Kapaktaki aday DWİGHT D. G eçen hafta, bütün dünyanın ra- hat ve huzurunu kaçıran Süveyş meselesi en vahim günlerini yaş ken ve Macaristanda kanlı bir 1htılal devam ederken, —Amerika Birleşik Devletlerinin Başkanı Eisenhower, Walter Reed askeri hastahanesinde yatıyordu Hem de * sapsaglam ol- duğu halde.. İşin içyüzünü bilmeyen- ler için bu buhranlı günlerde, dünya polıtıkasının mukadderatı üzerinde söz sahihi olan bu 1 numaralı dev- let adamının -24 saat için bile olsa- kalkıp hastahaneye yatmasının se- bebini anlamak cidden çok güçtü. Fakat şu satırları okuduğunuz sıra- da neticeleri alınacak olan başkan- lık seçimlerinde Ike'ın kazanma şan sı, seçmenlerine "sıhhatli adam" oldugunu kabul ettirmesine bağlıy- dı ve işte bunun içindir ki, dünya- nın diken üzerinde oturdugu bir sı- rada A.B.D.'nin 1 numaralı adamı 24 saatını hastahanede muayene ol- makla geçiriyor, sıhhatına "hüccet" temin ediyordu. Başkan seçimlerine 12 gün .kala yapılan son Gallup, Eisenhower ıçın 96 52, Stevenson için de 95 40'ı gös- teriyordu. Bir Amerikalı gazetecinin de yazdığı gibi, "Başkan ve milyon- larca Amerikalı arasındaki aşıkane münasebet, bir vakitlerin romanla- nndaki gibi ihtiras ve ateş içinde devam ediyor" idi. Ike'ın kudretini yapan bu aşktı. Cumhuriyetçi par- tinin seçim sloganı "sulh ve bere- ket" bu aşkın yanında pek sönük ka- lıyordu Seçimler arifesinde profes- yonel "nabız ölçücüler" ve New York Times başta olmak üzere anket ya- pan bütün gazeteler, Ike'ın presti- jinin düşündüklerinden de muazzam olduğunu bizzat görmüşlerdi. Hepsi Ike'ın rahatça kazanacağında itti- fak edıyorlardı Son tıbbi muayene de Cumhuriyetçi adayın sıhhatça da mükemmel olduğunu göstermiş- Son avlarda Ike kilo bile almış, 74 ten 78'e çıkmıştı. Artık Ike'ın nünde Beyaz Saray'ın yolunu kapa— yacak hiçbir engel kalmamıştı. Amerikanın, sevgili başkan ada- yı bundan 66 sene evvel Kansas'ın Ahilene şehrinde doğmuştu. Çocuk- luğunda ailesine itaati ve Incile düş- künlüğü ile dikkati çekiyordu. Ha- yata, evinin bahçesinde yetiştirdiği domatesleri satarak atıldı. O vakit- ler domatesin kilosu 20 kuruştan fazla etmiyordu. Sonra bir sütha- neye işçi olarak girdi ve ustabasılı- ğa kadar yükseldi. Eğer günün bi- rinde arkadaşlarından biri Eisenho- wer'e askeri mektep imtihanlarına girmeyi tavsiye etmeseydi, Ahilene'- de herkesin sevdiği bu ustabaşıyı bugün kimse tanımıyacaktı Eisenhower 1910'da Annapolls ve Westpoint askeri okullarının imti- AKİS, 10 KASIM 1956 hanlarına girdi. Yaşı 8 ay daha kü- çük olsaydı, bugün belki de meşhur bir amiral olacaktı. Askeri mektep- te pek iyi bir talebe değildi. Mektep nizamlarına aykırı bir şekilde dans ettiği için bir sürü "tekdir" almıştı. Derslerden çok futbolde muvaffa- kiyet gösteriyordu, iyi bir haf-bek'- i. Mektepten sonra genç piyade su- bayı, disiplin severlıgıyle şöhret yaptı. Mevzun vücutlu ve menekşe gözlü Mamie ile evlenmesi de bu sı- ralarda oldu. İlk çocuklarının yaşa- maması genç evlileri çok üzdü 1922 - 24 yılları arasında Pana— mada vazife gördü ve — mesleğine karşı ilk hevesı bu sıralarda duydu. 1926'da Kurmay Okuluna, 1928'de de Harp Akademisine girdi ve her ikisini de birincilikle bitirdi. 1935 - 1939 yılları arasında Filipinlerde, Mac Arthur'ün yanında vazife gör- dü. Mac Arthur'ü asker olarak tak- dir etmekle beraber, feveranlarım ve kaprislerini hoş karşılamıyordu. Fiilen kıt'a hayatında çalışmak is- teyen Ike, Mac Arthur'ün bu arzu- suna kulak asmaması üzerine mes- leğinde ilk acıyı tattı. Talih Ike'a 1941 de Louisiana ma- nevraları sırasında gülümsedi. Genç Kurmay Başkanının zeki plânı sa- yesinde bütün düşman kuvvetleri imha edilmişti. Sadece General Pat- tan, imhadan kurtulmasını bilmişti. Genel Kurma ka George Marshal, genç Kurmay Albay'a hay- ran kalmıştı. Ondan Başkan Roose- welt'e sitayişle bahsetti. Hemen ge- neralliğe yükseltildi ve Avrupa ha- rekât planlarını hazırlamakla vazi- felendirildi. Hazırlanan plânlar o kadar güzeldi ki, bunları bizzat tat- i etmesine fırsat vermek üzere Avrupa harekât sahası komutanlı- ğına tayin edildi. 30 ay zarfında Kuzey Afrika ve İtalya seferleri ile Normandiya çı- kartması süratle birbirini takıp etti. Boylelıkle bir sürü millete mensup bir sürü orduya kumanda etmek mevkiine gelen Eisenhower, iyi bir kumandan olmanın kâfi gelmiyece— ğini gördü. Muvaffak olmak için ay- ni zamanda iyi bir diplomat ta ol- mak Jlâzım geliyordu. Onu ac Arthur'e ve Ridgway'e üstün kılan fark, iste bu müşahededen doğdu. 194A'da harp bittikten sonra ga- lipler Potsdam'da müzakereler yap- tığı sırada Truman, — Eisenhower'e 1948 seçimlerinde Demokrat Parti- nin adayı olmasını teklif etti. Fakat Eisenhower o sıralarda siyasetle uğ- raşmayı düşünmüyordu. Colombia Üniversitesinin rektörlüğünü siya- sete tercih etti. kat Amerika, —Eisenhower'in kalitesindeki adamların yardımına EFİSENHOWER muhtaçtı. Zira NATO kurulmuştu. NATO'nun başma geçirmek için iyi bir asker olduğu kadar, Avrupalılar tarafından sçvılen bir dıp omat da olan birine İhtiyaç vardı. Eisenho- - vazifeye sırt çevirecek adam degıldı NATO'da er an feryada hazır Avrupalıların kalbini fethet- mesini bildi. Mac Arthur ve Ridg- way'den kelimelerini sakınmayan Avrupa basım, Ike'tan hürmetle bahsediyordu. Gerek Cumhurıyetçı Parti, Gerek Demokrat Parti TO Kuvvetleri Başkomutanını başkan adaylığını kabul etmesi için zorluyorlardı. Dün yanın en büyük devletinin başında faydalı olabileceğine nihayet kanaat getiren İke, siyasetten hoşlanmama- sına rağmen 1952'de kendini poli- tika hayatına atıverdi. Eisenhower'in Başkan adaylığı sulh severleri korkutmuşta. Askeri şef olarak emsalsiz kabiliyetlerine rağmen siyaset alanında politikacı- ların esiri olacağı düşünülüyordu. Şimdiye kadar siyaset alanında az mı ünlü general görülmüştü. Üç ya- şındaki bir çocuk kadar himayesiz kalmışlar ve ağabeyleri siyasetçile- rin koltuğuna sığınmışlardı. 1952 yılına doğru dünya siyaseti hakikaten karanlıktı. Kore harbi devam ediyordu, Avrupa komünist tehdidi altındaydı. Cumhuriyetçi Partinin aşırı unsurları — Avrupayı kendi haline bırakarak, Asyada Kı- zıl Cini tepelemekten dem vuruyor- lardı. Dünyanın en büyük devleti- nin kuvvetli bir lidere ihtiyacı vardı. Eisenhower başlangıçta bocalıyor- verdi. Uzun müddet kafi bir karar almaktan çekindi. Bütün fikirleri dinledi. Girdiği siya- set alanında yanlış bir adım atmak- tan çekindiği için değildi. Sadece i- ki partinin kabul edeceği bir dış si- yaset yanmanın doğru olacağına i- nanıyordu. Dünyaya sulhu iade et- mek için giriştiği gayretlerde her iki partinin de aldı başında mutedil unsurlarını birleştirmesini bildi. Eisenhower Cumhurbaşkanı ola- rak sadece Amerikalıların değil bü- tün dünyanın - hatta Rusların bile - sevgisini kazanmayı becerdi. Ike. 1956'da çiftliğine çekılıp hay- van yetiştirmek ve ara rada çok sevdiği golf oynamakla hayatının son günlerini geçirmek istiyordu. Amerikaya faydalı olacağına sami- mi olarak inanmasaydı, Ike'a ikinci defa adaylığını koymayı kabul et- tirmek çok zor olacaktı. Zayıf kal- bine rağmen vazifeden kaçmadı Bütün dünya, Ike'ı tekrar Ameri- ka Birleşik Devletlerinin başında görmekle, sulhun emin ellerde oldu- ğunu düşünecek ve daha rahat bir gönülle ileriye bakabilecektir. 21