TIB ederek seri ve parlak terakkilere maz har olması hususlarında çok tesirli bir rehber olacaktır. 3 — Türk tabibi büyük şehirlerin süs ve refah huzur ve ârâmına bağlı kalmıyarak, âri- sini şehirlerden kasabalara ve bilhas- sa köylere kadar sevk ve teşmil ede- rek ve bızzat koylu ıle temasa gele- onu m e içtimai her, türlü terakkılerden haberdar eyleye- cek ve Türk köylüsünün sağlam, müstahsil bir unsur halinde yetişme- sine yardım edecek ve bu suretle ha- rap köy kulübelerinden sıhhi ve mü- reffeh ev ve mesud yuvalar meydana 30 gelmesine müstemirren çalışacaktır". u kongrenin hazırlanmasında bü- yük bir emek harcıyan Süleyman Nu- --- Paşa hemen kongreye takaddüm eden günlerde vefat etmişti. Onun kongre birindi reıslıgı senbolik olarak devam ettirildi Bundan sonra Milli Türk Tıb Kong- releri muntazaman her iki yılda bir Ankarada toplandı. Yalnız harp yıl- larında 5-6 senelik bir fasıla oldu. Bu kongrelerde bir çok önemli konu- lar ele alınarak esaslı şekilde tetkik edildi. Bu suretle malarya, çocuk ve- fiyatı, öjenik, kan: firengi, barsak parazıtlerı, safra kesesı hastalıkları, spor arızaları, köy hekimliği, iş he- kimliği, şehirlerde ve köylerde gıda meselesi, çocuklarda gıda meselesi, raşitizm, avitaminozlar, tiroid beze- li hastalıkları, verem, omatızma, çocuk sağlığı, allerjıler gözden geçi- nll((lil Yüzlerce de serbest tebliğ ya- pıldı. Ondördüncü Kongre nkarada toplanan Onikin Kongresinde buyuk çatışmalardan sonra gelecek kongrenin İzmirde ya- pılması karar altına alınmıştı. Bu su- retle Onüçüncü Kongre İzmirde top- landı. Bu kongre pek hararetli olma- dı. Birinci günden sonra dinleyici a- dedi gittikçe azaldı. Başka şehirler- larda olduğundan Ondördüncü Kong- renin de gene İzmir'de yapılması te- mayülü ekseriyet kazandı. Şimdi i- ikinci defa olarak kongre İzmirde top lanmış bulunuyor. Bu kongrenin iki ana konusu var. Birisi tıbbi, diğeri sos yaldır. Tıbbi konu arteriosclerose, yani damar sertleşmesidir. Bu hastalık son senelerde büyük bir önem kazanmış- tır. Arteryoskleroz artık eskisi gibi bir ihtiyarlık hastalığı — sayılmıyor. Gençlerde de olabileceği düşünülüyor. Hastalığı doğuran sebeb olarak me- kanik faktörler itham edilmekle raber daha bir çok sebeplerin de rol oynadığı anlaşılıyor. Bu arada besin- leri ve besleme şartlarını öne süren- ler vardır. Meselâ fazla yağlı yemek- ler ve fazla kalori almak arteryosk- leroz yapabilir. Herediter faktör de büyük bir rol oynar. Irk bakımından büyük bir fark yoktur. Az yağlı ye- mek yiyen ve kolesterinden fakir gı- dalarla beslenen milletlerde kanda kolesterin ve lipidler az olduğundan arteryoskleroza da pek raslanmıyor. Mongollar, Çinliler, Okinavalılar, Es- kimolar bu arada sayılabilir. Bu böl- gelerde yaşıyan — Amerikalılarda ise miktar ve mahiyet itibarile ayrı re- jime tabi olduklarından arteryoskle- roz ve koroner hastalıkları daha çok görülüyor. İkinci Dünya Harbi sıra- sında heyecan faktorlerı daha çok ol- duğu halde fakir bir gıda ile beslen- miş olan ve az yağlı maddeler almak zorunda kalan İtalyada koroner has- talıkları bu günkünden daha az gö- rülmüştür. Amerikada ise tersine 0- larak rejim savaştan önce savaş sı- rasında ve savaştan sonra büyük fark göstermediğinden koroner has- talıklarının miktarında da önemli farklar olmamıştır Ondördüncü Mıllı Türk Tıb Kong- resinin ikinci konusu da hekimin sos- yal durumudur. Bu tez ayrıca ve dik- katle ele alınmağa değer. Herhalde gerek hekimler arasında, gerek bü- tün yurtta akisler uyandıracaktır. Ondördüncü Milli Türk Tıb Kongresi- nin de büyük bir alaka toplıyacağı- na ve hekimler için olduğu kadar bütün memleket için hayırlı ve başa- rılı olacağına şüphe yoktur. Dr. E.E. AKİS, 6 EKİM 1956