MÜZAKERESİNİN HATIRLATTIKLARI Öktem - Mahmudoğlu - Baban - Bilgin Tuşa gelen pehlivanlar karşı daha sağlam garantiler aramalı, başka ihtimal- leri göz önünde tutmalıydık. İşin ehe mmıyetlısı, bu hakıkat Orta Doğuda da an- lamışa benzemiyorduk. Ethem Menderes konuşmasın- da öyle bir açıklamada bulundu ki bunun üzerinde durmamak için soru sahiplerinin hakikaten söyleni- len sözlerin mânâsını anlamamaları lazımdı. Dış İşle- ri Bakan vekili aynen şöyle dedi: "Mısır ve Suriye matbuatının ve radyolarının yaptık- ları neşriyat meydandadır. Memleketimizdeki sefaret- lerinin dahi, maalesef, tahammülü aşan hareketleri karşısında milletlerarası kaideler mucibince bazı ted- birler almağa bile mecbur olacağız". Bu, hükümetin işi Mısır ve —Suriye ile diplomatik münasebetleri kesmeğe kadar götürmek niyetinde ol- duğunun en açık ıfadesıydı Boyle birşey hasıl düşünü- lebilirdi! Anlaşılıyordu ki Ankarada Orta Doğu mese- leleri hakikt veçhelerıyle görülemiyor. Nitekim Baş- kan Eisenhower'in sonradan aldığı vazıyet karşısın- da hükümetin bu projesinden vaz geçmiş olduğu tah- min edilebilir. Ama Türkiye demek ki yanlış bir adım atmak üzereydi. Sonra Türkiye Dış İşleri Bakan ve- kilinin, hem de Meclis kürsüsünden, münasebette bu- lunduğumuz iki devletin hükümetinin o memleketler halkını temsil etmediğini ileri sürmesi tarifi gayrıka- bil bir siyasi hataydı. Mısır ve Suriye hükümetlerini gayrımeşru ilân etmek, onlarla münasebetlerimizi an- cak kötüleştire bilirdi. Üstelik, bunun devletlerarası münasebetlere uyan bir tarafı yokt Böyle bir söz me- sul hükümet adamımızm ağzından nasıl çıkmıştı' Haki- katen akıl duru Zaten Ethem Menderesin Orta Doğu politikası ola- rak çızdıgı, ancak Irakın görüşü olabilirdi. Biz, birbir- lerini yiyen Arap devletlerinin, hatta devletlerinin de değil, devlet adamlarının arasına niçin giriyor, birini ötekinin aleyhine olarak destekliyorduk? Bizim men- faatımız, teşvikten ve tahrikten, cesaret yermekten, ta- de ak I raf tutmaktan şiddetle kaçınmak değil miydi? Son- ra, Israılden elçımızı sırf Araplara şirin görünmek için çektıgımı in hazın itirafı çok acıydı. — Üstelik, Araplara şirin de nememiştik. Bugün unutulmaması lazımgelen husus, o izahatın bundan sadece hafta — evvel verılmış olduğudur. bir Yani Amerık nın Orta Dogud yeni bir polıtıkayı açıklamasından sadece üç gün önce.. Demek ki o poli- tikanın işaretlerini görmemişiz. Üç gün önceden göre- AKİS, 5 ARALIK 1957 memişiz. Halbuki herşey öylesine açıktı ki ve düşü- nülsün, şu son haftalar zarfında sadece havayı kokla- mak bile hâdiselerin hükümetin zannettıgı ıstıkamet- te gelişmediğini farketmeğe yeter de ardı bi tırlardadır,. Başbakan Adnan Menderes Yugoslavya- dan dönerken Belgrada iki gün sonra Krutçefin gele- ceğinden haberdar değildi, Dış İşleri Bakanlığı bu ma- lümatı kendisine verememişti. Ethem Menderesin ko- ması, -o da eline yazılı olarak verilmiş metni oku- yanlardandı, zira konuşmayı bizzat Adnan Menderes kaleme almıştı- Dış İşleri Bakanlığında hâdiselerin tahlilinde de hâdiselerin istihbaratında olduğundan ta- lihli bulunulmadığını gösteriyordu. — Başbakanın Orta Doğu politikamızı başarılı göstermek gayretleri de, rakiplerinin belirtmemelerine Trağmen tatminkâr ol- maktan çok uzaktı Hele Arap memleketlerinde aleyhi- mizde yapılan nümayişleri İsrailden elçimizi çekmemi- zin müsbet ııetıcelerı olarak tefsire çalışması, ancak hay- ret uyandırabilirdi. Sadece son "Eısenhower Plânı" Or- ta Doğuda yanlış ata oynamış olduğumuzun -hem de bütün ikazlara .rağm açık de lılıydı Başbakan Mecliste, bunu sadece teyıd etti. Kıbrıs mevzuunda nihayet realizme gelinmiş olması memnuniyet vericiydi. Ama Muhalefet, hükümetin buraya nereden gelinmiş olduğunu elbette ki belirte- cekti. "Kıbrıs bizimdir" diye yükselen resmi sedaların akisleri Adnan Menderes taksimi överken Meclisin af âkından henüz kaybolmamıştı. İktidar bütün Ada üzerinde hak iddiasıyla ortaya çıkmış, bu yüzden dün- ya umumi efkârının Yunan tezini haklı bulmasını ko- laylaştırmıştı Eğer eski vaziyet bugünkü teklife gel- n bir pazarlık idiyse, taktik bakımından gene hataya duşulmuştu Bırakılmalıydı pazarlığı resmi de- ğil, gayrıresmı ağızlar yapsın ye hükümet, bır plan olarak formüle dahi edilmemiş olan bir fikrin üzerine Mecliste yaptığı gıbı atlar görünmesin. Şimdi Yunan]ı- lar bundan istifade fırsatını kaçırmıyacaklardır. olan olmuştur. m ki hükümet şimdiden vaziyet almıştır ve alınan vazıyet hem realist, hem menfaatlerımıze desteklemek buyuk ütfen Adanın tamamın- dan başlayıp bir kısmına razı olan İktidar da bunu bir çalım vesilesi yapmak ıhtıyatsızlıgında bulunmasın. Zira masaların üzerine ine ruklar, bugüne kadar bize zaten pek çok şey kaybettırmıştır