DÜNYADA OLUP BİTENLER Akdenizde Tunus Şehirler hala Fransızca ni tanıyıp, Cezayire bunu reddet- mek olamazdı. Cezayir harbi devam ettikçe, Tunus ve Fas harbin dışın- da kalamıyacaklardı. Fransız dev- let adamlarının en zekisi olan Men- des — France da farklı konuşmuyor— ada hiçbir hayale ka- harbi bitmedik- du. "Bir n k pılmayalım Cezayir çe, Fas ve Tunusta durum düzelmi- yecektır " Fakat harp-devam etti Bazı generaller istiklâline yeni kavuşan Fas ve T hetmeyi düşünürken, Tunua halkının Fransaya olan itimadı iyice zayıflı- yordu. İtimat olmadan, — Burgibanın rüyasını gördüğü — Fransız - Tunus işbirliği nasıl mümkün olurdu ki? ma Tunus Cumhurbaşkanı "herşe- ye rağmen bazı ümitlere sarılıyoruz" diyordu. Bir iki ay evvel bile, Ceza- yir, Tunus, Fas ve Fransayı toplı- yan bir konfederasyondan bahsedi- yordu. İkinci vatan llibeş yaşındaki Cumhurbaşkanı Dr. Burgiba, Fransanın yetiştir- diği. Fransaya hayran Tunuslu en- telektüellerden biriydi. Orta — halli bir ailenin yedıncı çocuguydu Dede- si ve amcası meşhur Sahel isyanına katılmışlar esir düşmüşler ve malla- na el uştu. Buı'gıba beş yaşındayken tam bir Fransız kültürü veren Sadık! Kolle- jine talebe olarak verildi. Onaltı ya- şına kadar bu okulda kal Fakir fakat son derece onurlu bir talebe i- 18 di. Sıhhati ise Ççok bo- zuktu. İki sene sanator- yumda kalmak zorunda kaldı. Sanatoryumdan çıktıktan sonra 1921 yı- meşhur Çalışkan bir Bilhassa siyasi lerle ilgileniyordu. Daha ndokuz yaşındayken Destur Partisine yazıl- dı. "El Sevap" adlı ih- tilâl mecmuasının kapa- tılması üzerine Tunusta t'ıılen hakı olan Fran- sız temsilcisi Lucien Sa- int'e bir protesto mektu- bu gondermekte tered- düt etmedi. Okuduğu 1li- senın müdürü tarafından cezalandırılma- ti, 1924 de Carnot Lise- sini parlak bir — şekilde bitirmesine mani ola- madı. Sadıki Kollejinden bir burs elde eden genç Burgiba Parise geldi. Si- yasal Bılgıler ve Hukuk Fakülteler başladı Parısn meş talebe mahallesi olan Ou— artier Latin'de geçirdiği ört yıl, onu Fransada- ki hürriyet havasına ve Fransız kültürüne hay- ran etti. Bu kültüre mensup olmak- la iftihar duyuyordu. Fransızcayı ana dili olan Arapça kadar iyi biliyordu. Sonradan bir Fransız diplomatı onun için şöyle demişti: "Arap kurnazlığı- na ve De Gualle'ün inceliğine sahip". İstiklâl ve hürriyet kelimelerini Ou- artier Lâtin'de geçirdiği — günler sı- rasında daha iyi öğrendi. 1789 ihti- lâlinin çocukları, uğrunda bir asırdan fazla çarpıştıkları hürriyeti Tunus- lulara çok görüyorlardı. Hürriyeti Fransada tanıyan bir çok Tunuslu genç gibi, Burgiba da bu en tabii hakkın' memleketinden esirgenmesi- ne isyan etmekte — gecikmiyecekti. Burgiba bir Fransız kızıyla evlendi. Evinde Fransız dostları eksik olmu- yordu Yunusa döner dönmez Baroya kaydolan gene avukat, bütün enerji- sini siyasi mücadeleye verdi. 1932 yılında bir çok gencın desteklediği "Tunus Hareketi"ni ortaya attı. Des- tur Partisinin fevkalâde bir toplan— tıya çağırılmasını temin eden Bur- giba, "Tunus Hareketi" ekıbıyle bır— lıkte partının genel kuruluna seçil- mik ekibin faalıyetı Fransız temsılcısını korkutmuştu. "Tunus Hareketi"ni fesh etti. Ama Burgiba bu hâdiseden bir iki yıl sonra Des- tur Partisinin Genel Sekreteri olmuş- tu. Destur Partısının pasıflıgını Bur- giba ve onun gibi düşünen mücade- leci arkadaşları anlamıyorlardı. Ay- rılık mukadderdi. Dinamik Yeni Des- tur, böyle doğdu ve derhal memleket çapında bir mücadeleye girişti. Bur- gibanın sürgüne gönderilmesi bu di- namizmin deliliydi. Fransada sosya- listlerin liderlik ettiği bir hükümetin iş başına gelmesiyle serbest bırakı- lan Burgiba, Tunusta muazzam bir coşkunlukla karşılandı. Genç lider, solcu hükümetin Tunusun istiklâl ar- zusunu büyük bir anlayışla karşıla- yacağını umuyordu. Fransız Dışışlerı Bakanlığıyla — müzakerelere girişti. Fakat nafile... 1938 baharında müzakerelerle is- tiklâline kavuşamıyan Tunus, kan ve ateş içinde kaldı. Askeri mahke- meye verilen Burgiba devletin emni- yetini yıkmaya çalışmak suçuyla it- ham ediliyordu. Ölüme mahküm ol- maktan zor kurtuldu. 1940 da Mar- silyaya getirildi ve 18 — arkadaşıyla birlikte bir kampa atıldı. 1943 yılı başında İtalyanlar tarafından kurta- rılıncaya kadar orada .kaldı. Kur- tuluşundan gunu gününe tam bir sene sonra, Burgiba Tunusa — dönü- rdu. Alman ve İtalyanlar genç mil. liyetçilerin Mihvere yardım etmesi- sini istiyor, mukabilinde istiklâl va- ediyorlardı. Fakat Burgiba bu fırsattan faydalanmayı düşünmedi bile. İstiklâl taleplerini hiç olmazsa bir müddet için unutur göründü ve Tunusluları var kuvvetleriyle Demok- rasi cephesi yanında mücadeleye teş- vik etti; Bir Cezayırlının dedıgı gıbı "bir 'ölünün ev ulmazdı" Pek çok Arap lıder gibi Burgıba da Fransa için dövüşen Kuzey Afrikalı- ların istiklâl arzularına karşı, — in- san hakları memleketinin — harpten sonra daha anlayışlı davranacağını umuyordu ma harp bitti ve muh- telif vaatlere rağmen bu ümit ger- çekleşmedi. İstiklâl mücadelesi yeni- den başladı. 1946 da Sfax bölgesinde başlıyan ayaklanma Fransız asker- leri tarafından kanla bastırıldı. Fran- sızlar .bir kısım Tunuslulara devlet memuriyeti kapışım ar istik- lâl taleplerini frenleyebıleceklerını sa- nıyorlardı. Fakat mücadele devam et- ti. Burgiba 1945 yılında mecburen Kahirenin yolunu tuttu. Tunusta ba- rınmasına imkân kalmamıştı. Kahire- de dört sene Tunus dâvasını dünyaya anlatmaya çalıştı. 1947 yılında. Ku- zey Afrikanın eski mücahitlerinden Abdülkerim sürgün bulunduğu Reu- nion adasından kaçarak geldi. Kahirede bir Kuzey kurtuluş komitesi kuruldu. Yeni Des- turun lideri Burgiba da bu hareke- te katıldı. Ancak bu arada Burgiba kendini diğer Arap liderlerinden ayı- ran uçurumu gördü. Arkadaşlarının taassup derecesine varan Batı dü manlığım asla tasvip etmiyordu. O- nun istediği Batıya dönmüş. Batılı- lar gibi yaşayan Tunus kurmaktı. İptidai, müteassip bir orta cağ dev- leti haline gelmektense, Tunusun müstemleke olarak kalmasını — bin defa tercih ederdi. Burgiba müteas- sip Arap liderlerinden çok Batılılara yakın olduğunu Kahirede iken hayret içinde keşfetti. AKİS, 1 MART 1958