DÜNYADA OLUP BİTENLER şarı çıkan A.V.R. mensupları yakala- nıyor ve ya ağaçlara, ya lâmba direk- lerine asılıyordu. Macarlar komünist diktatörlüğüne uşaklık eden hemcins- lerinden ıstırap dolu on senenin inti- kamını alıyorlardı. Cumhuriyet mey- danındaki karargâh yakıldıktan son- ra kalabalık Buda tarafına geçtı ve Komünist partisinin merkezini aynı akibete uğrattı. Onu komünist kitap- lar satan dükkânlar takip etti. Bu sırada bilhassa genç Macar ço- cukları Sovyet tanklarına karşı a- mansız bir mücadele açmışlardı. Bun- ların ekserisinin yaşı 10 ilâ 15 idi. Birer kedi çevikliği ile tankların üze- rine sıçrıyor, ellerindeki tabancaları kuleden içeri boşaltıyor, böylece tan- kın mürettebatını öldürerek makine- yi hareketsiz bırakıyorlardı. Çocuk- lara silâh kullanmayı bizzat komü- nistler öğretmişlerdi. Senelerden beri mekteplerde gençlere bu dersler ve- riliyordu. Şimdi ise, silâhlar kendile- rine çevrilmişti. Isyan sadece rus a- leyhtan değildi. Bu aynı zamanda komünizmin, diktatörlüğün de ifla- sıydı. Çarpışanların en büyük kısmı 15 ilâ 25 yaş arası talebelerdi. İçle- rinde kızlar da vardı. Gözlerini ko- münizmle açmışlar, komünist terbi- yesi görmüşlerdi. Ama işte, vakti sa- ati geldiğinde hepsi hürriyetlerinin müdafii kesilmişlerdi. Budapeşte akıyordu. sokaklarında kan, sel milliyetçiler . O korkunç A . ihtilâli başta idare eden Macar Muharrirler Birliğine müracaat ede- rek W) bin kadar mensubunun korun- masını istedi. Zira halk hâlâ, nerede bir siyasi polis görse, bacağından fe- nerlere, ağaçlara asıyordu. A.V.H. teslim olmaya hazır bulunduğunu bil- dirdi. Muhtelif unsurlar ir kaç gün sonra durum karma- karışık bir hal aldı. Çarpışmala- rın sonu gelmemiş, içine komünist olmayan elemanları da alan yeni bir kabinenin kurulması ayaklananları yatıştırmay, mişti. Muhtelif belırtılerden anlaşıldıgına gore ayak- lananlar arasında da bir görüş birliği yoktu. Bunları başlıca üç grup altın- da toplamak mümkündü. Birinci grup ta ekonomik, sosyal ve politik re- formlar isteyenler işçiler yer alıyor- du. Bu işçiler Nagy ve kabinesini des- teklemekte fakat demokrasi yolunda daha ileri gıdılmesını de talep etmek- teydiler. İkinci grup, ordu içindeki asilerdi. Bu grubun mensupları da Nagy taraftarıydılar ve kendilerini, ekonomik, sosyal ve politik reform- lardan çok milli bağımsızlık ilgilendi- riyordu. Gene aynı grup mensupları Varşova paktının ilgasına da taraftar bulunuyorlardı. Üçüncü grubu ise memleketin muhtelif köşelerinde ayak lanan komünizm aleyhtarı gerçek ih- tilâlciler teşkil ediyordu. Yeni hükü- mete en büyük güçlüğü çıkaranlar da, işte bu üçüncü grubun mensupla- rıydı Bunlar sadece sosyali ekono- 10 mik ve politik reformlar yapılmasını veya Varşova paktının ilgasını değil, aynı zamanda Sovyet kuvvetlerinin Macaristanı terketmelerini ve rejimin değişmesini de istiyorlar ve bu istek- leri gerçekleşmedikçe silâhı elden bı- rakmaya taraftar görünmüyorlardı. Nagy, kolay kolay silâhı elden bı- rakmaya yanaşmayacağım anladığı bu grubu tatmin etmek için yaptıgı bir radyo konuşmasında Sovyet kuv- vetlerinin Müacaristandan ekılecegı ve gızlı polis teşkılatının da kaldırıla- cağı hakkında söz vermek zorunu duydu. Ancak Sovyet kuvvetlerinin çekilmesi için gerekli şart, asilerin silâhlarını — bırakmalarıydı. Asilerin elinde bulunan Gyoer radyosunun bu şarta verdiği cevap ise şu oldu: "Si- lâhlarınızı bırakmayınız zıra komü- nistlerin sözüne güven agy hukumetının vaadlerine rağ- n Ruslar mleketi terke ya- naşmamalan hatta sınırlara yeni Tildy'nin mesajlarını yayınladı. Onla- ri takiben bizzat Kadar konuştu. Halkın arzulan kabul edilmişti. Bü- tun siyasi partilerin faalıyetıne mü- o ükümete ihti- lalcılerın temsilcileri alınmıştı. Mem- leketin batı kısmı milliyetçilerin elin- deydi. Silâhlar artık bırakılmalıydı. Komünist parti öteki partilerden farklı olmayacaktı. İnsan hakları ia- de edilecek, hurrıyetler teminat altı- na alınacak Hakikaten memleketin batısında, Magyarovar'da bir İhtilâl Komitesi kurulmuştu. Milliyetçiler başkentten Avusturya hududuna kadar bir saha- ya hakim olmuşlar ve böylece o nok- adan Demirperdeyi delmişlerdi. Mü- cadelenin devam ettiği sekiz gün i- çinde turlu rivayetler çıkmıştı. Bun- lardan biri Rus kuvvetlerinin, asayişi temin etmek için bizzat Nagy tara- fından davet edıldıgıydı Fakat Nagy 5——. -(Eala&ı—ı ZS MACARİST. ÂN 'Kı:.;kımıî'. Milliyetçi kontrolü altına giren yerler üfürdü, kuvvetler yığmaları üzerine, Macar Hava Kuvvetteri. ihtilâlcilere katıla- rak Ruslara ültimatom verdi. Bundan paniğe kapılan Nagy hükümeti ise, ihtilâlcilerin Rus kuvvetleri üzerine saldırmalarını önlemek — gayretiyle, yeni tavizlere - başvurmak kaldı. Nagy hükümetinin bu tavizle- ri sonunda Macaristandaki komünist devlet şekli sona eriyor, Küçük Em- lâk Sahihleri ile Sosyal Demokrat Partileri yeniden kuruluyor, Komü- nist Partisinin organı olan Szabad Nep gazetesi neşriyatını tatil ediyor- du. Çarpışmalar tam sekiz gün devam etti. Milliyetçiler şehrin ortasındaki aria Tereza kışlasını zapta çalı- şıyorlardı ki Budapeşte radyosu Baş- bakan Nagy'nin ve kabineye alınmış olan eski Devlet başkam Zalton su götürdü bunu tekzip etti. Rusları çağıran Ge- ro idi. Gero ise tevkif olunmuştu. İhtilâlcilerin yanında yer alan Nagy hükümeti Macaristanın Birleş- miş Milletlerdeki — delegesini lifletti Macaristan Varşova paktından çıkı- yor, Avusturya gibi tarafsızlığım ilân ediyor ve bu durumun Birleşmiş Mil- letler tarafından teminat altına alın- masını istiyordu. Bu arada, komünist ler tarafından hapsedilmiş olan Kar- dinal Mindszenty serbest bırakılmıştı. Kardinal bir basın toplantısında, memleketinin istikbaline güvendiğini bildirdi. Macaristanın üzerinden kâ- bus kalkmışa benziyordu. Sovyetler kuvvetlerini çekiyorlardı. İki hükü- met arasında müzakerelerin başlama- sına intizar ediliyordu. Geçen hafta- nın ortasında Macaristanda esen, bir bayram havasıydı. Kanlı çarpışma- lar unutulmuştu, sis dağıtılmıştı. . AKİS, 10 KASIM 1956