Riviera - Bindallı defilesinden bir görünüş Seyirciler Moda Bir defile kokteyli üzisyenler neş'eli caz parçasını M çalmaktan birden vazgeçtıler ve "September Song'un ağır nağmele- ri pavyonu doldurdu. Bütün gözler kapıdan giren genç kıza çevrilmişti. Genç kızın başında sonbahar yaprak- larım temsil eden nefis bir şapka vardı. Adı Tijen Par idi. Devlet Ti- yatrosu artistlerindendi ama Uç genç kız arkadaşının hatırını kıramamış ve onların tertip ettikleri defîlede mankenlik yapmayı kabul etmişti. Üç genç kızın isimleri Güngör Bindallı, Sezen Çakmakçı ve Aysel Sonuvardı. Bunlardan Aysel Sonuvar, Riviera i- simli şapka salonunun sahibi — idi. Güngör Bindallı ile Sezen Çakmakçı aynı atölyede dikiş siparişi kabul e- diyorlardı. Sanatkâr genç kızlar bir- leşmişler ve geçen haftanın sonunda Derya Pavyonunda müştereken bir elbise ve şapka defilesi tertip etmiş- lerdi. Tijen Par alkışlar arasında üst salondan alta inerken, Deryanın neşelı gitaristi Sergio — Mondadori a vie en rose"a başlamıştı. Hemen aynı anda salona bir başka genç kız [gırdı Başında, dağılmış gül şeklin- e pembe bir şapka vardı. Şapkası— nı göstermek için önce başını eğiyor, sonra gülerek kaldırıyordu. Tecrübe- li bir manken edası ile yürüyen bu güzel ve incecik vücutlu genç kız da Devlet Tiyatrosu artistlerinden Ay- ten kaçmazdı. Hem mankenler, hem de giyindikleri güzel ve orijinal şap- kalar hakikaten alâka toplamıştı. AKİS, 15 ŞUBAT 1958 de mankenler kadar şıktı Gene defilenin alâka toplıyan bir mankenini de siyahi bir Amerikalı livia Artis idi.. Kareli pamukludan yapılmış çuval biçimi elbisesinin ka- püşonu ve menekşe rengi bir palto- ceketi vardı. Ceket soğuk havalarda önünü kapayan bir ilâve parça ile giyiliyordu. Açık olarak giyildiği za- man bu bahar için ideal bir sokak kıyafetiydi. Dördüncü manken Rac- hel Strucinski'nin giyindiği — elbise çingene pembesi, ucuz bir Türk ku- maşından yapılmış gece elbisesiydi. u ince k a koylulerımız grep, diyorlardı. el bu ucuz" kumaştan nefis bir gece elbisesi mey- dana getirmişti. Çingene pembesi iviera - Bindallı defilesinin mu- vaffakiyetle ortaya attığı renk, çingene pembesi ve muvaffakıyette kullandıgı kumaşlar da köylü kumaş- larıydı. Defilenin en çok alkış top— layan şapkası çingene pembesi, üzeri çiçekli köylü 1peklısınden yapılmış bir koplin şapka oldu. Bu şapkanın aynı renk kumaştan yapılmış zarif bir de çantası vardı. Bu takım ısrar üzerine iki defa teşhir edildi. Kırmızılı, yeşil- li, sarılı köylü kumaşından yapılmış küçük tok biçimi şapkaya gelince, bunun aynı kumaştan yapılmış bir şemsiye kılıfı vardı ve takım halinde çok uzaktan dahi göz alıyordu. Pırıl- tılı işlemeli köylü sofra bezinden ya- pılmış bir bere en abiye tayyörle gi- yilebilirdi.. Göze çarpanlar üzel mankenlerin zarafetle giyin- dikleri kıyafetler arasında güzel KADIN kadife pantolonlar, pamuklu jarseler- den yapılmış rahat ev bluzları, güzel bir gri fantezi tayyör, gri bir tweed manto, siyah yünlü bir rob manto, eflatun bir yün jarse elbise gene ef- latun çok güzel bir manto vardı. La- civert dantellerden yapılmış bir kok- teyl' tayyörü, yeşilli bir ekoseden ya- pılmış genç kız elbisesi de göze çar- pıyordu İllâ da fantezi apkalar çok çeşitliydi. Düz ve te- S miz çalışılmış sade gündüz şapka- lârı yanında çok işli, süslü kokteyl şapkaları, gelin başları da mevcuttu. Şık seyircilerin hayranlığını bilhassa bu fantezi şapkalar kazan Aysel Sonuvar muhakkak ki bu hususta gayet orijinal buluşlara sa- hipti ve temiz çalışıyordu. Yalnızca siyah pliseli tülden yapılmış olan ne- fis bir kokteyl şapkası iç tarafa yer— leştirilen gülü ile muazzam bir s se kazandı. Gündüz şapkalarında acı yeşilleri, acı sarıları kırmızıları ter- cih eden bu genç sanatkâr akşam şapkaları ve abiye şapkalar için pas- tel Trenginde organzaları, satenleri, tülleri tercih etmişti. Yalnız taşla, yalnız inciyle yapılan gelin başları hakikaten güzeldi. Pembe organzadan yapılmış geniş kenarlı bir kanotiye gri incisi ile gayet hoş duruyordu Siyah kadife bandlar stras i ve tullerle yapılan küçücük "var ve yok arası" şapkalar bir hayli emek yemişti Azmin elinden... efile biter bitmez küçük soyun- ma odası genç kızların hücumu- na uğradı. Biraz evvel süslü şapka- lar, sivri burunlu, kıl gibi ince topuk- lu ayakkabıları ile dolaşan edalı man- kenler spor bluzlarını, rahat eteklik- lerini giyinmişlerdi. Tül etekler ara- sında kaybolan topuksuz ayakkabı- arım arıyorlar, çocuk şakaları ile birbirlerine takılıyorlardı. Onları giy- direnler, defileyi tertipliyenler — de hep kendileri gibi müteşebbis, çalış- kan, enerjik genç kızlardı. Çalışma- nın ve hayata bir istikamet verme imkânını ellerinde tutabilmenin se- vinci ve heyecanı içinde idiler. Defi- lenin en güzel tarafı da şüphesiz bu idi. HERKES OKUYOR 27