nek'in Yaylı Sazlar için Yedi Parça- sı- gibi eserler de Türkiyede ilk defa çalınacaktır. Arel'in Bağa- telleri bundan önce kısmen çalınmış- tı; bu defa tamamı icra edilecektir. Aynı bestekârın Rilke Liedleri de tam seri olarak mezzo soprano Nec- det Demir tarafından teganni edile- cektir. Daha mleketımızde çalınmış ola! lar ında Adnan Saygun'un Vıyolonsel Sonatı Ulvi Cemal Erkin'in Piyano Konsertosu ve Bülent Tarcan'ın Süit'i vardır. can'ın, Yapı ve Kredi Bankası Kom- pozisyon Mükâfatını kazanmış olan bu eseri, Pertev Apaydın tarafından idare edılecek ve programı tama- men Turk musikisine tahsis edilmiş- bir fiları i —konserinde, Ankarada ilk defa çalınacaktı Festival olaylarından herbiri, ilgi Pertev Apaydın Özlenen şef çekici tarafları olan ve musikisever- lerı cezbedecek şeyleri dır Bunların asında, Devlet Opera ünlü bassosu Ayhan Baran'ın bır resitali, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası başke- mancısı Sedat Ediz'in ilk defa or- kestra idare edeceği bir konser -bu konsere solist olarak Suna Korad ile Özcan Sevgen katılacaklardır.- Sel- çuk ve Kâmuran Gündemir'in çift piyano resitali, Helikon Kuarteti'nin Turkıyede ilk defa Webern'in musi- kisi dinleteceği bir oda musikisi konseri, mail bakımdan büyük sıkın- tı ıçınde bulunduğu — halde artistik seviyesi bu yıl her zamandan daha üstün olan Helikon Orkestrasının bir konseri ve bu konsere üniversiteli bir genç piyanistin -Oğuz aran- İşti- rak etmesi, İhsan Kunçer ıdaresınde ki Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızı- kasının yıllardan beri vereceği ilk konser, fonografın gelişmesine dair AKİS, 5 ARALIK 1957 İlhan Mimaroğlu'nun vereceği konfe- rans sayılabilir. Ankara Musiki* Fes- tivali, "ilk"lerin bolluğu bakımından dikkat çekmektedir. Zaten festivalin kendisi de, yerli 'bir teşekkülün böyle bir hareket hasırlaması bakımından, bir "ilkedir. Gecen yıl neler gösterdi? 956 yılında Ankaranın musiki ha- yatında neler olup bittiği bir düşü- nülürse, Üniversiteli gençlerin hazır- ladıkları festıvalın ehemmiyeti daha irir. Gerçi'biten yıl, oldu hareketli geçmiştir. Robert Shaw Korosu, Dizzy Gillespie Orkestrası, Ballet Theatre Gebel Ham — Warfield, Henry Cowell gibi dünyaca sanatkârların ve sanat topluluklarının Ankar: yı Zİ: retleri, hiç şüphesiz ki başkenti, yıl lardanberi hasretini çektiği bollukta ve üstünlükte musiki olayları! vuşturmuştur. Fakat apaçık gorul» mektedir ki ancak yabancı sanatkâr- larsayesinde başkentin sanat hayatı biraz canlanabılmıştır Musiki hayatı- mız da erikan yardımı"na muh- taç hale gelmıştır Bu sahada kendi- lerinden iş beklenen resmi müesse- seler en basit vazifelerim bile yapa- maz duruma düşmüşlerdir, 1966 yılı boyunca Filarmoni Orkestrası devamlı bır şeften mahrum kalmış, memleketlerinde nasıl ekmek parası kazanabildiklerin akıl — erdirilemi- yen ehlıyetsız mısat'ır şefler yüzün- den icra seviyesi gitgide düşmüştür. Geçen mevsim olduğu gibi bu mev- sim de Filarmoni Orkestrası, mutad konserlerim bile veremez hale gel- miştir. Devlet Operası 1956 boyunca, bi- birinden kötü temsiller ortaya çı- karmış, hele 1956-57 mevsiminin ilk kısmında <bir operet —hariç- hiçbir yem eser sahneye koymamış, Ekim, Kasım ve Aralık ayları, biri geçen mevsimden kalmış, diğeri birkaç yıl önce oynanmış iki operanın tekrar ıy- la geçiştirilmiştir. "Repertuar tiyatro- su" sistemine gideceğim vadeden Devlet Operası yeniden, bir operayı haftalarca Ustüste oynama usulüne donmuştur Fakat bu defa temsille- rin kalitesi -hernekadar opera kad- rosunda değerli şeşler varsa da- bir- kaç yıl öncesiyle kıyaslandığı zaman bile çok aşağıda kalmaktadır. Dev- let bütçesinin maddi an cö- mertçe destekledıgı bir operanın sa- nat bakı n bu üzücü hale düş- mMesi, 1956 yılında verılen'her temsil- de, opera idarecilerinin ya kayıtsız- İığını, va da lyakatsızlıgım belli et- Böyle bir durum karşısında Anka- ranın musiki ihtiyacını ancak, husu- si teşebbüsler karşılayabilirdi. Heli- kon Derneği, içinde bulunduğu maddi sıkıntı yüzünden , -aynı manda da anat heyecanı taşıyan ve derneğe faydalı olmak isteyen uyelerın mev- 'cut olmaması ve bütün işin bir tek a- dama, Bülent Arel'e, yüklenmesi sebe- MUSİKİ biyle- yaptığı işlerin sayısını gitgide azaltmağa mecbur kalmış ve her ba- kımdan iflâsın eşiğine yaklaşmıştır. Ses ve Tel Birliği, çalışmalarına muntazam bir tempo ile devam et- mekte, kaliteli konserler hazırlamak- adır. An b erneğin de maddi durum teşebbüs kabılıyetı pek parlak olmadıgından konserler. Der neğin pek a: yıda dınleyıcı alabı- len lokalmde verılmekte alka ak- setmemekte, sadece dernek üyeleri- nin istifadesi düşünülebilmektedir. Geriye, geçen yıl kurulan Üniversite Müzik Derneği kalmaktadır. Bu der- nek şımdıye kadar verdiği bir iki konserde, işini ciddiye aldığını belli etmiştir. Dernek, ilk muazzam teşeb- büsüne, gelecek hafta başlıyacak fes- tival işiyle girişmiştir. Ankaranın musikiseverleri konsere gıtme ıtı— Bülent Arel Helikon'un ağır sıkleti yadım kaybetmedılerse, cazip bir programla halk — huzuruna derneğin başarıya ulaşacağı, tival olaylarından herbirinde —sa- lonların tamamen dolacağı tahmin olunabilir. Festival olaylarından üç tanesi -Cumhurbaşkanlığı Orkestra- sının iki ve Helikon Orkestrasının bir konseri- paralıdır Bu konserlerin uçune birden bilet alanlara, davetiyeli konserler için bedava davetıye verilmektedir. Geri kalan olaylar içinse giriş serbesttir. On olaydan ancak üç tanesine bılet ücreti koyan Üniversite Mü neği, festivalden büyük bir maddî ka- zanç ümit edemez. Fakat Ankaranın musiki festivali halkın rağbetini kazandığı ve bu bakımdan başarıya ulaştığı takdirde en azından derneğe, gelecek yıl da aynı hareketi tekrar- lama cesaretini verir. Bundan da her- şeyden önce musikimiz faydalanır. 31