Kapaktaki Kıbrıslı Dr. ecen ayın ortalarında, Başba- kan Adnan Menderes İngiliz Müstemlekeler naziri Lennox-Boyd ile vaki görüşmesinden sonra acele beyanatını yaptığı sırada, Kıbns- taki L yaşlıydı. luydu. Esmer teniyle tezat teşkil eden bembeyaz saçları ve eski mo- da gözlük çerçevesi ile nazarı dik- kati çekiyordu. Adı Faiz Kaymak'tı. Orta yaşlı yolcu, buğday tenli ve tıknazcaydı. Neşeli bir mizaca sa- hip olduğunu gösteren yapısına rağ- men, o gün pek düşünceli bir hali vardı. Adı Fazıl Küçük'tü ve dok- tordu. Fakat Kıbrıstaki şöhretini, mesleğinden çok siyasi sahadaki ça- lışmalarına borçluydu. Türk Hava Yolları uçağı ile Ankaraya bu iki yolcu, Kıbrıs Türk cemaatı nın temsilcileriydi. yolculuğa Türk Hükümeti tarafından yapılan bir davete icabet etmek maksadıy- la çıkmışlardı. umhuriyet Hükü- meti, Radcliffe plânını inceleyip bir cevap hazırlamaya çalışırken, önce öne süreceği mukabil — teklifler baklanda Kıbnstakı Türk cemaatı- nın da reyini almakta fayda gör- müştü. Türk cemaatı — temsilcileri Radcliffe plânıma bazı ufak tefek değişikliklerle pekâlâ ışleyebılecegı kanaatındaydılar. Mese zınlığı temsilcilerine veto hakkı ta- nınması ve taraflardan birinin Türk cemaatına mensup olduğu hallerde- ki mahkemelerin Türk — hakimleri tarafından görülmesi gibi değişik- likler plânı sayanı kabul hale geti- rebilirdi. Fakat bu hal tarzına, Yu- nanlıların hüsnükabul göstermiye- ekleri muhakkaktı. Bu sebeble, Kıbnstaki Türk Cemaatının temsil- cileri, Kıbns meselesine muhakkak bir kal tarzı bulunmak isteniyorsa, Taksim fikri üzerine eğilmenin en iyi yol olduğuna inanıyorlardı. çi nüfus bakımından ekalliyette kalmalarına rağm mezru arazi- nin © 40 ından fazlasına sahip bu- tahakkukunda birçok güçlüklere yol açacaktı. Ama bu güçlüklerin giderilmesi uzun mü- zakerelere ve Taksim prensip olarak taraflarca kabul edildikten sonra pekâla mümkün olabilirdi. Esasen, 120 bin Kıbrıslı Türkü etrafına top- layan "Kıbns Türktür Partisi"nin gayesi, Adanın Yunanistana ilhakı- nı önlemekti. Bu partinin Başkanı olan Dr. Fazıl Küçük'ün uzun siya- si bu kelimelerle ifade edilebilirdi: Enosis'l önlemek, Türk cemaatının siyasi ve içtimai hakla- rını korumak.. Bundan 50 yıl önce Lefkoşe'de AKİS, 5 ARALIK 1957 dünyaya gelen Fazıl Küçük, fakir bir ailenin çocuğuydu. Babası Meh- met Küçük, fakrü zaruret yüzünden mektebe gidememiş ve okuma yaz- ma bile öğrenememişti. Bu sebep- 7 çocuğunu da okutmak için hiç- bir fedakârlıktan kaçınmamıştı. Bir taraftan nalbantlık yapıyor, diğer taraftan çiftçilikle uğraşıyor ve ço- cuklarını "“okumuş adam" yapmaya çalışıyordu. Mehmet Küçük, okuma yazma bilmemesine Trağmen gün- dük hâdiselere karşı büyük bir me- rak beslerdi. Bu sebeble akşam e- ve gelirken birkaç gazete alır ve bunları oğlu "Fazıla okutarak dik- katle dinlerdi. İşte Fazıl Küçük'ün siyasetle teması ve bu bahislere karşı alâka duyması bu sıralarda başlamıştı. İlk ve orta tahsilini Lef - köşede tamamlayan Fazıl Küçük sonra İstanbula gelerek liseyi bitir- miş ve tıbbiyeye girmişti. Fakat o sırada önüne çıkan bir fırsattan is- tifade ederek evvelâ Paris'e, sonra Lausanne'a geçmiş ve tıb tahsilini orada tamamlamıştır. İki sene İs- viçre hastahanelerinde asistanlık yaptıktan sonra memleketine dön- müş, bir taraftan icrayı tababet e- derken, diğer taraftan da siyasetle meşgul olmaya başlamıştı. 1942'de Kıbrıs'ın tek Türkçe gazetesinin -Söz Gazetesi- sahibi olan Remzi Okan hayata gözlerini kapayınca, Dr. Fasıl Küçük dostlarının ısrarıy- la, İkinci Dünya Harbinin bütün şid- detiyle devam ettiği bir sırada Hal- kın Sesi'ni tesis ve çıkarmaya baş- lamıştı. Gazete çıkarmak Dr. Fazıl Küçük'ü büsbütün siyasi gailelerin içine sokmuştu. Harp sırasında yaptığı tenkitler Kıbrıstaki mahalli hükümetin hoşuna — gitmediği İçin gazetesi önce 3 ay kapatılmış, tek- rar İntişara başladığı zaman da kâ- ğit kontrolünü elinde tutan hükü- met tarafından kağıtsız bırakılmış- tı. O zamanlar 1 İngiliz lirası kıy- metindeki bir top kâğıda karabor- sa fiyatıyla 20 İngiliz lirası ödiye- rek neşriyatını tatil etmeyen Fazıl Küçük, hazan gazetesini bakkal ve- ya helvacı kâğıdına basmak zorun- da kalmıştır. Bu haksızlığa açtığı mücadele kampanyası, Küçük'ün İngiliz, düşmanı olarak hükümetin kara listesine geçmesin- den başka netice vermemişti. Bu hal tam dört sene, harbin sona er- mesine kadar devam etmişti. Har- bin sona ermesinden sonra 1931 Rum isyanıyla kaldırılan bası de- mokratik haklar, Kıbrıs halkına ia- da edilmişti. Bu tadilât neticesinde halkın belediye seçimlerine iştiraki mümkün kılındığı için Fazıl Küçük teşkil ettiği bir grupla seçimlere katılmış ve ezici bir çoğunlukla ga- lip gelmiştir. Bu hâdiseden sonra kurulan Türk Azınlıktan — Kurumu - © FAZIL KÜÇÜK adlı siyasi partiye katılan Fazıl Küçük idare heyetindeki bazı kim- selerin fikirlerine iştirak imkânını bulamadığı için bazı arkadaşlarıyla beraber istifa etmiş ve Kıbrıs Milli Türk Halk Partisini kurmuştur. Bu parti kısa zamanda halkın rağbet ve itimadına nail olmuş, birkaç ay içinde bütün kasaba ve köylerde teşkilâtını tamamlamıştı. Bu parti- nin gayesi Adanın Yunanistana i hakim önlemek, Türkiye ile birleş- mesini temin etmekti. Bu iki parti 1948 yılına kadar ayrı buldan gelen bazı zevatın tavsiye- siyle birleşmiş ve ismi Kıbrıs Milli Türk Birliği olmuştur. Dr. Fazıl Küçük gene çoğunlukla bu partinin de Başkanlığına seçilmiştir. 1954'e kadar fan isini altında çalışan parti, bu tarihte ismini değiştirerek "Kıb- rıs Türktür Partisi" adını almıştır. Halen Kıbrıs'taki tek Türk Partisi- dir. Partinin Başkam Dr. Fazıl Kü- çük, partisinin rakipsiz olduğunu ve 120 hin Türkü etrafına topladığını, birkaç sene önce baş, gösteren mu- halefet cereyanının kökünün kazın- mış olduğunu iftiharla söylemekte- dir. "Bugün artık ortada ne yaptı- ğımız işlere muhalefet edecek tek bir şahıs, ne de bize hücum edecek diğer unsurdan eli kalem tutan kim- se kalmamıştır. İftiharla söyliyebi- lirim ki, 120 bin Türk bugün tek bir cephe halinde birleşmiş, Adanın Yunanistana ilhakını önlemek, hak- tanımızın çiğnenmesine mani olmak için yanıbasımızda yer almıştır Bütün Ada Türklerinin gayesi 80 seneden beri hasretini çektiğimiz şanlı bayrağımıza kavuşmak, Türk idaresi altında yaşamaktır". Dr. Fazıl Küçük bu neticeye var- mak için geçilmesi gereken yolların ne gibi zorluklarla dolu olduğunu gayet iyi bilmektedir. Yunan talep- lerinin hudutsuzluğunu, tedhiş hare- ketlerinin feci akıbetlerini gözleriy- le görmüş, yakından takip etmiş- tir. Adadaki diğer cemaata karşı gazetesiyle giriştiği mücadele neti- cesinde 50 defadan fazla mahkeme- nin karşısına çıkmış ve Halkın Se- si bu yüzden para cezası ve tazmi- nat olarak binlerce İngılız lirası ö- demek zorunda kalmıştı Lennox-Boyd'un Turkıye ve Ya- nanistanı Zziyareti, Başbakan Ad- nan Menderes'in acele beyanatı ve geçen hafta T. B. M. M. nde yapılan açıklamalar Kıbns Türk cemaatı- nın gözlerini ve ümitlerini, mankinden daha çok, Cumhuriyet Hükümetine çevirmelerine yol aç- mıştır s Türk cemaatı arzu ettik- leri neticelere ulaşmaya lâyıktır ve bu iş için gereken cesareti, müca- dele azmini fazlasıyla gostermıştır 11