YURTTA OLUP BİTENLER Millet Atatürkü anarken eçen haftanın son günü bütün , ölümünün on sekizinci yılında büyük Atatürkü andılar. Bay- raklar yarıya indi, radyolarda musiki yayını yapılmadı, eglence yerleri ka- falı kaldı, gazeteler siyah başlıkla çıktılar. Bu milli matemin dış görü- nüşüydü. Atatürkü kaybetmiş olma- nın elemini, aslında, bütün türkler, bilhassa ölümünden on sekiz yıl son- ca yureklerının tâ içinde duyuyorlar— dı ve bu elem, suni merasimlerden hiç birinin asla ifade edemeyeceği Kadar derindi. Zira bu on sekiz yılın sonunda Atatürkün sevgili şahsına ağlamanın yanına, onun eserlerine kıymanın, kıyılmasına göz yummanın ıstırabı eklenmişti. On sekizinci ölüm yıldönümü, bu hissin ifadesine vesile Verdi. öyle bir günde de Demokrat Parti vatanın kurtarıcısı onunde İktidar ve Muhalefet bir arada saygı duruşun- da bulunamadı. Bir defa daha şahsı hisler vazife duygusuna hâkim ol- muştu. Programı tertıpleyenler D.P. ye. diğer siyasi partilerden ayrı yer sermişlerdi. Korteje D.P. Meclis Gru- bu Başkanı dahil edilmiş, Mecliste temsil olunan diğer partilerin Grup Başkanları unutulmuştu. Atatürkün naşının Etnografya müzesinden Anıt Kabire nakli merasiminde Türkiye 4 ÜŞ -, : E Türk milleti Atatürk'ün huzurunda Büyük Millet Meclisi Başkanının so- lunda yer alan eski Cumhurbaşkanı -sağında Ba şbakan vardı- bu defa ba- his konusu bile edılmemışı Elbette ki o günden bu güne değişen, klasık protokol kaıdelerı O günden bugüne değişen ik sahiplerinin şahsi hisleri ve Demokrasi anlayışları idi. Halbuki türk milleti bu ufak dü- şuncelerın her şeyin üÜüstüne, hiç ol- a böyle bir günde çıkmamasın- dan nasıl memnunluk duyardı... Bu sebeptendir ki Meclisteki üç mu- halefet partisinden ikisi, Hür. P. ve atanın kurtarıcısını ayrı an- mayı tercih ettiler. C.H.P. her şeye rağmen, başında Genel Başkan bulun- duğu halde resmi merasime katıldı. Evvelâ iktidar ileri gelenleri Ata- saygı duruşunda türkün huzurunda Herkes seni arıyor bulundular. Onlar çıktıktan sonra resmi kortejin dışında bırakılan ka- labalık halk temsilcileri, önde İsmet İnönü, salona dahil olup vatan kurta- rıcısının Önünde eğildiler. Devletin radyoları sadece, Atatürkün naşının Anıt Kabire nakledildiği gün Türkiye Cumhurbaşkanının yaptığı konuşma- yı verdiler. Halbuki Atatürkün vefa- tının akabinde de Türkiye Cumhur- başkanı bir beyanname -türkçe ya- zılmış nesir örneklerinin, şüphe yok en güzellerinden biri- — yayınlamıştı. Spikerler o beyannameyi ağızlarına almadılar Gerçi içinde bulunduğumuz siyasi havada, bundan başka, bir manzara beklemek doğru sayılmayabılırdı A- ma ne de olsa, şahsi mülâhazaların hiç olmazsa, zahiren örtülmesi ümidi muhafaza ediliyordu. Artık buna dahi lüzum görülmediğinin ortaya çıkma- sı veya artık bunda dahi muvaffak o- lunamaması türk milletini elbette ki müteessir etmişti ve bunun herkes ta- rafından bilinmesinde fayda vardı. Türk milleti bu gibi hareketleri tasvip etmediğini, şahsi hislerin veya hınçların, yahut kırgınlıkların umu- mi hayata aksetmesinden memnun ol- madığını 1954 seçimlerinde ortaya koymuştu. Muhalefet, alicenap olma- masının cezasını çekmışt O seçim ler, her şeyden çok, Muhalefetin or- ganı Ulus'un temsil ettiği muhalefet anlayışının hezimetiydi. Bu anlayış, İktidarın özrü olmuştu. Ama bu se- fer, hiç bir mazeretin bulunmadığı ortadadır. D.P. nin, seçimleri kazan- masının hemen akabinde giriştiği ha- reketler alicenaplık bir yana, insan- lar arasında mevcudiyeti mutad nor- mal nezaket kaideleriyle dahi izah e- dilemez. Bu hareketlerin umumi ha- yata aksetmiş bulunmasını türk mil- letinin asla tasvip etmediğini görme- mek imkânsızdır. Cemiyet hayatında kudret sahibi bulunanların kudret sahibi olmadıkları için bazı kimsele- re, bazı teşekküllere sahıbı oldukları mevkii vermek istemem kincilere -yalvarmaya ları takdirde- şeref t milletinin böyle düşünmediğini sah- mak için, onu hiç tanımamak lâzım- dır. İstisnasız bütün muhalefet par- tilerinin ve liderlerinin, gerçek değer- lerile mütenasip tarzda iktidardan gördükleri fena muamele, kendilerine reva kılınan haksızlıklar Atatürkün AKİS, 17 KASIM 1956