TİYA Amerika Broadway: İlânlı müşteriler (Colombus - Ocak) York'un yabancısı dört kişi, dordu de bı başka — çevreden, dünyanın bu en muazzam şehrine a- yak bastıkları akşam Broadway bir kere daha son derece ışıklı gecelerin- den birini yaşamağa başlamıştı. New York'un yabancısı — dört kişi, New York'lu ve New York'un yabancısı daha binlerce kişiyle birlikte insanı iliklerine kadar donduran bir ayaza göğüs vererek acele adımlarla Broad- way'den yukarı doğru yürüyorlardı. Renkli neon ışıkları altındaki bu ko- şuşma kâh bir gece klübünün lâm- baları yanıp sönen kapısı, kâh müba- lâğalı afişlerin duvarlarını süslediği sinemaların gişesi, kâh dışarı sıcak sıcak kahve kokusunun sızdığı cafe- terialar, kâh yüzlerce müşterinin bekleştıgı tiyatroların önünde ya- vaşlıyordu. New York' yabancısı dort kışı dördü de tiyatroya tutkun, daha evvel Broadway sahneleri hak- kında okuyup duyduklarından hız a- larak âdeta koşar adımlarla bu ışıklı caddenin yan sokaklarından — birine daldılar. Burası bu mevsim — Broad- way'in en fazla tutulan piyeslerim, en fazla müşteri çeken müzikal ko- medilerini temsil eden tiyatroların en bol olduğu 45 inci sokakdı. Daha evvel kime rastlamışlarsa hepsi de, mevsimin bu en dağdağalı anında Broadway Tiyatrolarında tek bir yer dahi temin etmenin imkânsız oldu- ğundan bahsetmişlerdi. Buna rağmen dört ahbap, bu dört tıyatro sevdalısı batıdan esen keskin rüzgâra karşı koşularına devam — ediyorlardı. İşte sağda ışıkları gelip geçene göz kır- pan Morosco Tiyatrosu.. Burada, A- merikalı — kritiklerin hakkında pek parlak ve öğücü sözler söyledikleri ve Anouilh'den İngilizceye çevrilen Time Remembered" temsil edilmek- te idi. Son iki mevsim "Anna Frank'- ın Hatıra Defteri"nde oynadığı Anna rolüyle büyük bir şöhret yap- mış ve adını dünyaya duyurmuş olan Susan Strasberg ile Amerikanın meş. hur sinema ve sahne sanatkârı He- len Hayes başrolleri oynamakta idi- ler. Tiyatronun daracık antresi elle- rinde önceden alınmış biletleri, sakin sakin içeri giren seyirciler ve bu şan- sa erememiş olup içeri girenlere iste- miye istemiye yol veren gişe önü müşterileriyle doluydu. Bunlar, ihti- mal ki elinde bileti olanlardan birinin biletini kazara gişeye iade etmesini bekliyorlardı. Ayağı yere değenler Morosco Tiyatrosunun tam karşı- sında Plymouth, —mevsimin ve belki de gelecek yılların en meşhur komedisi, Peter Ustinov'un "Roma- noff ve Juliet'ini son derece davet- kâr afişlerle ilân ediyordu. Ustinov'a tutkun binlerce kişiden dördü, hele AKİS, 15 ŞUBAT 1958 T R O piyeste general rolünü de bizzat Us- tinov'un oynadığını bildiklerinden kalabalıgı gogusleye göğüsleye gişe- nin önüne varmağa — çalışıyorlardı. Gişenin önüne varmak her nekâdar bir başarı idi ise de, mücadelenin he- nüz başlangıcında bulundukları mu- hakkaktı. Içlerınden biri gışeye so- kuldu. Ötekiler gişenin camekânına fiatları tetkikten kendilerini a- lamadılar. Tiyatro — binasının sema— sında, tiyatro binasının bulutları a- rasına dizilmiş — koltukların fıatları 5,5 dolardan başlıyordu Ayaklar ye- re eğdikçe ve seyirci — Ustinov'un çehresını seçmege başladıkça bu fi- atlar 6-7.5 . 8,5 ve 10 dolara kadar yukselıyordu Cebınde bütün bir dört gün için sadece 40 doları bulunan dört kişiden biri bir garip heyecana tutulmaktan kendini alamamıştı. Bu- na rağmen, bir yer için 10 dolar ö- demeğe razı olsa da gişeye yaklaşan arkadaşı zaten eli yordu. Gişedeki kadın kendisine "bılet ol- madığını bilmiyor musunuz" diye ga- yet ters bir cevap vermişti. Robinson'un sonu . elerinden ikisi birdenbire bir ay evvel, Amerikanın bir başka şeh- rinde gorduklerı bir başka piyesi ha- tırladılar. Tâ çocukluklarından beri perdede görüp hayran oldukları Ed- ard G. Robinson Mona Freeman'la bırlıkte "Middle of the Night" isimli bir Amerikan piyesinde baş rolü oy- namak üzere bulundukları şehre ge- liyordu. Bu fırsatı kaçırmamalıydı- lar. Ne pahasına olursa olsun Ed- ward G. Robinson gibi bir perde kur- görmeliydiler. dunu — sahnede Bir- Edward G. Robinson 50 yaşında aşık! müddet evvel bilet temini için giriş- tikleri gayretler hiçbir müsbet neti- ce vermemişti. Nihayet bir başka arkadaşın yardımıyla numarasız kol- tuklarda birer yer edinmeleri kabil oldu. Fakat tiyatroya gidip yerlerini aldıkları zaman etraflarına — şaşkın- lıkla bakıyorlardı. Sıralardan çoğu bostu ve Edward G. Robinson rolünü yarı yarıya boş bir salon karşısında oynamak sorunda kalmıştı. Buradan anlaşılıyordu ki Amerikalı seyirci ti- yatrodaki yerini mevsim — başından kapatıyor, fakat sahip olduğu yerle- re mutlak bir sadakat göstermekte pek titiz davranmıyordu. Bin güçlükle yer bulup tiyatroya Robinson'u sey- retmeğe gelenlerin şaşkınlığı ve ha- yal kırıklığı burada a sona ermiş değildi. "Middle of the Night" piyes konusundan çok, işlenişi mından, teknik kuruluşu yönünden orta kalıteden de aşağı bir piyesti. Hemen bütün sahneler usun diyalog- lar, hikâye edebiyatı üzerine kurul- muştu. Robinson'un böyle bir piyeste niçin rol aldığı da artık fazla düşün- meğe değiniyordu. Genç bir kadına âşık yaşlı fabrikatör rolünü okadar demode bir sanat anlayışı içinde, o kadar deklamasyonlu oynuyor, öy- le göz yaşı döküyordu ki seyredenle- rin koca Robinson'un sanat hayatın- da artık son yıllarını yaşamağa baş- ladığına karar vermemelerine hiç bir sebep yoktu Şimdi Broadway tiyatroları önün- de ya bir Ustinov'u, ya bir Helen Hayes'i, ya da bir Fredric March'ı seyretmek için bekleşirken Edward G. Robinson'un bir samanlar aynı sahneler üzerinde şöhrete ulaştığım hatırlamamağa imkân yoktu. İşte, Plymbuth'un hemen altında, Music Box adım taşıyan bir başka tiyatro' William Inge'in Elia Kazan'ın rejisi altında sahneye konan "The Dark at the Top of the Stairs" isimli piyesin- e bu mevsim New York'lulara yeni kabılıyetler yepyeni — şöhretler tak- dim ediyordu. Fakat o akşam elle- rinde önceden temin edilmiş biletleri olmaksızın tiyatroya — gelenler bura- dan da içeri sızmak imkânını bula- madan geri dönüyorlardı. Saat sekiz- yaklaşıyordu. i başka tiyatro aynı mübalâğalı ilân- lar ve aynı göz kamaştırıcı ışıklarla! O'Neill'in "Long Day's Journey Into Night" isimli ve yazarın ölümünden sonra ilk defa sahneye konulan pi- yesini takdim ediyordu. Fakat bura-| da temsil daha bir saat önce başla- mıştı ve İiçerde Frederic March, O'Neill'in hayatına ait bu biyografik piyeste yazarın babası rolünü çoktan yaşatmaga başlamıştı bile. Bilindi- ği gibi bu eser ilk defa geçen yası Parıs Tiyatro Festivali münasebetiy- le Parisin Milletler tiyatrosunda aşa- ğı yukarı aynı kadroyla temsil edil- miş ve Parisli münekkitler uzun bir bıyografîk eseri beş saat müddetince cehennem sıcağında seyretmek zorun- da kalışlarından şikâyetçi-, olmuşlar- dı. Fakat o akşam, New York'un o keskin ayasında içerdeki Frederic 31