KADIN nüllüler gidecek —onlara resimli ki- taplar götürecek, hayata ait tablo- ları onlara, tıpkı bir bir gibi anlatmaya çalışacaklardı.. gönüllüler yeni vazifelerini o kadar severek anlatıyorlardı yemeğinde dört yeni kaydedildi. Aynı — şekilde olarak Tıp —Fakültesine — gidenler de vardı.. Bunlar hastaların mektup- larını okuyor, onları teselli ediyor, meşgul oluyorlardı Amerikan Kız Kolejlileri Derneği Başkam Nermin Streater'in bu se- ne için gayet enteresan bir projesi vardı: Taşradan gelerek yurtlarda kalan talebelere bir yakınlık göster- mek, onlara bir abla nasihati verebi- lecek kadar yaklaşmak, — arkadaşlık kurmak, onları evlere davet ederek muhitlerini genişletmek. Yuva'daki çocuk İhtiyacı: — Biraz — şefkat Taşra ile büyük şehirleri yakınlaş- tırmak, dâvalara nüfus edebilmek bakımından, bu proje muhakkak ki çok ehemmiyetli idi. Nermin Streater ve arkadaşları önce yurtları gezecek, mevzuu ve ihtiyaçları — iyice tesbit sonra harekete geçeceklerdi. yandan kültür kolu faaliyet raporla- rını veriyor ve yeni üyeler, yeni gö- nüllüler kaydederek, gülerek ve eğle- nerek çalışıy rlardı. nımlar gene telâşla saate bakıyorlar- dı.. İçlerinden bir Ççoğu çalışıyordu ve bir çoğu daireye, büroya biraz ge- cikmişlerdi. 26 Dertlerimiz azetelerdeki okuyucu mektup- la rı s pa alılığından şikâyet eder, bazı tenkitlerde bulunursa onu maksa- dı mahsus ile hareket etmekle suç- landırmak mümkündür. Ama adre- sini bildiren bir masum vatandaş 144 ra ile bir ay nasıl geçindiğini yapılacak şey, yalnızca derdine bir çare aramaktır. Gene filânca partıye mensup bir şahsın, bir gazetecinin veya bir ilim adamının çıkarılan filânca ka- nunun mahzurlarım sayıp dökmesi fena karşılanabilir. ve kendisinin bazı töhmetler altında tutulmasına sebebiyet verebilir. Fakat şayet bir vatandaş kanunun kendisini şu veya bu şekilde mağdur ettiğini bildirine, akan sular durur. Eğer böyle bir sütunda bir er- kek karısından değil de, bütün ka- dınlardan şikâyet edecek olursa, doğrusu kimse onu hır çıkar- makla suçlandıramaz. Düşünceleri belkı yanlıştır, belki doğru.. Fakat akkak samimidir. İçtımaı dert- ler için de bu böyledir, dilekler ve şikâyetler için de.. Okuyucu mektuplarından İnsan pek çok şeyler öğrenir.. Cemiyetin aksaklıkları, ihtiyaçları, iştiyak- ları, umumi seviyesi sık sık bu ay- naya akseder. Kendi müşahedeme dayanarak söyliyebilirim ki son se- nelerde oraya en evzu olan şey hayat pahalılığıdır. İkinci de- recedeki şikâyet mevzuu ise ka- dınlara yapılan sarkıntılıklardır. zerinde durmak sarkıntılık mevzuu cemiyetlinizin muhtelif cereyanların — tesirinde nasıl bocaladığına kuvvetli bir de- lildir. Vakıa kimse sarkıntılık eden erkekleri tasvip etmiyor. Fakat kimi tramvaylarda kısa kollu elbi- seler giyinerek dolaşan kadınları kabahatli buluyor, kimi kadına ha- lâ bir süs eşyası gözü ile bakan istediğim bu Cinsi Hayat Erkeklerin bilmedikleri uhakkak ki kadınların cinst ha- yat mevzuunda birçok bilmedik- leri vardır. Fakat aynı mevzuda er- keği daima bilgili, daima — tecrübeli tasavvur etmek de hakikaten yanlış Bilhassa izdivaç problemleri üze- rındekı etüdleri ile nam yapmış olan Amerikalı Dr. Abraham Stone'a göre erkekler de bazan tıpkı kadınlar gi- Jale CANDAN şarklılığımızı tenkid ediyor, kimi de dairelerde ve yollarda yapılan sarkıntılıklar yüzünden kantarını ve kızlarını çalışturamıyacaklaruumn ileri sürüyorlar, öyle zannediyo- um ki en münevver erkeklerimizin arasında dahi bu yanlış zihniyetle hareket edenler vardır. Çalışan ka- dına daha çok sarkıntılık edileceği fikri o derece yanlıştır ki, Anado- lunun en ücra bir köşesinde dahi çalışan gene bır öğretmen kıza hu- susi bir hürmet gösterilir. Yoksa her sene muhtelif mekteplerden mezun olan yüzlerce kızımızın dağ başlarınmıa giderek, kendi kendileri- ne oturup çalışmaları aradaki iç- timai hayat şartları ile kabili izah ıdir? Zaten herşeyden evvel sarkıntı- lık etmenin ne olduğunu izah et- mek lâzımdır.. Sarkıntılık etmek, istemeyen bir kadını ısrarla takib etmek, lâf atmak, rahatsız etmek- tir ve bu kötü, ıptıdaı âdet bug ancak kadınların kapalı oldukları yerlerde mevcuttur. Kadınlar kapa- li oldukça sarkıntılık artacaktır. Nitekim geçenlerde tanınmış bir muharririn yazdığı gibi çarşaf dev- rinde sarkıntılık yalnız lâfla değil, bilfill hareketle de yapılırdı ve bu- gun hafızalarımızı durduracak bir "çimdik" modası mevcuttu. Evet, kadın kapandıkça sarkın- tılık artar, hür ve serbest hareket ettikçe, şereflı bir çalışma hayatı- na atıldıkça bugün tıpkı Batıda ol- duğu gibi, sarkıntılık ortadan kal- kar. Vakıa son zamanlarda bazı va- him sarkıntılık hikâyelerine şahit olduk. Fakat bunlar aradığı muva- zeneyi henüz bulamayan bir cemi- yetin çektiği sıkıntılardır. Halk tabakalanın seviyeleri birbirine yaklaştıkça ve kadın, batılı mâna- a hür olmayı anladıkça sarkıntı lık hâdiseleri kendi kendine kay- bolacaktır. i sene evvelini bir düşünecek olursak, "çimdik" mo- dasından "lâf atma" modasına doğ- ru gene de bir terakki kaydettiği- mizi kabul etmek icabedecektir. Bu da ümit vericidir. bi cinsiyet bahislerinde tamamıyla bılgısızdırler Aslında kadın teşekkü- kadın mekanizması- nı hakıkaten tanıyan pek az erkek mevcuttur. Çok kadın tanımış olmak, çok kadınla yaşamış olmak bir erke- ğe icabeden bilgiyi vermek balonun- dan daima tesirli değildir. Kadınların başlıca şikâyeti r. Abraham Stone "Erkeklerin cinsi hayat mevzuunda bilmedik- leri şeyler" isimli makalelerini kadın- AKİS, 5 ARALIK 1957