1 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

1 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER bulunduğu şimdiye kadar pek görül» memişti Yalnız, ikinci Grubun olduk- ça disiplinli görünmesine mukabıl bırıncısı pek başıbozuk görünüşlüy- . Nitekim bazı bütçelerde, bazı C H P. hatiplerinin kendi Grup sözcü- sünden değışık mütalealar serdet- melerine mani olunamadı. Bu ise, parti içinde Demokrasi değil, sadece münasebetsizlikti. Zira meseleler par- ti programında ele alınan işler de- ğildi ki hatipler sözcünün ma aykırı konuştuğunu iddia edebılseler— di. C. H. P. adına Meclis kürsü- sunden okunan ayetler ise, her halde "İnönü Partisi"ne fazla bir — şeref sağlamadı. Üstelik C. H. P. li hatiplerin faz- la çalışmamış oldukları da anlaşılı- yordu. Mevzularına hakim değillerdi, demagoji yapıyorlardı, yuvarlak lâf- lar söylüyorlardı. Bu bakımdan za- limi tahdidi birçok C.H.P. Milletve- kilinin işine yaradı. Onları saçma laf lar söylemekten korudu. Zaman tah- didinden evvel konuşan Kasım Gülek gibi talihsizler ise, doğrusu istenilir- se, fikir bakımından ne derece zayıf bulunduklarını gösterdiler. Kasım Gü- lege, bu müzakerelerden, sonra ya- pılacak en dostça nasihat, Meclis kür. süsüne pek iltifat etmemesi ve bilinen maharetini ocak, bucak kongrelerine saklamasıydı Zira üstadı işiten her- "İktidara namzet partinin Genel Sekreterı bu mudur" diye soruyordu ve bu ne C. H. P. nin, ne de Güle- kin hayrına oluyordu. Parlamentoda muvaffak olmak i- çin çalışmak, gece gündüz çalışmak lâzımdı. Okumak icap ediyordu, tet- kik etmek icap ediyordu, temaslar- da bulunmak icap ediyordu, — bilgili olmak icap edıyordu. Zırt diye kür- süye çıkmanın .insana sadece, fena puan temin ettiğini, çok kııvvetle muhtemeldir ki, Turhan Feyzioğlu bi- le anlamıştı. Eglencelı sahneler çe müzakereleri Mecliste bazı B eglencelı sahnelerin de cereyanına yol açtı. Düşen D. P. milletvekili bun- lardan biriydi. Kavgalı celselerden bi- rinden sonra bir D. P. milletvekili sı- ralardan birine oturdu. Oturmasıyla düşmesi bir oklu. Zira sıra, döğüş es- nasında hasara uğramıştı. İdareci ü- yeler, sırayı derhal tamire gönderdi- Milletvekillerinin ne derece "ga- ant" ol arı da Milk Eğitim Büt- çesı esnasında anlaşıldı. — Bursanın kadın milletvekili Hilal Ülman, beş dakikalık konuşma müddetini tamam- ladığı halde C. H. P. ve D. P. lilerin' umumi arzusu üzerine nutkuna de- vam etti. Üniversitenin muhtar ve Si- yasi tesirlerden azade olması tezini tutan hanım milletvekili iki Grubun birden alkışlarını topladı. Kendi kendilerine particilik oyna- yanların partısı olan "Dehşetlı par- ti" siyasi ve fikri lideri Aydın Yal- çın!- temsilcisi Fethı Çelıkbaş da İs- tanbuldaki imar hareketlerini Övmek 10 C.H.P. Grubu Mecliste İçinde ne de çok cennettik varmış! suretiyle müzakerelerin eğlenceli sah. nelerinden birini yarattı.' Prof. Çelik- baş elbette ki bilirdi -ve talebelerine retirdi- ki enflasyon devirlerinde i: mar hareketi gibi envestismanlar hata ların en büyüğünü teşkil, eder. Buna rağmen, ilmi, fikri, antıdemagog, İ- dealist, eşı msali bulunmaz "Deh- şetli Partı nin mılletvekılı yalnız İs- tanbulun değil, bütün Türkiyenin i- ara maruz kalması temennisinde bulundu. Zaten hem okuyup yazmış, hem aklı başında bir çok kimsenin sadece pkuyup yazmış bir — takım kimse elinde siyasi hayatını yemek- le meşgul bulunduğu teşekkül haline gelmiş olan "Dehşetli Parti"nin ne- şir organım Bütçe müzakereleri sıra- sında okumak ve orada hergün çı- kan karakalem portreleri Seyretmek portre sahıplerının emsalsiz görüş- lerine göz atmak insanı zaten keyif- ten dört koşe hale sokuyordu. Böyle- ce dışardan okunan gazeller de tuz biber yerine geçti. Bundaki sonra Bıı mecmuanın hazırlandığı sırada bııtçe müzakereleri devam, etmek- teydi. ? Meclis geceli gündüzlü, ama Muhalefet için lüzumundan — fazla handikaplı şekilde çalışıyordu. Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi' müza- kere edilirken! -aslında sadece o fasıl- da konuşması gereken- Turhan Feyzi oğlunun güzel bir taktiği iktidar için pek tahrip edici oldu. Turhan Feyzi- oğlunun on dakikalık — "suya tirit" konuşmasına Celâl Yardımcı uzun u- zun cevap verince eski dekan kalktı ve kürsüden dedi ki: "Bizim elimi- zi kolumuzu baglıyorsunuz, sonra da karşımıza geçip vuruyorsunuz. Bana müsaade edin, Miltf Eğitim Bakanı- nın konuşmasına cümle ve cümle ce- vap Vereyim." Fakat D. P. milletve- killeri, teklif reye konulunca aleyh- te rey verdiler. Anlaşılan Celâl Yar- dımcıyı vikaye etmek istiyorlardı. A- ma Feyzioğlunun teklifiyle gayrımü- sait şartlar pek ayan beyan belli ol- duğundan, başta Barutçu, C. H. P. milletvekilleri neşeli kahkahalar at- maktan kendilerini alamadılar. Aslın- da hakları vardı, zira ne müşkül va- ziyette bırakıldıklarım boylece, inkâ- rı gayrıkabil şekilde göstermiş olu- yorlardı. Milletin sempatisinin ken- dılerıyle beraber olmamasına -bütün kusurlarına rağmen yoktu ve hakikaten bu hafta içinde otobus— lerde, vapurlarda, kahvelerde, — dol- muşlarda konuşanlara kulak verenle- rin milletin sempatisinin C. H. P. ile beraber olduğunu görmemeleri im- ânsızdı. Müzakerelerin başka bir hususı- yeti Başbakan Menderesin, İnönü a- leyhinde bir laf soylenılmemesıne gos- terdiği itinaydı. Nitekim bir gece. D. P. milletvekillerınden biri -Şevki Ha- sırcı - eski Cumhurbaşkanı hakkında tatsız sözler sarfedince D. P. Genel Başkanı bunlara iştirak etmedıgım, bu neviden konuşmaları uygun gör- mediğini alenen bildirdi. Başkan da, Şevki Hasırcının tatsız lâfını zabıt- tan ç Bütçenin bundan sonra tatlı-sert bir hava içinde tamamlanacağı anla- şılıyordu. Arkadan Maeclis tatile gi- recekti. Tâ ki Başbakan, son dakika- da strateji değiştirmesin ve mem- lekette huzurun İsmail Aksal — gibi konuşmakla değil, — antidemokratik tahditleri kaldırmakla sağlanacağım kabul edip Muhalefete elini fiili selah hareketleri için uzatmasın. O zaman yalnız İsmail Rüştü Aksalın değil, bizzat İnönünün elini — samimiyetle kendisine uzanmış bulacaktı. Menderes bu fırsatı kaçırdığı tak- dirde çekişme daha hayli devam e- AKİS, 1 MART 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: