AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası Yıl 4, Cilt X1I, Sayı : 197 Yazı İşleri: Rüzgârlı Sokak Ovehan Kat 3 Daire 7 Tel: 18992 — P.K. 582 - Ankara İdare: Denizciler Caddesi 23/B Rüzgarlı Matbaa Tel: 15221 Fiatı 85 Kuruş Başyazarı Metin TOKER Neşriyat Müşaviri Yusuf Ziya ADEMHAN AK_İS Neşriyat Ltd. Şirketi adına İmtiyaz sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden Mesul Müdür: Tarık HALULU Umumi Neşriyat Müdürü İlhami SOYSAL Karikatür: Ressam: Oğuz TURAN Jotoğraf: Hüseyin EZER ASSOCIATED PRESS Klişe: , Desen Klişe ATELYESİ Müessese Müdürü: Mübin TOKER Abone Şartları: 8 aylık (12 nüsha) : 8 lira (25 nüsha) 16 lira | yıllık (52 nüsha) 82 lira İlan - Şartları: 8 renkli arka kapak (Tam sayfa): 850 Lira Kapak içi 800 lira, metin sayfaları Santimi 4 lira. Dizildiği ve Basıldığı yer: Rüzgârlı Matbaa — ANKARA Tel : 15221 Basıldığı tarih : 18.2.1958 Kapak resmimiz: İ. Rüştü Aksal İlk düelloya hazırlık endi Aramızda Sevgili AKİS okuyucuları A nümüzdeki günlerde bir kanun teklifinin Büyük Mecliste" müzakeresi sıra- O sında salonun D. P, milletvekillerine ayrılan kısmının ban sıralarından A İS aleyhinde sesler yukselırse biz hiç s şırmıyacagz Tahmın edıyoruz ki bu - ler arasında "lanet", "kahrolsunlar", "çarpılacaklar" veya "tuuh, dinsizler”" laf ları bulunacaktır. Zira kanun teklıfının sahibi gerekçesinde, teklifinin lüzumunu aynen şöyle ifade etmiştir: “Bu ilâve hükme ne derecede ihtiyaç olduğunu sadece şu acı vakıa dahi tebarüz ettirmeye kâfidir. Son zamanlarda bir mecmuada -Akis mecmuası, 29.VI. 1957 tarihli Sayı, sayfa 9- Kamberimiz bir çöl bedevisi olarak tavsif edilmiş ve onun neşredip de sinelerimize sindirdiğimiz imanın Türk milletine yakış- mayan bir ideoloji olduğu safsatası iftira olarak ortaya atılmıştır. Büyük Türk milleti ve onun Meclisi yalnız camiamızı değil, bütün İslâm âlemini de derin bir surette yaralıyacak olan bu gibi sozlerın söylenmesine ve yazılmasına elbet ve elbetteki müsaade ve hattâ müsamaha etmiyecektir. Ne hazindir ki, yu muzda neşredılen bir mecmuada Peygamberimize ait his- siyat bu suretle aksettırılır en. Hakikaten AKİS'in işaret edılen sayısının ışaret edilen sayfasında çıkan "Seçı başlıklı yazı erde Tanrı Elçileri" Aydemir Balkan imzasını taşı- maktadır- hakikaten yazının içinde kendilerine hücum edilen zümre tarafından bir istismar mevzuu yapılmak istenilmiştir. Galiba bir kaç Demokrat tarafından İstanbulda akşamları çıkarılan "meçhul şöhret"lerden bir gazete günlerce başlıklarla "Peyga pabuç kadar mberimize hakaret ediyorlar" diye tutturmuş, Türkiyenin bütün savcılarını vazifeye davet etmiştir» Sonra, açıkgözler enler arasından ra toplayarak "bu dinsiz mec- a dâva açmak lala avukat tutma" kampanyasını küşad etmişlerdir. Seçimler gelip çatınca da, yazının bahsettiği Tanrı Elçileri", yazı sahibine hak verdirircesine ağızlarını açmışlar, hattâ ellerine AKİS alıp cami kürsülerine çıkarak "İşte, İsmet İnönünün damadının mecmuası Peygamberimize küfredi- yor, C.H.P. dinsizdir, siz reyinizi dinimizin hamisi D,P. ye verin" tarzında son derece "dini" vaızlarda bulunmuşlardır. Bunların bizim üzerimizde zerrece tesiri olmamıştır. Zira "Seçimlerde Tanrı Elçileri" başlıklı o yazıyı okuyanların yazıda din aleyhtarı bir tek kelime bulunmadığını, bilâkis dini bir takım istis- marcılırdan korumak gerektiğinin belirtildiğini kolaylıkla görebilirlerdi. Tan- a deniliyordu ki: "Bundan evvelki seçimleri hatırlıyanlar din ve Tanrı mevzu- larının bizde nasıl gülünç bir müzayede haline geldiğini elbet bilirler.” da deniliyordu ki: "Rakiplerine Dinsiz veya Allahsız feryadlarıyla hücum eden- ler, Tanrının ve Tanrı evinin bu reklam a_ıanları seçimlerde en kuvvetli kozları- nın bu lisan olduğuna kaniydiler." Yazıda deniliyordu ki: "Sonradan irtica diye adlandırılan hareketin bu din, Peygamber ve Taun tıcaretının hangi tesirlerle ydana geldiğini sosyologlarımız elbet tâyin edeceklerdir." Tazıda parti farkı gözetilmiyor, meseleye politik değil, sosyal bir gözle bakılıyordu. Zira de- niliyordu ki: "Bugün lâik bir parti olan C.H.P. bile bu hususta acaba tam bir anaate sahip midir?" Peygamberimizin çöl bedeviliğine gelınce, o cümlede iki tarafın silâhşör- lerine hitap ediliyor ve deniliyordu ki: Ebedi Atatürkün dediği gibi "bir cöl be- devisinin teolojisinin saçma düsturlarını büyük Türk milletine yakıştırmama- lısınız! Atatürk tarafından söylendiği bildirilen ve yazıda tırnak içine alınan bu ala, yazının muharriri tarafından uydurulmamıştır. nun değildir. Nitekim, savcı- lık sorduğunda mehaz gosterılmıştır Muharrir bunu Benoit - Meçhin'in "Le loup et le leopard — Kur opar" adlı, Atatürkü öven ve Türkiyede satılan kitabından alınmıştır. O cumlede din aleyhtarı bir fikir sezmek nasıl ka- bil olabilir? Atatürkün sözü din değil taassup — aleyhindedir onun saçma uğu teoloji olmayıp, onun bir takım ekleme düsturlarıdır. Atat rk ün hü- viyeti ve eserleri, onun dine karşı değil, teolojinin saçma düsturlarına» taaddü dü zevcata, mecelleye karşı giriştiği mücadele herkesin malümu Frensizin kitabına aldığı cümlesini başka türlü tefsir dogru sayılabilir mi? Bunun in- safa sığar yeri var mıdır? Çöl bedevılıgı ise.. zreti Muhammed çölden çık- amış mıdır ve Hazreti Muhamme ünyayı hayran bırakan büyüklüğü çöl- den çıktığı halde, bir bedeviyken dinlerin en sonuncusunu, —mütekâmilini, gü- zelini Allahın ruhuna verdiği ışıkla ınsan kutlelerıne hediye etmesi değil mi- dir? Atatürk bundan başka ne söylem Ama insan demagoji meraklısıysa, he cümleden bir mâna çıkarabilir. İşte rle ret edenlerin cezalandırılmasını isterken fü- tursuzca -kim bilir hangi maksadla- AKİS'i ortaya atmaktan çekinmiyor. Ma- dem ki "Seçimlerde Tanrı Elçılerı" başlıklı yazıyı görmüş, e yazının su satır- larını kendisine tavsiye eder “Taassubun, irticam yuvası bizde köylerde değil, tehirlerdedir. Okumuş ve- ya yarı okumuş, fırsatçı ve karanlık ruhlu insanlar, cahil at kurnaz be- zirganlar, yarım münevverler. Unıve site bitirdiği halde geri ve mürteci ka- lanlar, Atatürk inkılâplarını hazmetmemiş hatta hiç anlamamış tahsilliler köy- lerde değil şehirlerdedir. Taassubun da, irticam da merkezi uvan bunlardır. Tehlike bunlarda, zulmet ve Atatürk düşmanlığı buralardadır." Saygılarımızla AKİS