M U S İ Kİ Opera Konya'da ilk opera Geçen hafta Pazartesi sabahı bir Z otobüs Ankaradan yola çıktı. İçinde, Devlet Operasına mensup şarkıcılar, — çalgıcılar, bir orkestra şefi -İlhan Usmanbaş- ve bir de re- jisör -Azmi — Örses- ardı. Bir önce de bir kamyon, dekorları ve sahne işçilerini götürmüştü. Konya- ya gıden ilk operet trupu yolu tut- muştu Böyle bir başlangıç 1çın Benjamin Britten'in r Oper Yapalım"ın- r eser bulunamaz- dı. Ünlü Ingılız bestekârının bu ese- ri, Öğretici bir mahiyet taşıyordu. Halka -bilhassa çocuklara ve genç- lere- opera denen sanat biçimini ta- nıtmak için yazılmıştı. İlk ve ikinci perdelerde, "Küçük Ocak Süpürgeci- si" adlı bir operanın nasıl meydana geldiği, — bestelenişinden sahne için hazırlanışına kadar, sade ve açık bir şekilde anlatılıyordu. Son perdede ise meydana gelen opera temsil ediliyor- du. Britten herşeyi ustaca hazırla- Halkı sahneye bağlamak için çok tesirli usullere başvurmuş, bu ara dinleyicilerin koro vazifesini gör- melerini, bazı parçaları sahneyle be- raber soylemelerını gerektirmişti. kinci perdede orkestra şefi dınleyıcı— lere bu şarkıları öğretiyordu. Opera Yapalm'ın temsil edildiği her— yerde, halkın iştirak etmemesi ihti- maline karşı — dinleyicilerin arasına şarkıcılar konur ve böylece bir so- ukluk çıkması önlenir. Bununla be- raber Konyalılar, hatta Ankaralılar- dan daha fazla -eser geçen yıl Anka- Benjamin Britten öğreten bestekâr ıiada oynanmıştı, şarkıya lştırak ar- zusu gösteriyorlardı. Gerçi Devlet perası korosundan birkaç kişi hal- kın arasında yer almıştı. Konya o- kullarının musiki öğretmenleri, Öğ- rencileri temsile getirmişler ve şar- kıya katılmalarını sağlamışlardı. Fa- kat temsil esnasında, halkın candan iştirak ettiği, subayların, doktorların ve -ve savcının- küçük bir çekingen- likten sonra keyifle şarkı söyledikleri görülüyordu Konya, ilk operasını sevinçle karşı- lıyordu. Verilen dört temsilde bütün yerler doluydu. Alkışlar candan ve sıcaktı. Temsiller, olarak kullanılan eskı Halkevi salo- nunda verildi. u, kişilik, gü- zel bir salondu. Sahnesı ve ışık terti- batı, bir opera trupunun asgari ih- tıyacını rahatça karşılıyordu. Yal- nız orkestra yeri hesapsız yapılmış- tı; 2,5 metre derinliğindeydi. Bu du- rumda şefin, hem çalgıcıları, hem sahneyi görebilmesi imkânsızdı. Me- sele, orkestra çukuruna masalar koymak suretiyle — halledildi. Masa- lardan birinin üstüne çalgıcılar çık- tı. Zaten "Bir Opera Yapalım"ın or- kestrası, bir yaylı saz kuarteti, no (dort el) ve vurma çalgıları gibi küçük bir topluluğu gerektiriyordu. Yaylılar, masaların üstüne çıktılar. Piyano, orkestra çukurunun -kuyu demek daha doğru 2,5 metrelik de— rinliğine gömüktü. Şef — Usmanbaş ise, masaların üstüne bir başka ma- sa ve bir de iskemle koydu; onların üstüne yerleşti. Bu defalık orkestra meselesi böylece halledildi. Fakat undan sonra, daha büyük kadrolu orkestrası olan operalar Konyaya gi- decekleri zaman —Devlet Tiyatrosu müdüriyetinin, orkestra yerini tadil ettirmesi lâzımdı Diğer bir mesele, piyanoyla alâka- lıydı. Konya lisesinin piyanosu var- dı. Basit bir duvar piyanosu.. ten böylesi Türkiyede kaldı mı?- bir musiki öğretmeninden temin edilen akor anahtarıyla, bozuk sesler düzel- tildi; fakat piyanonun umumi tonu, yarım ton düşük olarak muhafaza e- dildi. Neyse ki orkestrada, seslerini düşürmeleri veya yukseltmelerı müm- kün olmayan nefesli sazlar yoktu. Devlet Operasının ilk K culuğu muvaffak olmuştu. Şimdi bu- nu, diğer operaların takip etmesi ge- rekiyordu. Bundan sadece Konya, de- ğil, öteki Anadolu şehirleri de isti- fade etmeliydi. "Bir Opera Yapalım" dan sonra Konyaya, Menotti'nin unun gonderılmesı düşü- nülüyordu.. Şüphesiz ki "Konsolos" da, operaya yabancı bır halkı bu sa- nata ısındırmak için çok uygun bir eserdi. "Konsolos"u, aynı bestekârın “Medium"u ve "Telefon"u, takip ede- bilirdi. Böylece, operaya yeni yakla- şan bir topluluğu daha başlangıçta çağdaş operaya alıştırmak imkân İlhan Usmanbaş Masaların üstündeki şef dahiline girebileceği gibi, realist ko- nuları ve tiyatro bakımından haiz ol- dukları cazibe sayesinde bu gibi eser- ler operayı daha büyük bir inandırı- cılıkla halka ettirebilirlerdi. Zaten Devlet Operası artık, sudan o- peretlerle uğraşacağına, küçük kad- rolu modern operaları Ankarada de- nemeğe başlamalıydı. Bu gibi opera- lar hem başkentin büyük bir ihtiya- cını karşılar, hem de gerektiğinde, Anadolu turnelerı için kültür bakı- mından Uygun, "portatif” olma bakı- mından rahat, bir özel repertuar meydana getirebılırlerdı. Kültür Festival başlıyor " Tniversiteliler Müzik Derneğinin hazırladığı Ankara Musiki Festi- vali nihayet başlamak üzeredir. Çeşit- li güçlüklerden bir kısmını yenmege otekılerının yanından geçmeğe mu- olan, festival tarihini bir iki defa tehır etmege mecbur kalan mü- teşebbisler, artık isleri yürür hale getırmışlerdır önümüzdeki Cumar- tesi günü yük Tiyatroda, Ferit Alnar idaresındekı Cumhurbaşkanlı- ğı Orkestrasının vereceği bir konser- le açılacak festivalin on tane olay ih- | tiva eden programı, ölçülerimiz, im- kânlarımız ve — kuvvetlerimiz nisbe- tinde, çok zengin, çeşitli, hatta iddi- alıdır. Yerinde bir görüşle, festivale Türk musıkısının ve çağdaş musiki- nin hakim olması sağlanmıştır, İlk icraları yapılacak olan Türk eserleri arasında Bülent Arel'in Passacaglia ve Fuga'sı, Bagatelleri, İlhan Us- manbâş'ın Keman Konsertosu ve Pi- yano Prelüdleri vardır. Bundan Baş- ka Anton Webern'in Bagatelleri, Kre- AKİS, 5 ARALIK 1957