K A D Sosyal Hayat Faaliyet ayı 956 senesinin son ayı, Ankaralı ka- dınların büyük faaliyet gösterdik- leri bir ay o oldu. Kadın Cemiyetleri- nin bir çoğu sık sık toplantılar yap- tılar, mühim faaliyet programları tesbit ettiler ve bu faaliyetlerini ger- çekleştirebilmek için — bilhassa gelir olları yılmak bilmeyen bir enerji ile çalıştılar. Faaliyet hareketını ay- başında Ankara Palas salonlarında verilen büyük bir balo ile Yardımse- venler açtı. Artık bir teşkilâtlı mües- sese şekilinde çalışan bu cemiyet, ye- ni kurulan daha birçok yardım cemi- yetleri için cesaret verici bir örnekti. Çünkü bu teşekkül de senelerce evvel, kasasında beş lira ile işe baş- lamıştı. Bu yolda sebat eden, kaza- nıyordu. — Yardımsevenler balosunu Ankara Soroptimist kulübünün ye- mekli defilesi takip etti. Bir hafta sonra da Türk kadınları, Amerikan sefirinin evinde tertip ettikleri bir de- file ile yardıma muhtaç çocuklara büyük bir gelir sağladılar. Bu sırada memleketimizdeki mü- him bir dâvaya el atan Verem Sa- vaş Derneğinin çalışkan hanımları hayırlı bir projeyi tahakkuk ettir- mek için canla başla çalışıyorlardı. Geçen seneden beri ecnebi firmalar- dan topladıkları yardım dövizleri ile memlekete "seyyar bir röntgen ma- kinesi" kazandırmak üzereydiler. Bu seyyar röntgen makinesi ile civar köyleri taramak, — hastalığı memba- --da ve — başlangıçta — yakalamak mümkün olacaktı. Verem Savaşın yenı sene içinde tahakkuk ettirece- ği bir başka proje de, kat'i şekilde karar altına ahnmıştı Tüberkülozlu hamile kadınlar için yeni bir hasta- hane açılacaktı. Tüberkülozun irsi olmadığı malümdur. Ancak doğum- dan sonra hasta annelerin yavrula- rına bu menhus hastalığı geçirdikle- ri de bir hakikattir. Hususi hastaha- nelerde, anne tedavi görürken çocuk da ayrı bir odada, kovuşta büyütü- lecek, anne iyileşinceye kadar onun- la teması kesilecektir. — Böylece Ve- rem Savaş Derneği asli gayesıne yani hastalıgı dogmadan boğm gayesine doğru geniş bir adım atmış olacaktır. Gene Aralık ayında Kadınlar Bir- liği geniş bir eğitim programının tat- bikine başlamıştır. Okuldan mahrum kalmış, okuma ve yazma bilmeyen kadınlarımız için açılan kurslar fa- aliyete başlamıştır ve Haziran ayın da tahminen 200 kadar mezun vere- cektir. 20 yaşından itibaren her ka- ın bu kurslara devam edebilir. Al- fabe kursları yanında metodsuz biç- ki ve dikiş kursları, ev idaresi, ço- cuk bakımı kursları da vardır. Bu kurslarda talebelere umumi bir ha- yat bilgisi, biraz — kültür, muaşeret, AKİS, 5 ARALIK 1957 I N ahlâki telâkkiler, aile bilgisi de ve- rilmektedir. Bu işi gönüllü öğretmen- r ve Kadınlar Birliğine mensup gö- nüllü hanımlar üzerlerine almışlar- Kadınlar Birliği bu — şekilde Türk kadınını fikren kalkındırmak yolun- da adımlar aterken, Kadının Sosyal Hayatım Tetkik Kurumu da fikri a- raştırmalarına devam etmiş ve dör- düncü kitabını hazırlamıştır. Birin- ci kitap Fransada ve Türkiyede ka- dının çalışma şartlarını mukayese e- den bir tetkik eseridir. İkinci kitap “yabancı memleketlerde kadın hare- ketlerini" izah ediyordu. Uçüncüsü Türk kadın muharrirlerinin eserlerini ihtiva ediyordu. Bu son ay içinde ha- zırlanan dördüncü, kitap, çalışan ka- dınlarımızla yapılan bir anketten çı- karılan neticeleri izah etmektedir. Anket çalışan bir kadınla yapılmış- Gene Aralık ayı içinde Hayvanla- rı Koruma Cemiyeti yararına yapı- lan balo 30 bin lira gelir temin etti. Kor Diplomatik bu balo ile bilhassa alâkadar oldu. Baloda sefireler ve kız ları gönüllü olarak çalıştılar. Medeni cemiyetlerde sokaklarda başıboş do- laşan serseri hayvanlara tesadüf e- dilmez, kadınlarımızın bu dâvaya da el atmaları zaten beklenirdi. Ankarada cemiyet için çalışan gö- nüllü hanımların en çok faaliyet gos— terdikleri bir yer de Türk El San'at- larını Tanıtma Derneğinin Adil Handaki satış mağazası olmuştur. Anadoludan sevkedilen güzel el iş- leri yanında, burada yapılanlar da vardır. Çevrelerle yapılmış yeni tak- vimler, çevrelerden imal edilmiş al- bumler demir ayaklı hasır sehpalar yeni seneye girerken hoş buluşlardır.. Süreyyada bir yemek Gene Aralık ayı içinde, birçok şık ve zarif hanımlar acele adımlar- la Kızılaydaki saate baka baka oysal apartımanının önündeki dar yola saptılar. Saat birdi ve o gün le yemeğinde Süreyyada buluşacak— lardı. Süreyyadaki öğle yemeğini tertip eden, Arnavutköy Amerikan Kik Ko- lejlılerı Dernegı idi. Ankarada topla- nan bu faal İstanbullu hanımların dövizi şu idi: "Hem çalışalım, hem eğlenelim".. Senelerden sonra birbir- lerini bulan çok eski arkadaşlar mek- tep sıralarındaki kadar neşeliydiler, gülüyorlardı.. Yemek ortasında ba- zan çok eski bir mektep şarkısını tutturuyorlardı. Her cemiyet gibi en çok ehemmiyet verdikleri, sosyal yar- dım kollarıydı. Tahsillerini yarım bı- rakmak durumuna düşen ralışkan ço- cukları himayelerine alıyor ve maddi yardımlar sayesinde bu gibi çocukla- rın okullarına devam etmelerini! sağ- lıyorlardı. Sosyal yardım, yalnız maddi değil manevi bakımdan da ele alınabilecek birşeydi. Derneğe men- sup bazı hanımlar Çocuk Esirgeme Kurumunda gönüllü olarak çalışıyor- lardı. Keçiörendeki Çocuk Yuvasına giderek orada çocuklarla meşgul ölü- yor, onlara alâka gösteriyorlardı. Bu kimsesiz çocukların maddi ihti- yaçları yoktu. Ama ne de olsa bir anne, bir abla, bir kadın şefkatinden, yakınlığından tam olarak istifade e- demiyorlardı. Onların bildikleri ve sevdıklerı kelimeler vardı: "hade- nedir biliyorlardı, "hemşire"yi de ıyıce tanıyorlardı, r memu- ru" kelimesi de onlara hıç yabancı de ildi.. Ama "denizi', "vapur", "tank", "uçak" gibi kelımeler onla— ra bır haylı yabancı geliyordu. Gö- Kimsesiz çocuklarla meşgul olan hanımlar Asrın kadınının yeni vazifeleri 25