7 Aralık 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

7 Aralık 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mesken, tasarladıgı kukla oyununu babasına söyliyer Gu- ignol ka rısının, ço kadar güzelmiş!" der "Dıabolıques"i seyrettikten sonra yaşındaki Clouzot ile elli yaşındaki -doğum 1907. Clouzot arasında pek büyük düşünce ve maksat farkları olmadıgı rahatça söylenebilir. "Diaboligues" de bir kukla oyunundan farksız. Hikâye keyfine göre hazırlandığı gibi, karak- terler de kuklacının ipleri ne emre- derse onu yapıyor. Clouzot akıl-dışı ve mantık-dışı olmayı daha başlan- gıçta kabul ettiği ıçın filmini bu gibi imtihanlardan geçirmemek gerekir. Clouzot'nun büyük benzerlıkler gösterdiği bir başka kuklac macı Alfred Hitchcock'tan en büyük farkı dehşete, sadist şiddet gösteri- lerine duşkunlugudur "Diaboligues”" korku ve dehşet yaratmak için kul- lanılıyor. Dekorlar ve ışıklandırma sinir sıstemıne tesir etm hoşlanan bu sinemacının bol ıstıfade ettiği ifade vasıtaları arasında, Clo- uzot Alman ekspresyonistleri kadar Fransız "Grarid Guignol" korku ti- yatrosuna da borçlu. "Diaboliaues" de iki kadının elbirliğiyle okul müdü- rünü öldürdükleri sahne bunun bir örneği. Mektep çevresındekı çocuklar sı- nıftan çıkar n çıkaran, çinemeyen yaratıklar olarak verili- yor. Oldukça kötümser bir yolda ele alınmalarına rağmen bu çocuk çevre- si, filmin en başarılı yönünü teşkil e- "Lejyon Dönüşü"nden bir sahne Avrupai — olacağız diye.. AKİS, 7 ARALIK 1957 Medy, Lejyon ve Ötesi... ilmler — yapıldığı memleketin aynasıdır. Bir mevz lişi, işlenişi o memleketın bellı bır kültür ve zevk seviyesini göster- dıgı gibi, teknik imkânları da bel- bır endüsatriyel kapasiteyi işa- eder. Hattâ, daha ileri giderek fılmler mılletlerın belli dünya gö- ruşlerını, temayüllerini ortaya ko- temayüller bazan siyasi sebebler dolayısıyla devlet otori- tesi rafından zorla kabul etti- rildiği gibi,' halkın, seyircinin kol- lektif şuurundan da doğabilir. Fakat en tehlikelisi bu temayülle- rin marazi bir hale gelmesi, bir psikoanaliz vesikası gibi şuur altı- aksettir- na itilmiş kompleksleri mesidir. “Lejyon Döniişii" nü öbür Türk filmlerinden an en bü- yük özellik temayullerınde Yok- sa kültür ve zevk seviyesi, teknik imkânları alışılmışın dışında değil. Hasan Kazankayanın filmi, gün- luk yaşayıştan kaçmak, kurtul- , geçmiş ile bağları — kopar- ile taban tabana zıt bir hayat yaşamak isteğini Otomobilli, — kürklü, yabancı isimler sarışın kadınlı, her türlü orta- birşey tanımayan bir hayat.. lelikle film kendini arpa ambarın- da sanan aç horozun ruyalarına dönüyor. Esmer, uzunboylu, yakı- şıklı bir Türk delıkanlısı, çıkan her kadının ona yatak odasının yolunu göstermesi, dini ve ahlâkt yasaklarla serbest aşkın sıkı baskı altında tutulduğu bir cemiyette, kadınsız bir erkeğin aşağılık duygularının, perdede tatmininden başka birşey değil- diyor. Şiddetin ve sadizmin maskele- diği a arzusu beş yaşındaki Clouzot'nun kukla oyununda ne kadar basit ve şematikse, elli — yaşındaki - de öyle hafi “Diaboliguea"ten kayıp cesedin esrarı bir kenara kal- dırılırsa geride belli bir nik usta- lık ve birkaç dehşet verici sahned başka şey kalmıyacaktır Lejyon Dönüşü Avrupa çapında film denince, bızım pr: larda, derli oplu yerlerde — geçiyor, aktörler temiz pak gıydırılmeye gay- ret ediliyor, v "L n Dönüşü"nde bu klâsik formullere ılaveteıı hikâye- Halit REFİĞ dir. Sarışın yabancı kadınlar, lüks otomobiller, iyi döşenmiş — evler, gerçekte hiç de böyle olmayan du- rumu tamamen unutmak, Türki- eyi de meselâ Fransa gitti Medy- Lililerle dolu gö tinde durum acaba hakikaten pro- düktörün, senaryocunun, rejisö- rün düşündükleri gıbı midir? Bu ayrı mesele. Asıl mühim olan ha- yal edilen yaşayış mış bir topluluğun ilerlemiş topluluk karşısında aşağılık duy- gularının belirtileridir. Önce Nihat Aybarsın kendini şöhretli ve büyük bir aktör ola- rak gördüğü, iddiasına göre köy- lülere Goetheyi tanıtmaya kalkış- “Hollywood Rüyası"; sonra Margueriteler, Arınanlarla kabuğundan sıyrılma- ya, bulunduğu çevreden kaçıp kur- tulmaya, beşeri duşa niyetlendiği "Kamelyalı Orhon Arıburnunun için sadece aşk, zevk ve eğlence bulunan ba ıiboş, sorumsuz ve Jlüks bir hayat ozledıklerı "Lejyon Yoksa Türk filmciliği bır kompleksler sineması haline geliyor ? nin bir kısmı da memleket dışına ak. tarılıyor. "Lejyon Dönüşü"nün prodiiktörü filmini neden Avrupa ında yapa- cak kadar alçakgonullu davranmış e ta meselâ Amerika çapında yapm girişmemiş bilinmez. Mamafih fılmin mevzuu, bu mevzuun ele alınışı, iş- lenışı, bellı bir kültür ile meydana , millt vasıflar taşıyan, — akla mantığa hitab eden Avrupa filmlerin- den çok, Hollywood'un sahte ro- mantizminin, yapmacıklığının, — kök- suzlugunun tesirlerini duyuruyor. Av. rupa çapında film yapmak için belli bir kultur sevıyesıne, fikir bütünlüğü- ne ve anlatış ustalığına sahip olmak erek. Amerika çapı ise bütün bu ö- zelliklerden nasibini almak şartıyla ise frenkleşmeye ozenen, fakat

Bu sayıdan diğer sayfalar: