YURTTA OLUP BİTENLER Turgut Göle kuvvetleri ölçelim!” "Önce Sonra, Hür, P. rejimi kurtarma mucadelesını C H.P.'ye nazaran pek platonik görüyordu. İstiyordu ki Mu- halefet partileri, mücadelelerinin D.P. yi iktidardan düşürmeye matuf bu- madığını ilân etsinler ve desinler ki “Rejimimizin bugün içerisine düştüğü buhranlı durumdan kurtarılması im- kanları yeni seçimlere kadar Türkiye Büyük Millet Meclisindeki ekseriyeti dolayısıyla hukuken ve fiilen iktidar partisinin elindedir; iktidar partisi bugünden memleketi bu buhrandan ıkarmağa ciddi olarak tevessül et- tıgı taktirde Muhalefet partileri ola- kendisine her türlü müzahereti gostermeye amadeyiz". C.H.P. Mec- lisinin tecrübeli azaları bunu çocuğumsu buldular. İktidar, rejim meselelerini halletmek isterse Muhalefetin müzaharetine muhtaç değildi ki... Elbette mücadele, D.P.'yi İktidardan düşürmeye matuftu. D.P. iktidardan düşmeliydi ki üç Muhale- fet partisi bir koalisyon — halinde o mevkie gelsinler ve memleketin Hay- rına olan fikirlerini tatbik mevkiine koysunlar. Bu fikirleri D.P. tatbik e- derse, öteki siyasi partiler kapılarını kapayıp, gene bir Hür. P. mensubu- nun, Fethi Çelikbaşın tâbirile Cebeci çayırında düdük çalmaya mı gide- ceklerdi ? Elbette ki kayır! O halde ne yapılmalıydı? C.H.P.'nin kararı Y eni Meclisin adıymış, vazife göre- me müddetiymiş, Cumhurbaşkan- lığıyım?, eşitlikmiş.. Bunlar mese- lenin tali taraflarıydı. Kategorik fı— kirlerle bir netice alınamazdı. Orta da bugünden halli icap eden, üzerin- de böyle muhtıralarla mutabakat ve- 8 pek eğer ya ademi mutabakat bildirilebilecek bir tek husus vardı: Muhalefet Parti- leri 1968 seçimlerinin 14 Mayıs 1960 veya 2 Mayıs 1964 seçimlerinin şart- ları ve mevzuatı içinde yapılmasını sağlayabilmek için iktidarın karşısı- na tam bir fikir ve hedef beraberliği ile mücadeleye başlamayı kabul edi- yorlar mıydı, etmiyorlar mıydı? Zira iktidarın bugunku durumu karsısında, C. e göre, dürüst v serbest bir seçimle Muhalefet koalıs— yonu muhakkak ekseriyeti sağlardı. Ama, her üç parti de iktidarın 1954'- ten sonra getirdiği hüküm lerle vatandaşın seçimde iradesini serbestçe belirtmesine imkân bı- rakmadığını ilân etmemişler miy- di ve mahalli seçimleri bu sebep- ten boykot etmemişler miydi? Mu- halefet partilerine mahalli seçim- lere bile katılmak fırsatını vermeyen bir mevzuatın umumi seçim sırasın- daki tatbikatı ne olacaktı? Farzede- lim ki Muhalefet partileri seçimlerde müsavat esası üzerinden işbirliği ya- pacaklarını bugünden ilân ettiler; evvelâ şartları değiştirmedikçe bunun faydası neydi? Partiler müşterek Dialog Başbakan Malatyada ne gü- Zel demiş: Ka partinin seçimleri kazandıgı bu vilâyette yapılan tezahürat, milli teşahüdümüzün en güzel örneğidir” gili Başbakanımız, bir de Kırşehırlıler zatı âlinize ay- nı şeyi söyleyebilseler. bir gayretle, iktidarın karşısına se- çim mevzuatının değiştirilmesi hede- file çıkmalıydılar. Bu maksadla bir araya geldikten sonra, otururlar, me- suliyetlerini müdrik olarak konuşur- lar, yeni Meclisin adını da koyarlar, müddetini de tesbit ederler, Cumhur- başkanlığı meselesini de hallederler müsavatın esaslarını da kararlaştı— rırlardı. İmkânlar belli olmadıktan sonra, muhayyel imkânlara nazaran nasıl kat'i vaziyetler alınabilirdi? Hür. P. içinde ilk tepki ür. P.'nin C.H.P. muhtırası kar- şısındaki ilk reaksiyonu müsbet olmadı. Kurucuların bir çoğu cevabı muğlak buluyorlardı. C.H.P. belirli mevzularda fikir belirtmekten, vazi- yet almaktan çekinmişti. Bu hafta- nın başında pazar ve pazartesi günü Recep Pekerin evinde C.H.P.'nin tu- tumu aleyhinde bir çok söz söylen- di. Siyasi Akademi havası içinde işe başlamış olan bâzı Hürriyetçiler, bu kadar parlak fikirler ortaya attıkla- rı halde, bunlar üzerinde durulmamış olmasını hazmeder görünmüyorlardı. Ama ilk hislerin ateşi — yatıştığında C.H.P.'nin cevabının son derece müs- bet olduğunu sezenler arttı. H. ne diyordu: Tek başıma iktidar iste- miyorum, Muhalefet partileri olarak oturup konuşalım. Bu, Hür. P.'nin 12 maddelik muhtırasına nazaran daha yumuşak, daha daha polıtık vaziyet telik C.H.P. üçüncü Muhalefet parti- sinin cevabının beklenmesini tavsiye ediyordu. Hür. P.'nin akademik poli- tikacıları kesınlıgı öylesine İi götürmüşlerdi ki muhtıralarının so- nunu "Teklifimiz hakkındaki Umu- mi İdare Heyetiniz kararını 30 Ey- lül 1956 tarihine kadar bekleyeceği- mizi ifade etmek isteriz" diye bağla- mışlardı. Bu adeta bir ültimatomdu. Pişmiş aşa soğuk su Işte bu sıralardadır. ki C.MEP.'yi memleket meselelerinde söz sahibi, ciddi bir parti olarak telâkkiye ken- dilerini alıştırmaya çalışanlar bu par- tinin Genel Sekreterliği tarafından yayınlanan bir bültenle tekrar hayal sukutuna uğradılar. Genel Sekrete— rin bildirdiğine göre C.M.P. memle- keti idare etmeye ehil oldugunu is- pat etmişti. Nasıl? Bir piyango ter- tiplemiş, bunu çekmiş, ikramiyeleri dağıtmıştı! Organizasyon — kudretini böylece ispat eden bir partinin, artık memleketi idare edip edemeyecegı bahis konusu mu olur Doğrusu istenilirse, asıl bahis ko- nusu olan şuydu: Bu partinin içinde aklı selim sahibi kimse yok muydu ? Varsa, Allah lillah aşkına ortaya halâ çıkmayacak mıydı? İstanbul Altı senenin sonunda Bu haftanın başında salı günü, tanbulun valisi ve İs- belediye baş- F. K. Gökay Gurbete gidiş AKİS, 6 EKİM 1956