İstanbul Vilâyet makamı Dinamizm kan vekili uzun isimli F.K.G., her za- manki gibi bütün gazetelerin ara- sından seçip Yeni Sabahı ilk olarak ele aldıgında aradıgını bulamadı. A- radığı * valinin maceraları" idi. Hayli zamandan beri gazetenin karikatüristlerinden Nihad Balı böyle bir seriyi devam ettiriyordu. "Küçük vali" F.K.G. idi. Basın Kanunundaki yenı tadilattan sonra genç karikatü- rist bir ara tereddüde düşmüştü. Öy- le ya, resmi sıfatı haiz şahısları kü- çük düşürmek suç sayılacaktı. Ka- rikatür ise pek âlâ küçük düşürme- nin aleti sayılabilirdi. Fakat F.K.G. Nihad Baliye teminat vermişti. Ken- disi latifeden anlayan bir idare ada- mıydı. UÜstelik bilirdi ki müstehziya- ne dahi olsa bahsedilmek, hiç bahse- dilmemekten iyidir. Bu bakımdan se- riye devam edilmeliydi. Dâva açmak asla bahis mevzuu olmayacaktı. "Küçük valinin maceraları"nı alâ- kayla takip eden sadece F.K.G. de- ğildi. Yeni Sabahın dıger bir çok o- kuyucusu da bu seriden hoşlanmıştı. Zira Nihad Bali, hakikaten zaman zaman hoş çizgiler çekiyordu. Fakat bu haftanın basında salı sabahı G. de, okuyucular da "Küçük vali" ye ayrılan yerde bir başka kahramana rastladılar. Bu. "Safi" idi. "Safi" bir kalp hırsızı, bir Don Juandı. Nihad Bali bundan böyle F.K.G. nin değil, çapkın kahramanın maceralarını çi- zecekti. Emir doğrudan doğruya ga- zetenin sahibinden gelmişti. Florya- dan -şimdi kış geldiğine göre, Park telden- esen rüzgârlar anlaşılan oyle bir istikamet almıştı. Meşkuk bir durum stanbul valisinin durumunda bir müddetten beri tuhaflık seziliyor- du. Şehırde adına "Büyük İmar reketi" adı verilen kampanya devam AKİS, 6 EKİM 1956 bekliyor ederken, F.K.G. nin malüm ihtiyatıy- la Avrupaya gitmiş olması nazardan kaçmamıştı. Sonra dönmüştü ve gör- müştü ki kendi odasında Başbakan Adnan Menderes çalışmaktadır. Hem de, şehır işleri üzerinde çalışmakta- dır. F.K.G. gene malüm olan ihti- yatı ile yan taraftaki kuçuk bir oda- ya geçmişti. Fakat aşbakan, aynı çatı altında bulundukları ve eldeki mevzu İstanbul olduğu halde valiyi nezdine çağırmamıştı. Bu, günlerce böyle devam etmişti. Başbakan F.K. G. nin mevcudiyetinden habersiz gö- rünüyordu. Şehri dolaşıyor, direktif veriyor, tetkik yapıyor, fakat İstan- T HLAĞ ae YURTTA OLUP BİTENLER bulun valisini hep unutuyordu. Meş- hur basın toplantısı günü de yanın - F. Avrupadaydı. yeni valinin rakıbı eski vali, Dr. Lütfi Kırdar var- dı. Kulaktan kulaga söylenen, F.K.G. nin yıldızının sönmeye yüz tuttuğu idi. ; Doğrusu ıstenılırse F.K.G. "Büyük İmar Hareke mevzuunda dinamik iktidarın arzuladıgı dinamizmi gös- teremiyor, bir takım ihtiyatlı hare- ketlere tevessül ediyordu. Meselâ is- timlâk bedeli bulmadan istimlâk yap- maya, karar almadan bina yıkmaya, vatandaşa yer bulmadan onu yerin- den etmeye pek yanaşmıyordu. Şere- fıye işine gelince, -Yeni Sabahın yaz- ığına göre artık Istanbulda 1 numa- ralı beddua "Inşallah arsanın Önün- den yol geçer" idi- F.K.G. ondan hu- kuken kanunen tamamile u- zak kalmayı tercih etmişti. nı unutmamıştı. ve — mesuliyetsizlik kararı alıncaya kadar çektiği üzün- tüyü hâlâ hatırlıyordu. Halbuki F.K. G. böyle şeylerı sevmezdi. Onun, mu- sikiden hoşlanan bir ruhu vardı ve elindeki bir plak kolleksiyonu her- kesin ağzındaydı. Fakat plâklar her şeyi halletmiyor olmalıydı. F.K.G. ar- tık icraatı için yazılı emır talep edi- yor, zaman zaman ulamam" diye tutturuyordu. Evet Istanbul va- lisi arzulanan dinamizmi gösteremi- yordu. Diğer taraftan Başbakanın dostla- rı da hep F.K.G. nin dostları arasın- dan seçılmıyordu Validen şikâyetler artmıştı. Onun C.H.P. ile el altından temas ettiği dahi ileri sürülüyordu. F.K.G. "Büyük İmar Hareketi"ni kı- sacası sabote edyordu! Köstekle şe- hirler imar olunamazdı. İstanbul yeni baştan yaratılıyordu. Üçüncü fetih- Gökay'ın halen çalıştığı oda Ricad hattı