YURTTA OLUP BİTENLER şilik bir heyet kapısında siyah elbise- li iki polisin beklediği, siyah kapılı, siyaha yakın tuğla duvarlı bir evden içeri giriyorlardı. Burası Majesteleri- nin Başbakanının ikamet buyurduk- ları Downing Street'deki 10 numara- l1 meşhur binaydı. Ama heyet Baş- bakan MacMillan'la görüşemedi. Mac. Millan'a verilme üzere, Kıbrıslı Türklerin taleplerini bildiren bir me- saj bırakarak tekrar Trafalgar mey- danına döndüler. Mesajın birer sureti Menderese, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine ve Ada Valisi Sir Hugh'a gönderildi. . Sekiz bin nümayişçi akşam üzeri Enosis'in tabutunu tarihi meydanda bırakarak geldikleri yollardan cemi- yet merkezine döndüler. Cemiyet lo- kalinde o gece milli oyunlar oynandı Tedhişçilikten başka dil ekiz bin Türkün efendice ve ori- jinal gösterisi son derece muvaf- fak oldu. Aynı günün gecesi, Lond- ranın iki televizyon istasyonu nüma- yişten sahneler gösteriyor ve on mil- yon Londralıya Türk tezini tanıtıyor- du. Londralılar televizyon ekranın- da "Sizleri ikna için tek yol tethiş- çilik midir?" dövizini okudular. Kıb- rıs Adasında tethişçiliğe baş vurma- ya tenezzül etmeden davalarını sonu- na kadar savunan insanların da bu- lunduğunu hatırladılar. Coğrafyayla başı pek hoş olmayan İngilizler, A- danın Türkiyeden 40. Yunanistandan 750 mil uzakta olduğunu harita üze- rinde gördüler. Yeryüzündeki Kıb- rıslı Türklerin sayısının Yunanlılar- dan yüz bin fazla olduğunu öğren- diler; Kıbrıs davasının başlamasından tam altı sene sonra İngilizler ilk defa olarak Türk tezini sarih — bir şekilde öğreniyorlardı. Niçin bu ka- dar geç kaldığımıza hayret etme- mek imkânsızdı. Bu muvaffakiyet karşısında "Propaganda ne demek, bu işler normal diplomatik yollardan halledilir." diyen Zaferin meşhur üç yıldızlısıı.. acaba ne — düşünüyordu? Altı. yıldır dünyanın dört bucağın- da kampanya yapan Yunanlılarla propaganda yarışına hakikaten çok geç başlanmıştı. New York'ta Nuri E. ren, Londrada Muharrem Nuri Birgi pek kısa bir müddettenberi Türk te- zini tanıtmaya çalışıyorlardı. Geç de olsa nihayet doğru yol bulunmuştu. Üzücü Yasaklar nkara, İstanbul ve diğer şehir- lerdeki gençler, Londradaki kar- deşlerinin' yaptığı — nümayişi — se- vinçle kargılarken, üzülmekten de kendilerini alamadılar. — Ecnebi bir memleketin baş — şehrinde — miting yapmak mümkündü, ama — anava- tanda bu en tabii haktan mahrum edilmişlerdi. Toplantı yapmak için on aydan beri yaptıkları müracaat- lar cevapsız kalmıştı. Kıbrıstaki İn- giliz barbarlığından sonra, — Ankara gençliğinin efendice coşkunluğu, kar- şısında polis kuvvetlerinden bir ba- raj bulmuştu. Türk gençliğine gös- terilen itimatsızlık veya aşırı vesve- se, son derece üzücüydü. Bu durum- da İngiliz hükümeti tarafından Lond. ra mitingine katılması yasak edilen .M.T.P. genel sekreteri Ali Salt Oğuzun durumunu nasıl gönül ra- protesto edebilecektik ? a hava meydanında saatlerce tutulmuş, ona ancak mitin- ge katılayacağına dair söz ver- mesi üzerine Londraya giriş müsaa- desi verilmişti. Yanındaki afişler ve beyannameler içeri — sokulmamıştı. Bununla beraber T. M. T. F. ikinci Başkam Celâl Hordan mitingte ha- zırdı ve — Londradaki — kardeşlerine "Memleketten size kucak kucak hür- riyet getirdim" diyebiliyordu. Adadaki son duru Kıbrıs Türktür lıderı Fazıl Küçü- ğün konuşması bekleniyordu. Kü- çük son dakikada Londraya gelmek- ten vazgeçmişti. Bu ani fikir değişik- liği muhtelıf tefsirlere sebep oluyor- du. Küçük, herhalde adadaki süku- neti bozacak yeni hâdiselerden son derece ürken İngiliz makamlarının ricaları üzerine Londraya gitmeme- ye razı olmuş ve bir mesaj gönder- mekle iktifa etmişti. Adada şimdilik hatlığıyla Ali Sai nümayişçilere sızca ateş açan Üç İngiliz askerinin beraat ettirilmesinin uyandırdığı kö- tü tesir' bile bu süküneti - bozmadı. Ama gerek Türkler, gerek Rumlar hazırlıklı durmaktaydılar İki cema- atın bir arada yaşıyabileceğini iddia eden Vali Foot son derece endişeliy- di. Emniyet tedbirlerini — arttırmış, tetişçilere karşı en müessir silâh o- lan hehkopterlerının sayısını çoğalt- mıştı. Bir Türk köyünde bütün evler- de teker teker sılah ve cephane aran- mıştı. Maamafih Rumlar Vali Fo- ot'tan daha endişeliydiler. Selwyn Londrada Kıbrıslılar Onlarda miting caiz AKİS, 1 MART 1958