İKDİSADİ Bütçe Şeyhin kerameti G eçen haftanın ortasında, B.M.M. nde muhaliflerin ve muvafıkla- rın farklı sebepler yüzünden alkış- larına mazhar olan 1954 C.H.P. 1958 gurubu sözcüsü Server Somun- Hafızaı D. P. sözcüsü 1954 teki sözlerine ta- ban, tabana zıt şeyler söyleyemezdi. Kurtuluş çaresım dili döndüğü ka- dar "kitabi" konuşmakta buldu. İk- tisadi bünyeye uydurulan ve bir kaç yıllık bir devrede denk olan bir büt- çe nazariyesi ortaya attı. Kalkınma kriterlerinden,, sermaye terakümün- den, prodüktiviteden söz açtı. Parti sözcüsünün, D. P. İktida- rını methetmemesi de doğrusu garip olurdu: D. P. iktidarı ilmi çalışma- lara yenı bir ışık getirmişti. İktisat âlimleri yatırımları arttırmak — için iki türlü tedbir alınabileceğini söy- lüyordu: ya a tasarruf itiyadı aşılamak ya zorla istihlâki kısmak lâzımdı. Ama halka böyle bir mecbu— ri tasarrufu' kabul ettirmek için "ne imkân vardı, ne de bu kabulü haklı gösterecek sebepler mevcutta.Yeni tedbirler lazımdı. İş bu noktaya ge- lince, iktisatçılar acizlerini teslim e dıyorlardı Belki ileride benzinsiz o- tomdbil gibi, tasarrufsuz yatırım yap. manın sırrını da bulurlardı. Alimler bekliyebilirlerdi, ama . iktidarı bekliyemezdi. — İcraatıyla — âlimlerin çözemediği meseleyi çözdü: Bu Ahmetin devridaim makinasının ikti- sadi sahaya tatbiki gibi birşeydi: Kredi genişlemesi! Bu sayede meyva- larını çok uzun yıllar sonra verecek yatırımlar yapıldı. Mesele hallol- muştu. Artık bu icraat "İlmi labora- tuvarlara intikal eder, kanuniyetleri eserlere mesnet ve men iktidarının kıtabılere yaptığı bu hız- e ne kadar gunulse yeriydi. A- D, . sözcüsünün bilmediği bazı noktalar vardı. Bu Kristof Kolomb icraatı, ilmi laboratuvarlardan çoktan geçmiş, mağşuş madde diye pıyasaya sürülmesi yasak edilmişti. Sonra is tihlâki kısmadan, yani tasarruf yap— madan yatırım yapmak mümkün de- ğildi. Kredi genişlemesi ve emisyon da göze görünmeyen bir cins mecbu- ri tasarruf şekliydi. Kristof Kolomb siyaseti de, yatıranlar meyvalarını verene kadar bir çok insanı kemerle- rini sıkmaya mecbur ediyordu. Bu kemeri sıkan insanların kim olduğu- nu sabık tüccar Somuncuoğluna an- latmak herhalde beyhudeydi. D. P. sözcüsünün iktisadi izahları kadar, seçim, neticeleri hakkındaki goruşlerı de son derece orijinaldi: "Şayet bu gün muhalefet buraya"'bu kadar kalabalık gelmişse bunun se- bebi D.P. nin kendisinin ' yarattığı muharrık kuvveti (talep artısını) va- 21 VE MALİ tandaşa izah edememesinden ibaret- ti." Demekki propaganda Üüstadı D. P. propagandayı becerememişti. Rad- y malüm cerideler vazıfelerını iyi yapamıyorlardı. Parti — başkan ve parti teşkilâtı bu muharrik kuv— veti vatandaşa anlatamamıştı. O hal- de görülmemiş kalkınmayı değil, fa- kat edebiyatım tam bir revizyona tâ- bi tutmak lâzımdı. E, tedavi şerefi de, elbette teşhisi koyan doktora ait olacaktı.. Prodüktivite de neymiş P. grubu sözcüsü, haklı olarak Malıye Bakanının ve muhalefetin nutuklarında bulunmayan mühim bir noktaya parmağını bastı. Bu nokta, prodüktivite meselesiydi. Prodükti- Server Somuncuoğlu Her - transfer — kiymettir vite işçi başına düşen istihsal değe- rini göstermekteydi. İktisadi kalkın- ma' bakımiridan prodüktivitenin art- ması son derece mühimdi. Bazan çok ufak yatırımlara ihtiyaç gösteren organizasyon ye metöd meselelerinin halli sayesinde büyük istihsal artış- ları temin edilebilirdi. Işte Somuncu- oğluna göre D. iktidarı bu mühim mesele üzerinde tıtızlıkle durmuş, bir prodüktivite merkezi yaratmıştı. Ne var ki» aynı gün Bakanlıklarara- sı Prodüktivite Merkezinin İstanbul şubesinin kapatıldığı haberi geliyor- u. Mâ rumun bozukluğu dolayı- sıyla müessese kapatılmıştı. Prodük- tivite merkezinin kurulması bir Ame- rikan fikriydi. Amerikanlar bu iş i- çin dolar kesesını açınca D. P. iktida- rı da bu "yeni terim"in Turkıyeye ithalinde bir mişti. Gelgelelim Amerikalılar produktıvıte SAHADA merkezinin masraflarına Türk hükü- metinin de katılmasını şart koşuyor, lardı. Böyle fuzuli işlere para harca- masını sevmeyen tasarruf sever ik- tidar, Amerikalıların şartlarım hoş karşılamamış ve Amerikalılar da ik. yıldan beri yardımı kesmişlerdi. Eh bu durumda İstanbul şubesinin kapa— tılmasından başka çare yoktu! Pa- halı yatırımlara bayılan iktidarın u- fakat bire on veren entellektüel yatırımlarla başı nedense hoş değildi. Kalkınmanın muharrik kuvvetinin nasıl izah edileceğini çok ıyı bilen Somuncuoğlu i yeni arkadaş- larına produktıvitenin ehemmiyetini anlatmakta —herhalde pek — güçlük çekmiyecekti. Ataman nazariyesi Butçe konuşmalarının — Kamberi Sebati Ataman, geçen hafta orta- sında, maliyecileri hayrette bırakan yeni bir denklik nazariyesine ismini veriyordu. Gittikçe artan bütçe a- çıklarından dem vuran C. H. P. söz- cüsüne denklik hakkında "Çok Tek- nik" bir ders verdikten sonra Ata- man D. P. iktidarının bütçelerinin 1950 denberi açıkla değil fazlalarla kapandığım kuruşu kuruşuna verdi- ği rakamlarla izah ediyordu. Mese- lâ 1956'yılında bütçe 719.616.704 lira fazla ile kapanmıştı! Halbuki hesa- bı kafi kanunu herkesin mıyacağı bazı teknik sonra o yıl açığının 182 milyon lira olduğunu — gösteriyordu. "Amali Er- baa"sı çok kuvvetli olan bütçe kornişi- ni alarmın meşhur siması, 19 milyon rakamım nasıl bulmuştu ? İşte Ataman nazariyesinin ruhu bu noktadaydı. 1950 nin C H. P. ada- yı, bir kalem darbesiyle yatırım masraflarım hesap dışı tutmuş, 1956 gelirlerinden câri masrafları tariıe- derek bütçe fazlasını hesaplamıştı. Yatırım masraflarının B 90 1 hü- kümetlerin ifasına mecbur oldukla- rı amme hizmetleri meyanında - de- i". Mektep yapmak, saglık isle- riyle meşgul olmak, yol inşası, y.s.. ya geri kalan © 10 içine giriyordu, ya hükümetlerin ifâsına mecbur ol- duğu hizmetler meyanında değildi. Ataman nazariyesi, herhalde Fran- sada Son günlerde cereyan eden mü- nakaşalardan mülhemdi. Fransânın 1953 deki muvaffak Malıye Bakam Edgar Faure bütçe açığının hesa- bında yatırım masraflarına muamele yapılması tezini savunmuş- tu. Başbakan Pinay de, 1952 yılın- dan bir; kısım yatarım masraf]arının bütçe dışında bırakılmasına taraftar- 1. Ataman işte bu fikirleri biraz a- dapte ederek, biraz da' "kürsü esp- rileri''yle şuslıyerek piyasaya sürü- yordu. Fransada iktisatçılar Edgar Faure'un fikirlerine — gerekli — ce- vapları vermişlerdi. Ama yeni içtü- ik manın Meclis kürsüsünden gerekli cevabı almasına mâm oldu. ütçe encümeni sözcüsü anlaşılan a- AKİS, 1 MART 1958