DÜNYADA OLUP —BİTENLER Macar milliyetçileri Budapeşte sokaklarında Macaristan İnsanca Ölenler uslu ekim günü, sabahleyin er- ken yatağından kalkanlar, bir ih- tilalin başlayacağını hatırlarına bile getirmiyorlardı. Hiç kimsede böyle bir niyet yoktu. Gerçi günlerden beri bütün Macaristanda ve bilhassa Buda peştenin münevver muhitlerinde he- yecan hüküm sürüyordu. Ama bu, komşu Polonyada cereyan, eden ha— diselere karşı Macarların duydukları büyük alâkanın neticesiydi. Polonya- lılar ve Macarlar kendilerini kardeş sayıyorlardı. Bütün tarih boyunca iki komşu hiç bir zaman muharebe et- memişti. Buna mukabil dertli zaman- larında birbirlerinin yarasını sarmış- lardı. İkinci Dünya Harbinin başında Polonya felâkete uğradığında hemen her Macar ailesinin yanına bir Polon- yalı aile sığınmıştı. Daha sonra ise iki millet evvelâ Alman, sonra Rus zul- mü altında kader beraberliği yapmış- Bu bakımdan komşu memllekette başlayan hareketin Macaristanda a- lâka uyandırmaması imkânsızdı. A- ma bir ihtilâl!. Hayır. O puslu ekim günü bunu hiç kimse, hakikaten ta- sarlamamıştı. Budapeşte üniversitesinin talebeleri Polonyalılara karşı besledikleri iyi nişleri ifade için şehirdeki Polonya elçiliğinin Önüne gidip sessizce top- lanmak müsaadesi almışlardı. Komü- nist partinin merkez komitesi de bu- tlu tasvip etmıştı O gün partının bi- rinci sekreteri Erno Gero goslav— yadan dönecekti. Gero siyasi bir n Yüzlerine bakınız... Hepsi genç! mayiş arzulamadığım bildirmişti. A- ma bütün peyk memleketlerde libera- lizme doğru bir gidiş vardı ve Gero da Belgradda Mareşal Tıto ile bu hu- susu görüşmüştü. Budapeştede de boyle bir adımın atılması, supap ye- rine geçebilirdi. Talebeler toplu halde, fakat sessiz- ce Polonyalılara karşı duydukları muhabbeti Polonya elçiliğinin önünde izhar ettiler. Sonra, aralarından bir grup Petofî meydanına gidilmesini tek lif ett Sandor Petofi, Macarların 1848' de Habsburg lara karşı yaklan- maları sırasında kütleleri şurlerıle harekete getiren şairdi ve memleketin milli kahramanıydı. Şehrin bir meyda nı onun adını taşıyordu ve meydanın ortasında Macarların 1848 ayaklanma ına yardım eden Polonya generali Jozef Bern'in heykeli vardı. Talebe- lerden biri, yüksek sesle Petofi'don bir mısra okudu: "And içeriz ki asla esir olmayacağız". Bu mısra, ortalığı ateşlendirmeye yetti. Birden pard esü- ler çıktı; yakalarda kırmızı - beyaz - yeşil rozetler vardı'; kırmızı, beyaz, yeşil giyinmiş genç kızlar bır araya geldiler. Aynı anda ellerde Macar bayrakları yükseldi. Bu Macar bay- raklarında harpten sonra konmuş o- lan kızıl yıldız değil, 1848 kahramanı Kossuth'un arması vardı. Gençler o- nar kişilik sıralar halinde Tunanın geniş rıhtımlarından Petofi meydânı- na doğru ilerlemeye başladılar. Heyecan bütün şehre yayılmıştı. Her semtten kalabalık gruplar kırmı- zı-beyaz-yeşil renklerı taşıyarak ne- hir kıyısına akıyo Ağızlarda Fransız milli marşı Marseıllaıse ve Kossuth'un marşı vardı. Budapeşte sanki bir karnaval günü yaşıyordu. Halk coşkundu, ama isyan veya ihti- lâl hatırda yoktu. Biraz sonra Polon- yalı generalin heykelinin altına 200 bin kişi toplanmıştı. Bu sırada Ma- car Muharrirler Bırlıgını temsilen Pe- ter Veres adlı bir şair Jozef Bern'in ayakları dibine geldi ve bir beyanna- me okudu. Beyann mede söz ve basın hürriyeti 1sten1yor yen bir hüküme- tin kurulması, siyasi mahkümların serbest bırakılması Sovyet birlikleri- n Macar topraklarını terki talep e dılıyordu Beyanname görülmemiş te— zahüratla karşılandı; halk Rusların Macar uranyomunu ne yaptığını so- ruyor "Ruslar defolun" diye bagırı— "Hürriyet istiyoruz" sesleri yük- selıyordu Heykel Macar bayragıyla süslendi, Macar milli marşı heyecan içinde söylendi. Kalabalık gittikçe artıyordu. Tale- belere işçiler ve askerler de katılmış- Bin kadar Macar subayı nümayiş- çilerin arasınd ydı. Coşkunluk son haddine gelmişti. Hep birlikte başka bir meydana gidilmesi teklif edildi. Bu meydanda vaktile meşhur Reg- num Marianum kilisesi vardı; harpte yıkılmış, Ruslar geldiğinde enkazı kal dırmış, yerine Jozef Stalinin bronz- dan muazzam bir heykelini dikmiş- lerdi. Kalabalık Stalin bulvarını taki- ben o meydana geldi. Talebeler mer- mer basamakları tırmandılar ve hey- keli devirmeye çalıştılar. Fakat Sta- lin mukavemet etti. Bunun üzerine işçiler kollan sıvadılar. Heykele çe- lik halatlar takıldı ve halatlara ası- lındı. Biraz sonra ölü diktatör yer- AKİS, 10 KASIM 1956