen cürme göre o derece nisbetsiz, o derece büyüktür. Sırf bu hususu tesbit ve basın Kanununun müeyyidelerinin kere daha gözler önüne serebılmek için bu genç adamıhaftanın kapa- ğı olarak seçtik. Bundan sonra Halimin karikatürist ' arkadaşları ne zaman Panayotun lokantasına gitseler, İster İstemez Halimi hatırlıya- caklar ve fıçı şarabıyla doldurulmuş bardaklarını avuçlarında daha sı- kı (utarak, "zavallı Halim" diye göğüs geçireceklerdir Hepsi de hatırlayacaklardır ki, kalemleri ahut fırçaları ile çe kleri her izeri içki. azından bir yıl hürriyetlerinden olmak tehdıdı ile karşı karşıyadırlar. Beri yanda. Halim Buyukbulutun hapis edilmesi hâdisesinin bir başka cephesı daha vardı. Büyükbuluta mahküm eden hâkimler, onun karikatürünü neşreden Ulusu da mahküm etmişlerdi. Türkiyede Mu- halefetin 1 numaralı organı olan Ulus,, hiç, değilse bir ay. susturulu- yordu. Elbette ki bunun tesirleri ve akisleri geniş olacaktı, Elbette ki, bu kapanma kararının yürürlüğe girdiği günlerde bir kongre do- layısı ile Ankarada toplanmış olan. Dünyanın belli başlı hukuk oto- riteleri, gazete kapatma kararı karşısında hayrete düşecekler, birbir- i 'hâlâ gazete mi kapatılıyor?"” diye soracaklardı. Onlar Türki- yenin bundan on İtti sene evvel demokrasi cephesine iltihak ettiğini duymuşlardı. Bir demokrasi rejimi içinde yaşayan Ur memlekette bu- lunduklarına ınamyorlardı Elbette ki yabancı gazeteciler ve ajans muhabirleri, demokrasi dünyasındaki bu cidden eşine ender rastlanır kararı hayret ve şaşkınlık içinde mensup oldukları gazete ve ajansla- ra telleyeceklerdi. Hür Dünya basını, Türkiyede bir gazete daha ka- patıldı, bir gazeteci daha hapla atıldı dive yazacaktı. Hayret edilmesi gereken, bu haberi büyütenler; allayıp pullayıp gazetelerine, ajanslarına verenler değil, bizzat bizdik. Saygılarımızla AKİS