C E M İ Y E T illet gazetesindeki bazı yazılar- dan dolayı altı ay hapse ve altı ay Kütahyaya sürgüne mahküm edi- len, mahkeme esnasındaki mevkufi- yeti yedi buçuk ay sürdüğü için çek- tiği bir buçuk aylık fazla hapis ceza- sının "“bir gün hapis 3 gün sürgüne muadildir formülüne uyularak," dört buçuk ay sürgüne mahsub olunması neticesinde Kütahyada bir buçuk ay kaldıktan sonra serbest bırakılan Is— tanbul C.M.P. İl Başkanı Hüsnü Z Söylemezoğlu, geçen hafta berbat bır sürprizle karşılaştı: Emniyet mü- dürlüğüne celbedilerek dört buçuk aylık sürgün cezası daha çekmek ü- zere ciple kütahyayâ gönderildi. Se- bep, çektiği hapis cezası fazlasının sürgüne mahsup edilişinin mevzuata mugayir görülmesiydi. Haberi oku- yan vatandaşlar işin içinden çıkmak için bir hayli parmak hesabı yaptılar. Anlaşılan orijinal mevzuatımız saye- sinde dünya ilmine hediye ettıgımız "tekzıp hukuku", "fiat disiplini" ve- saire gibi mefhumlara bir yenisini eklememız gerekecektir: "ceza mu- hasebesi "sevilen va- G azeteciler sayesinde li" olan Prof. Fahreddin Kerim Gökay, valilikten ve memleketten ay- rıldıktan sonra bile basma alakasını kaybetmedi. Berne giderken Viyana- daki tevakkufu esnasında basınıımızın kendine dair haberlerini telefonla a- lan Prof. Gökay, bunlardan birini yi- ne telefonla tavzih etti: Yeşiyköyden ayrılmadan vvel — bayıldığı dogru değildi, sadece boğazı kuruduğu için Carvenin mankenlerinden biri Yüzgörümlüğü 125 lira 26 su istemişti.İşin garibi, memleketi- mizde son zamanlarda âdet olanın aksine, haber yanlıştı da tavzih doğ- ruydu. D ost, kardeş ve "müttefik"imiz I- rakın polıtıkacılarını Başvekili- mizin teker teker çagırıp lüks otelle- rimizde misafir ettiği ve mahud pak- tın yapısını bu bağdadilerle takviye— ye çalıştığı malümdur. Kervanın son yolcu: Sabık Trak Daışişleri Veziri Muhamraed El Defteri, bermutad Londıradan uçakla teşrif eden sabık Vezir; veciz ifadesi, sade üslübu ve mânasının sarahatiyle diplomasi ta- rihine geçmege layık bir beyanda bu- undu: Ben Adnan Menderes'i çok severım. emleketımızde büyük inşaat işle- i yapan bir Yugoslav şirketinin memurlarından Yuvanoviç ile bir ar- kadaşı siyasi polisimiz tarafından sı- nırdışı edildiler. Açıklandığına göre polisimizi ilk şüphelendiren — husus şudur: Yugoslav şirketi — senelik bi- lançosunu zararla kapadığı halde fa- aliyete devam etmiştir. Siyasi polisi- mizin uyanıklıgına hayranlıgımız ne- kadar büyük olur olsun, — senelik bılançoyu zararla kapatmaya ragmen faaliyete devam meselesini bir şüphe unsuru olarak ele almamalarını kendi lerinden ehemmiyetle rica ederiz; ak- si halde memleketimizin en lenlerinden bazı zevatın da sınırdışı edilmelerine lüzum hasıl o- labilir Hur Fıkırlerı Yayma Cemiyetinin ikinci "fikir sohbeti" toplantısın- da konuşan Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Doçenti Dr. İsmet Giritli Şöyle dedi: "Bir memleketteki ikti- darın sertbest seçimlerle bu mevkie gelmiş olması, o memlekette demok- rasi rejiminin hakikaten var olduğu- nun kâfi delil ve teminatı sayılamaz. Ord. Prof. Sıddık Sami Onar da bir derste, şunları söyledi: "İktidar sa- hiplerinin bir takım siyasi ve şahsi menfaat mülahazasıyla selâhiyet hu- dutlarını tecavüz etmeleri mümkün- ür. Bunun için bazı önleyici müesse- selerin ihdası zaruridir. Hakiki de- mokraside iktidarı elinde. .tutan ço- ğunluk selâhiyet hudutlarını tecavüz etmemelidir." Ya bu "iktidarı elin- de tutan çoğunluk", "iktidarı elinde tutan azınlık" haline gelirse... Fransız modasının lüks tezgâhtar- larından Madame Caryen yanında çalıştırdığı güzel kızlardan yedisiyle İstanbula geldı şehrin "sosyete" de- nen zümresini Hilton Otelinde birkaç kere başına topladı, dilberlerine elbi- seler giydirip çıkarttırdı ve arkasın- da yüzlerce oturak şapkalı — kafayı birbirinin kulağına eğilmiş bırakarak memleketine döndü. Lakin, birçok büyük kadın terzilerimizin de belirt- tikleri vechile, gösterilen koleksiyon Ercüment Çiftçi Büyük — bir. aktör yetişiyor hem pek fakirdi, hem de -asıl felâ- ket!, son moda değildi. Birinci »defi- leyi seyredebilme bahtiyarlığının fi- atı: adam başına 125 -evet, yüzyirmi beş- lira idi. e I stanbulda kışın iyice 'bastırması- a rağmen okulların çoğunda ya- kacak meselesi halledilmemiş oldu- ğundan öğrenciler sınıflarda parde- süyle oturarak titreşmektedirler. Hil- tonda 125 liraya Carven seyredildiği günlerde Maarif Müdürlüğüne başvu- rarak durumdan şikâyet eden baza veliler şu cevabı aldılar: "Sınıflar ka- labalıktır nefesle yeter derecede ısı- Ekonomi faydası bir yana, başkalarının atomik ısıtma ve güneş- le isıtma gibi abuk sabuk şeylerle uğ- raştığı şu sırada bu buluşun pratik sadeliğine hayran kalmamak müm- kün değildir; zaten "kalkınma" da bu olsa gerektir. e I stanbul Savcılığı gazete çıkarmak ve mecmua çıkarmamak gibi iş- lerle son derece meşgul 'bulunduğu halde, bazı diğer mühim mevzulara da vakıt ayırabilmektedir. Bu yanda geçen hafta bir vatandaşın ar- zusuna uyarak Cerrahpaşa Hastaha- nesi doktorlarından Necmettin Pol- van aleyhine dâva açmağa karar verdi. Davacı vatandaş: Geçen sene Üsküdarda otomobilini denize düşü- rüp nişanlısının ölümüne sebebiyet verdiği için muhakeme edilirken A- rap filmlerine lâyık sahneler yarata- rak meşhur olan Ercüment Çiftçi. Dâva sebebi: Doktorun dâva esna- sında hastahaneye müracaatla Ercü- ment Çiftçinin erkeklik kabiliyeti o- lup olmadığını sordurması. AKİS 7 ARALIK 1957