16 AKES'inYazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler? akimiyetin asli bir sahibi olarak millet, medenileştikçe — manevi degerlere bağlanmış, asırlardanberi ozledıgı, ugrıında kan döktüğü de- veren onun kemiyeti değil, keyfiye- tidir. Halkın, halk için, halk tarafın- dan idaresi diye kısaca tarif edilen demokrasi, herşeyden evvel bir fi- kir olup, 1789 İnkilâbı ile ateşlen miş, en zalim müstebitlerin baskı ları altında bıle kaybolmıyarak ba- ıma muhtaç bir çocuk gibi millet- lerin bağrına sinmiştir. Netice ola- rak bu çocuk, demokrasi anlayışını haiz, müdrik ilhassa anla- yış ve idrakte azimli milletlerin e- linde büyümüş, bu sebat nisbetinde gelişmiştir. Asırlardanberi sabit - olmuştur ki hükümetler, çok zaman selâhiyet- lerını bilerek veya bilmiyerek sui- male götürmekte, hakımıyetı bir demago_ıı âleti haline getırınektedır- ler. Fazla olarak egoi ve ihtir: sın gittikçe büyüyen bır çığ gibi a- lıp yürümesi ile en aralık kapılar- dan süzülebilen istibdat, hükümet müteyal kkız fertlerın ölçülü kontrollerı onları tabif hakları aynı zamanda mesulıyetlerı olma- lhdır. Hükümete tabi olanlar ortada bir suç ve haksız sebebi olmasa ya- ni şahsi menfaatlerini baltalamasa bile, devlet tasarruf ve fiillerini, on- ların yalnızca kanuniliğini kazaf, idari ve siyasi yollarla murakabe ederek, demokrası ıflası Mevzuubahis rejim demok- rasisi olduguna -göre, bu yollar za- ten kendilerine açık demektir. Demi 0 raside azimli bir milletin hakların mukabılını teşkil eden vazıfelerı bun bit Siyasi rüşt, dem okratık zihniyet en sa- mimi bir şekilde aynı zamanda titiz- likle zihinlere yerleşmedıkçe, mıllet olarak uyanılam Fe belki san- dık başına zo! la rülemez. Fa— kat o, hiçbir tesir altında kalmadan, daima iyiye güzele meyyal yaradılı- -XXILI- şında esasen mündemiç bulunan demokrasi insiyakı ile oyunu kul- landığında mevzuubahis zihniyeti- ni ortaya koymuş t de- mokraside hakikatler karşısında susmamalıdır. Ama onun en uştuğu an, oyunu kullandıgı krasi, insanın şahıs ve haklansın kutsıl iğine inanarak, her. türlü fıtri ve fiili fari klılıkları naza- rı itibare almadan ferdin sprıtuel şahsiyetine müsamahasız bir te saygılıdır. Kendisine ait hakımı- yeti en kıymetli Ur emanet gibi hü- kümete tevdi eden halk, derece de- rece, fert fert demokrasinin gerçek- leşmesinde hükümete yardımcı olur- ken, onun bağlı olduğu ideolojinin gönüllü birer hürmetkarı 01 alıdır. Her- t kimse ılahlaştırılmasın Zira şıddet ancak düşkün ahlâklı kim- seleri kendine çeker. dıye n Einste- in, demokrasi ideolojisinin özünü, bir ilim adamı zaviyesinden böylece ifadelendirmektedir. Burada ayrıca şunu belirtmek icap eder ki, demok- rasi şu veya bu fertlerin veya sade- ce münevverlerin dâvası değildir. Herşeyden evvel hürriyet bahşeden demokrasi, bir ahlâk rejimidir de. Fert bu rejim- de mesulıyetlerının karşılıgını teş- kil eden haklar siyasi la ayarlamak zorundadır. Mümi sillerini seçerken, hukumetı kontrol ederken kanunen n hudut- ları a şmada mutevazı fakat uya- nık mantığı, demokrası ınsıyakı ile taşkınlıklara sapmadan onu benim- seyip kökleşmesıne çalış fert, Rousseau'nun "Vatandaşlık Dini" dediği siyast ahlâktan nasıpkardır Demokrasi, pervasız fertlerin rejı- mi değildir. Bu rejimde fert manevi silâhlarını D les'in kılıcı gıbı kullanmamalıdır. Bilhassa olçul demokrasi akıdele e uygun r fik re saygılı, makul lîkırl erini çekın- meden soyleyıp yazabilen medeni cesaret sahibi fertlerin teşkil ettiği bir millet, elbette demokrasi yolun- da ilerleyecek hatta koşacaktır. Fert aydı zamanda bütün bu haslet- lerini onlardan mahrum olanlara da aşılamaya, bu en lüzumlu gerçeği onlara da ifadeye çalışmalıdır ki kendı t'ıkırlerıne sapl nıp kalm 1Ş, zamanın gi idişine uyak ma- yan, iyiyi ve guzelı ayırt edemıyen u disiplinli bir. Günay DİKERMAN fertler de demokrasiyi haketmiş kit. leye iltihak edebilsinler. Zira de- mokrasi fikir taassubuna düşmandır. Bu zuda acaba şöyle bir su- al hatıra gelebıl r mi? Biz nasıl o- lur da günlük meşgalelerle zaten yorgun bir şahsı, görünüşte şahsi ıhtıyaçlarla ilgisi yokmuş gibi gö- rünen ve çok kımselere ilk nazarda anlaşılması güç gelen bu gibi me- selelere ilgi duymaya zorlıyabılırız ? da de de e hakkı değil m H bu sualler demokraside azmetmiş bir millet için man varit değildir. Toplum dâvala- rı hallolunmadan, siyasi huzursuz- luklar ortadan kalkmadan, kendısı- kl, ilerlemeye hiçbir za- kuvveti ile çözülemeyip bir tin her ferdinde az veya çok, ması icap eden ılerıyı görüş, basi- ret ve ıçtımaılık duygusunun birle- şerek halledebılecegı dâvalardır. Yukarıda demokr: şuuru şu veya bu sınıfı hesaba katma: dan her derece halkta uyanması lüzu- muna işaret etmiştik. Bu zarurete şunu ilâve etmek icap eder ki ay- dın, cahil diye ayrılamıyan, her se- viyedeki fertleriyle bir kül — teşkil eden millet, ıdarecılerı ile de bir bü- tündür. spotik bir rejimde idare edenlerle ona tabi olanlar a- rasında aşılması güç setler vardır. Halkın ekseriya olağanüstü bir kuv vet atfettıgı ve itimat ettiği bir hu— kümet, andaşların ana hak ve hurrıyetlerıne ve demokrasi akide- lerine aykırı bir tezi savunduğunda yahut demokratik bir rejimde her an bulunması icap eden tenkitlere şahsi ihtiraslarla düşmanca itham- larda bulunduğunda, herşeyden ev- vel onla: l a aynı milletten oldugıınu veya milletin refahı diye hül e- dılebılen gayenın, demokrasi şuu un herkes önce kendisinde u- yanmasını ıııtaç edeceğini bilmelidir. Kahramanlık sadece harplerde mevzuubahis değildir. DDemokrasi- nin sulh içinde, fakat harpteki ka- dar cesur ve azimli ordusunun mü- kâfatı, pırıl pırıl bir madalya de- ğil; pırıl pırıl bir semanın hürriyet dolu havası olacaktır. AKİS, 7 ARALIK 1957