DÜNYADA OLUP BİTENLER. sızların elinde olan polis kuvvetle- rinin yerini, Destur Partisi gençleri- nin desteklediği Tunuslu polisler al- dı. Tecrübesiz Tunus polisini. Sakiet bombardımanından sonra takdir et- memeye imkân yoktu. Yabancı ba- sın, emniyet kuvvetlerinin ayaklanan halkın heyecanını — makül hudutlar içinde tutmaya muvaffak olmasını mucize olarak vasıflandırıyordu: On- be'ş bin Fransız askeri muhasara al- tındaydı, Fransızların çıkmasını ön- lemek için yollarda barikatlar kurul- muştu. Tunus bir ihtilâl devrini daha pek genlerde bırakmamış olduğu hal- de nümayişler kanunla ya sak edil- memişti. Sivil halkın çoğu silâhlıydı. Buna rağmen en ufak bir hâdise ol- muyordu. Bu, hakikaten bir muci- zeydi! Burgiba sağlam bir idareci cihazına sahip olmakla — övünebilir- di. Yeni rejimin el attığı ikinci me- sele adlı teşkilâttı. Fransızlar — ve müslümanlar için ayrı olan iki mah- keme teşkılatı birleştirildi. Şeriat mahkemeleri ' kapatıldı. Kadıların saltanatına son verildi. Modern, la- ik Ur adalet cihazı kuruldu. Kadına erkekle eşit haklar tanındı. Polıga— mi yasak edildi. Kadına oy hakkı verildi. Vakıflar idaresi, Maliye Ba- kanlığına bağlandı Fransızlar Tunusun eski eğitim sistemine el atmaya cesaret edeme- mişlerdi. Sadıki ve Carnot gibi Fran- sız mekteplerinin yanı başında, dını eğitim sistemi yaşıyordu. 14 bin ta- lebeli Zituna İslâm Üniversitesi mu hafazakârların karargâhı haline gel- mişti. Modern ilimlere pek az yer veren üniversite, kurtuluş hareketine de katılmamıştı. Reformların ve lâ- ikliğin şiddetle aleyhindeydi. rejim bu duruma müsaade edemezdi. Zituna için yeni tedrisat programla- rı yapıldı ve başına lâik fikirli bir rektör getirildi. Lise tahsili, Zituna- dan ayrıldı. 20 modern kolej kurul- du. Türkiye bu reformları 30 küsur yıl evvel yapmıştı. Atatürk misalim unutmıyan Burgiba, iş başına gelir gelmez hemen Atatürk inkilâplarını tatbike koyulmuştu. Bir sene içinde tamamlanan bu reformlar, istiklâline kavuşan muslüman — memleketlerin Ortaçağ idaresine ve taassuba döne- ceğini iddia edenlere verilmiş en gü- zel cevaptı.' Tunus petrol .zenginlikle- rine rağmen Ortaçağ havasından kur. tulamıyan Irak ve Hicaza hiç benze- miyordu. Tunustaki reformların A- tatürk inkılâplarından farkı. Tunu- sun Arap dünyasıyla olan bağlarım kesmemeye dikkat etmesiydi. Tunus hem şarklı, hem garplı olmak isti- yordu. Fas Prensi Mulay Hasanın memleketi için dediği — gibi, da, hareminde biri Şarktan, biri Garptan iki — dilber - bulundurmak niyetindeydi. Her iki kültürü de paylaşan iki em arasında bir köprü rolünü — oynıyacaktı. Bundan başka sosyal sahada da ileri a- dımlar atıldı. Sosyal İşler Bakanı iş- başına gelir gelmez, ziraat işçilerine hafta tatili tanındı, — ücretler tesbit edildi ve isçileri 1şten çıkartma ni- zam altına alındı. Cumhuriyetin 35 irici yılında Tünkiyede. ziraat işçi- lerinin hâlâ himayesiz yaşadığı düşü, nülürse bu, ileri bir adımdı. Tunusta grev hakkına sahip kuvvetli sendika- ların bulunması bu ileri adımın atıl- masında şüphesiz büyük bir rol oy adı. Cumhuriyetin ilânı Burgiba ikiyüzelli" yıldan beri Tu- nusu idare eden Hüsenit sülâlesi - Burgiba Tunusa giriyor Mart içeri, pire dışarı nin hakimiyetine.hemen son vermeyi uygun bulmadı. Yalnız modern Tunus devletinin başında, eski çağın sembo- milyon tahsisatı hurbaşkanının beş misli- 76 yaşında- ki Bey El Amin'in selâhiyetlerini kı- sarak işe başladı. Nihayet 1957 Tem- muzunda toplanan Kurucu Meclis, monarşıyı ilga edip Cumhuriyeti i- ân Burgiba ilk Cumhurbaşka— i. Yeni Başkan "halkın bana olan sevgisi o kadar büyük ki iste- seydim kendimi " jlân edebilir- dim. Ama halkın Cumhuriyeti seç- mesini temine çalıştım" diyordu. Yüz oniki pare topla cumhuriyetin ilânı kutlanırken ihtiyar anula villasında ikamete mecbur ediliyor- du. Saraydan ayrılırken diş macunu- nun unutulup unutulmadığını defaat- le soran Bey El Amin "Hapisteyken Burgibanın karısına ve çocuklarına para gönderen ihtiyar bir adama karşı böyle hareket edilir mi?" de- mekteydi. Ne çare ki, Tunus için ye- ni bir devir ba şlıyordu eski 'devrin sembolleri birer birer tarihe karışa- caktı. Bir İstanbul gazetesinin yazdı- ğına göre ihtiyar Tunus Beyi son günlerini Türkiyede geçirmek arzu- sundaydı. Burgiba ve partisi Yeni Destur, hâlen Tunusun tek hâkimiydi. Be- yin etrafındaki eski ailelerin muha- lefeti, kahvede nargile fokurdatırken yapılan dedikodulardan öteye geçmi- yordu. Eski Destur ve Komünist Par- tileri son derece zayıftı. Cumhurbaş- kanı Burgiba, Tunusta fiilen her is- tedıgını yapacak durumdaydı. Ata- ürkü hatırlıyan bazı Tunuslular tek parti, tek şef hakımıyetının bir müddet için faydalı olacağım bile i Zamanı gelince kimiyetinden endişe duyanlar da ek- sik değildi. Burgıbaya olan — sonsuz sevgilerine rağmen, iktidarın, lideri, halktan tecrit etmesınden korkmak— taydılar. Etrafındakiler liderlerle halk arasında Ur demir perde teşkil edebi- lirlerdi Tek parti, aşağıdan yukarıya doğru değil de, sadece yukarıdan aşa- ğıya doğru emir nakleden bir organ ha line gelebilirdi. Fransız gazetelerine alışan genç üniversite talebeleri, ba- sının şimdiden aynı nağmeleri söy- lemeye başlamasından endişe du- yuyorlardı. Bir an evvel, dayanmaktan kurtaracak yonlar kurulmalıydı. Kurucu Meclis A nayasa üzerindeki çalışmalarım he- nüz bitirmemişti. şef hiakimiye- tinden korkan demokrasi taraftarla- rı, bu hakimiyeti Önliyecek enstitüs- yonların kurulmasından en çok sevi- necek adamın Başkan Burgiba ol- duğundan şüphe bile — etmiyorlardı. Söz. toplantı, basın ve sendika hür- riyeti zaten şimdiden tam manasıy- la mevcuttu. AKİS, 1 MART 1958