Anadolu köylerinden birinde sürü unutulan şekli Köylüyü — kalkındırmanın İmkânı bulunabılecegı iddiası üzerin- de durmak gere İktisadi sahada bugünkü başıboş gidişin tersine planlı bir çalışma ile kalkınma hamlesine hız yermek için çalışılırken, mali sahada da bilhassa vergi, siyaseti ile alakalı değişiklikler yapılmalıdır. Milli gelir dağılışındaki adaletsızlıgı önlemek için vergi tesir- li bir silâ olarak kullanılmalıdır. Meselâ yüksek zirai gelirler mutla- ka vergilendirilmelidir. Kısacası hem yatırım faaliyeti de- vam etmeli, hem de büyük bir vatan- daş kıtlesının ağır bir yük altında ezilmesi önlenmelidir. Kalkınmada fedakârlığa katlanmak şart — olduğu açıktır. Ama bu fedakârlık bir nesil- den, daha doğrusu bir nesli teşkil e- den insanların sadece bir kısmından beklenmemelidir. 1957 bu bakımdan ne getirecektir? Bunu bugünden tam bir kesinlikle söylemek şü phesz imkânsızdır. Fa- kat 1957'nin ilk hediyesi olarak ya- kında yürürlüğe girecek olan bütçe, bugunku tasarı şekliyle, pek ümit verici görünmemektedir. Petrol Gözler kuyuda Petrol sıkıntısı göçen hafta içinde m yurdumuzda hem de Avru- pada kendini hissettirmekteydi. Sü- veyş Kanalı Nasırın kasten batırttığı, gemilerle tıkalı idi. Batılılar, tabii baş la Fransa ile İngiltere, Kanalın açıl— ması için çırpınıyorlardı. Ameri nın petrol yardımı için bazı şartları AKİS, 5 ARALIK 1957 ileri sürmesi onları kanalın açılması faaliyetinde daha telâşlı kılıyordu. A asır henüz Cumhurbaşkanı Batırttığı gemilerin süratle çıka- rılması, Kanalın yeniden — açılması işine gelmezdi. Batı Avrupanın her geçen gün biraz daha fazla sıkıntı duyması Nasır için hedef ve başarıy- dı. Bu yüzdendir ki bütün siyasi maharetini — kullanarak — temizleme işini geciktirmeğe çalışıyordu. İngiltere ile FHransanın elinde bu güç işi sür'atle görebilecek malzeme de vardı, personel de.. at Nasır bu personelın çalışmasını ıstemıyor- du. İngiliz, ve Fransız gemileri ve tec- hizatı Kanalda kullanılabilirdi. Fa- kat personel asla!. Görüşmeler bu se- beple bir hayli uzadı. Çeçen hafta içinde ajansların ver- dikleri haberlere göre Nasır inadın- dan vazgeçmiş, İngiliz ve Fransızla- rın kendi vasıtaları ile Kanalı temiz- lemelerine razı olmuştur. Bu haber milyonlarca insan için bir müjde yerine geçmiştir. Ne var ki petrole kavuşmak o kadar kısa zamanda mümkün olamıyacaktır Uz- manların tahminlerine göre Kanalın yeniden geçişe açılması ancak hafta içinde —mümkün olabilecektir. Yani bugünkü duru hiç değilse Marta kadar sürüp gidecektir. Ajanslar bu — havadisi — yaydıkları sıralarda başta Zafer olmak üzere Türk gazeteleri, bir başka müjdeyi yurda yayıyorlardı. Yeni — kuyuların açılmakta olduğu Garzan'da son günlerde bol miktarda petrole rast- lanmıştı. Garzan, Kamandan sonra ikinci petrol araştırma sahası idi. Bu idi. İKTİSADİ VE MALİ SAHADA bölgede kuyular açılıyor, netice ümit ve merakla bekleniyordu. Bunlardan biri olan 17 numaralı petrol kuyusu- nun sondajına başlanan iki ay kadar olmuştu. Bu devrenin sonunda bu ku- yuda bol miktarda petrol olduğu an- laşılmıştı. 21 numaralı kuyu da aynı urumda idi. Bir de 22 numaralı ku- yu vardı ki jeolojik durumu bakı- mından bilhassa dikkati çekiyordu. İşte son günlerde bu üç kuyunun bir- biri arkasına petrole girmesi ve pet- rol tabakasının Garzan istikametinde büyük bir gelişme göstermesi bu böl- genin petrolce zengin olduğunu ispat etmişti. Garzan petrol bölgesinden, istihsal edilen ham petrol borularla Batman rafinerisine gönderilmekte, orada tasfiye edildikten sonra yur- dun bir kısım ihtiyacı karşılanmak- tadır Başı dertte Suriye Batı Avrupa memleketleri petrol- süzlük yüzünden çeşitli güçlüklere uğradıkları bir sırada Suriye onların bu haline gülmek fırsatı elde edeme- di. Çünkü Batıyı yaralamak için attı- ğı ok aynı zamanda kendini de yara- lamıştı. Son haftalarda Suriye bunun tesirini Öyle ağır hissetmeğe başla- mıştı ki ihtiyacı olan petrolü sagla— ması için Lübnan üzerinde siyasi bas- kı tedbirlerine, hatta tehdide başvur- mak zorunda kalmıştı. Hatırlanacağı gibi Süveyş Kanalı- nın İngiliz ve Fransız birlikleri tara- fından işgal edilmesi üzerine birçok rap memleketlerinde Batı aleyhin- de gösteriler olmuştu. Bu arada yer yer petrol tesisleri tahrip edilmişti. Bunlar arasında Suriyedeki bazı te- sisler de vardı. Irak petrollerinden bir kısmını Akdenize akıtan petrol borularından bazıları Suriyeden ge- çiyordu. Bu tesislerin bir parçası o- lan üç büyük pompa istasyonu milli- yetçilik duyguları ile Suriyeliler ta- rafından tahrip edildi. Bu hareketin maksadı Batıyı zarara uğratmaktı. Batı gerçekten Zzarara uğradı. Ama Suriye de en az o kadar zarara uğ- radı. Bu arada başka Arap devletle- ri de aynı duruma düştüler. Tahrip- ten en' fazla muteessır olan Arap, memleketi İra Bugün bu istasyonların ne durum- da oldukları hiç kimse tarafından bilinmiyor. Çünkü Suriye, Irak Pet- rol Şirketi mühendislerinin bile pom- pa istasyonlarına girmelerine izin vermemiştir. Ancak şirketin güveni- lir kaynaklardan —öğrendiğine göre istasyonlar kullanılmayacak derece- de hasara uğratılmıştır. Gene şirket yetkililerinin belirttiklerine göre bu işi yapacak personel, Suriyeliler ara- sında mevcut değildir. Anlaşılıyor ki işe bir yabancı parmağı karışmış ol- ması kuvvetle muhtemeldir. Bugün Suriye bir taraftan Lübnan dan petrol sağlamağa çalışırken bir taraftan da Arabian American Oil Company'den petrol alabilmek için, Kral Suud'un yardımını elde etmeğe uğraşmaktadır. 21