İKTİSADİ VE MALİ Kalkınma Veciz bir cevap G eçen hafta, Büyük Millet Meclisi ireni çalışma devresine girdi ve Cumhurbaşkanı mutad açış nutkunu irad etti. Nutkun mühim bir kısmı, iktisadi meselelere ayrılmıştı. Gunun ciddiyetine - ve — Cumhurbaşkanlığı mevkiinin — mesuliyetlerine — uygun V bir ağır başlılık taşıyan bu nutuk, iktisat bahçesinden derlenmiş nadide bir buketti. Her şey günlük güneşlik- ti. Bahçeyi saran baldıran otlarından, nutukta tek bir nişane yoktu. Esasen bunun başka türlü olması, siyasi â- detlerimizde gorulmemış bir yenilik teşkil edecekt Memlekete 1950 den bu yana görül memiş dö re harbi do- bu süslü nutka mukabelesi, mütevazi bir cümleden ibaretti: 1950'den bu yana memlekete giren döviz mikdarı ve o tarihten itibaren yapılan yatı- rımların döviz olarak tutarı hesaplan- malıydı. Ancak o zaman, kalkınmayı inhisar altına almak isteyen iktidarın haklı olup olmadığına dair doğru bir fikir edinmek mümkün olabilirdi. .P.'nin lideri, böylece kalkınma aleyhtarı olduğu ithamlarına en veciz cevabı getiriyordu. u memlekette kalkınmanın aleyhınde olan tek kim- se mevcut değildi. Hatta "Hızlı gi- dıyoruz, kalkınma süratini yavaşlata- lım" diyenlerin sayısı ' sanıldığından çok daha azd enel Başkanı- zen nokta ustesn imkânların randımanlı kullanılmamasıydı Fır- satların bir çoğu heder edilmişti. Bil- giye ihtisasa daha fazla değer veril- Sarıyar barjı inşaatı Hakiki layısıyla zirai mahsül ve maden fiat- larının artması, 1952 ve 1953'ün be- reketli mahsülleri, Türkiyenin döviz imkânlarım bir. hayli yükseltmişti. Amerikanın iktisadi ve askeri yardı- mı da 1950'den sonra büyük rakkam- lara ulaşmıştı. Dış ticarette kredi im- kânları artmıştı. Avrupa Tediye Bir- liği, Para Fona ve Dünya Bankası 1950'den sonra tesirli olmaya başla- mışlardı. Memlekete giren dövizin es- kisine nazaran çok arttığını bilmek için müneccim olmaya lüzum yoktu. Fakat bu miktarı kat'i olarak tesbit etmek imkânsızdı. Bu bir devlet sır- rıydı. İktidar Iktısadı istiklâl savaşı" nı kazandığını söylüyordu, memleketin “baştanbaşa bir şantiyeye döndüğü" nü, büyük olçude yatırımlar yapıldı- ğım ileri sürüyor C.H.P. Genel Başkanı İnönü'nün 22 kapasitesi meçhul şeydi bugün daha ileri bir Türkiye, gozumuzun önünde yükselecekti. C. H.P. Genel Başkanı, 1ktıdar1n 1stedıgı rakkamları neşredeceğine inan du. İnönü'nün tahmınınde yanılması memleket için çok faydalı olacaktı. İktidarın iddia ettiği gibi hızla kal- kınmıyor muyduk? Yoksa bu, yalnız —— RIKAN | | Mecmüunlarına aböne kayıtlari başlamıştır. 20 kuruşluk pulla kataloğ isteyinle, AMERIHJ_N NESRİYFATI ROSU, Dept. â-B P.K. Bü Vekmıunr SAHADA bir "sanı" mıydı? İkinci hal doğru ol- duğu halde bu hadise, şimdiye kadar gerek iktidarın, gerek muhalefetin ihmal ettiği bir mesele üzerinde par- tileri ve münevverleri düşünmeye sev. kedecekti: Türkiye, hızla kalkınmak için nasıl hareket etmeliydi? Belki ancak o zaman partiler ve münevverler, "plân lâzım, koordinas- yon lâzım, bilgi lâzım" gibi, s kaldığı müddetçe — gevezelikten ileri gitmeyen sözleri bırakacaklar, plânı, koordinasyonu ve bilgiyi boşlukta de- ğil, müşahhas olarak düşünecekler ve çalışmalarını müşahhas meselelere yönelteceklerdi. Barajlar Sarıyar İhalesi 1951 de yapılan Sarıyar ba- rajının inşaatı nihayet tamamlandı. Geçen hafta İktidarın neşir organları baştan başa bu baraj hakkındaki tek- nik bılgılerle doluydu. Baraj 260 mil- yon liraya mal olmuştu. Günde 2100 m” beton dökülerek bir rekor kırıl- mıştı. Barajın 108 metre yüksekliği ve 250 metre uzunluğu vardı, 540 milyon m' su alabiliyordu. Şimdilik kapasıtesı 80 bin kilovat olacaktı. Teknik bilginin lüzumu, münakaşa- sızca kabul edilebilirdi. Fakat barajın iktisadi veçhelerı hakkında hemen emen hiçbir şey söylenmemişti. Ne ibi bir fiat politikası takip edilecek- ti? Sanayileşme bakımından barajın rolü ne olacaktı? Ne gibi sanayi kol- larının baraj tarafından geliştirilme- si şansı vardı? Zira barajın kurulma- sı, sanayiin mantar gibi yerden bit- mesi manasına gelemezdi. Eğer baraj hakiki kapasitesinin çok altında ça- lışmak zorunda kalırsa, kurulmasın- dan dolayı duyulan sevinç kolayca yerini yeise bırakabilirdi. Kambiyo Mecburi devalüasyon H ükümetin dün olduğu kadar bu- gün de para ayarlamasına taraf- tar olmadıgını biliniyordu. Devalüas- y n unda, iktisadi düşünceler ek bü y k 1'01 oynuyordu Fakat kumetı gerileten daha ziyade siyasi endişelerdi. Rahmetli Recep Peker'in meşhur 7 Eylül kararı muvaffak ol- mamış ve devalüasyon kelimesi kara listeye girmişti. Halk Efkarı indinde devalüasyon yapan bir hükümet, kötü hükümetti. İktisadi bakımdan da, psikolojik sebeplerin tesiriyle fiatla- rın hatırı sayılır bir şekilde yükseli- vermesi ihtimali küçümsenecek bir faktör değildi. Böylece devalüasyon- dan beklenen faydanın yerine zarar görmek ihtimali düşünülebilirdi. Bel- ki paranın yeni baştan ayarlanması bir zaruret halini alabilirdi. ükümet devalüasyon yapmayı AKİS, 10 KASIM 1956